Evden uzaklaşınca daha çok heycanlanmıştım böyle olaylara ne zamandan beri yapmıyordum. Ve herkes beni hafife almıştı şimdi herkes Dolunayın ne kadar tehlikeli olduklarını görücek.
Vakit asıl Dolunayı ve gücünü gösterme vaktiydi.
〰️
Bir saatlik yolu hızlı sürmem sayesinde yarım saatte gelmiştim.
Geldiğim bu lüks lokantanın önünde arabayı valeye verip içeri girdim.
Kapının önünde beni bekleyen kadın,
"Buyrun Dolunay hanım bu taraftan" diyerek beni Adnan ve Atakan'ın Yanına götürdü.Bir üst kata çıktığımızda etrafta Atakan ve Adnan dan başka kimse yoktu.
Onların olduğu masanın önünde durdum.
"Selam!" İkisininde bakışları beni bulurken Atakan şaşırdığı her halinden belliydi. Adnan ise ayağa kalkıp elimin üstüne küçük bir öpücük bıraktı.
"Beni kırmayıp geldiğin için teşekkür ederim, hayatım"
Galiba bu kelimeye hiç bir zaman alışmıycam.Atakan'ın kaşları çatıldı.
"Sevgilin mi?"
Atakan'ın sorusu üzere Adnan'la ikimizde yan yana oturduk.
Adnan gülüp elimi tuttu.
"Evet" Atakan'ın bakışları beni buldu.
"Öyle mi, ne zamandan beri sevgilisiniz?" Adnan'ın konuşmasına izin vermeden ben konuştum, hep o konuşacak değil ya.
"Bu ikinci günümüz daha çok yeni"
Atakan kafa sallayıp önündeki yemekten yemeye devam etti. Galiba bir tık bozulmuştu.Adnan'a baktığımda oda bana bakıyordu. Cilveli bir şekilde güldüm bakışlarını benden ayırıp Atakan'a çevirdi.
"Asıl konuya gelelim"
Atakan bir şey demeden başını salladı.
"İhaleden çekilirsen senetleri sana veririm"
"Aşkım ne ihalesi bu?"
Ne dedin sen? Yok valla bilerek demedim kendiliğinden çıktı. Atakan'ın bakışları anında beni bulurken kaşları havalandı.
Adnan bana döndü, bri kaç saniye yüzüme bakıp güldü niye gülüyor bu şimdi.
"Çok büyük bir kumarhane var! O kumarhaneyi satın alan kişi daha da büyüyecek gücüne güç katacak!"
Atakan zaten güçlü niye daha çok güçlü olmaya çalışıyor ki?
"Ne senetinden bahsediyorsunuz peki?" Adnan iğrenç bir kahkaha attı.Ben bu adamla sevgili rolü bile oynamazken nasıl evlenme taklidi yapıcam ki?
"Kafamın dağınık olduğu bir gün Atakan beyimize yenilmişim de? Hatırlamadığım için böyle bir senete gerek yok dedim ve ondan aldım. Haa alırken bir kaç dostumunkinide almış olabilirim" dedi adi herif.
"Çok iyi yapmışsın aşkım"
Allah'ım sen bana yardım et.
"Bu akşam işin yoksa bana gidelim"
Adnan'ın sorusu karşında Atakan'a baktım gözlerinde ki duygunun ne olduğunu bilemiyordum.
"Olur" bu senet işini bu akşam halletmem gerekiyor.Atakan elindeki çatal bıçağı bırakıp duruşunu dikleştirdi.
"O senetleri senden alıcağımı biliyorsun. O ihaleyi kazanacağımıda biliyorsun istersen ben seni hiç yormadan sen kendin senetleri verip ihaleden çekil"
"Senetlerin hepsi çok güvende senin asla ulaşamayacağın bir yerde. İhaleye gelicek olursak üzerinde çok çalıştım kazanacağıma eminim ve sanada küçük bir sürprizim olucak"
"Sürpriz mi? Ay ben sürprizleri çok severim hatta benim de sana bir sürprizim olucak!" Bilerek Atakan'ın konuşmasına izin vermemiştim. Onun planını bilemem ama benim planımı bozacaklar ve buna izin veremem.
"Sürpriz mi? Ne sürprizi?"
"Yanlız hediyemi vermek için baş başa evde olmamız gerekiyor."
"Tamam, olur gideriz " hiç düşünmemişti bile dünden razı olsa gerek.
"Ama dağdaki evine gidelim en çok o evini merak ediyorum manzarası çok güzelmiş galiba?" Gözlerimi açarak ikna etme kabiliyetimi kullanıyordum her zaman işe yarar.
"Sen nasıl istersen"İşte bu planın birinci adımı ve kusursuzdu . Sıra ikincide, Atakan'a döndüm.
"Bu arada isminiz neydi?"
Atakan durumu anlamış olucak ki hiç bozuntuya vermeden konuştu.
"Atakan, sizin?"
"Bende Dolunay, da ben sizi sanki bir yerden çıkarıcam ama nerden!"
Atakan omuzlarını kaldırıp indirdi.
"Hah şimdi hatırladım siz şu çok ünlü kumarhanenize Adnan tarafından baskın yemiştiniz değil mi? Yazık sizin yüzünüzden bir sürü insan vefat etmiş. İçlerinden evli olan, nişanlı olan, çocuğu olan bile var mış! Yanlız bir şey sorucam hiç mi vijdan azabı çekmiyor sunuz?"
Atakan duydukları şeylerin karşında yumruğunu sıkmıştı.
Soruma yanıt vermeyip sessiz kaldı. Adnan ise hayran olmuş bir şekilde bana bakıyordu ikinci adım da başarı ile tamamlandı.Atakan'ın telefonu çalınca sanki bu anı bekliyormuş gibi masadan kalkıp gitti.
Adnan parmaklarını kolumun üstünde gezdirmeye başladı. İğrenç bir his bu.
"Sen bunları nerden biliyorsun?"
Baştan aşağıya Adnan'ı süzdüm, eğilip kulağına sıcak nefesimi üfledim.
"Seni tanımak için internete baktığımda görmüştüm."
"Bana deseydin ben kendimi sana başka bir yerde başka koşullar altında tanıtırdım"
Nasıl koşullar onlar? Neyse bilmesek daha iyi olurdu.
"Bir de senden dinlerim"
Kulağının hemen altından öpüp geri çekildim, Adnan son yaptığım harekete dayanamamış olucak ki boğazını temizleyip sandalyelerimizi daha da yaklaştırdı.
Daha yakını senin kucağın.
"Kalkalım hadi hem sürprizini çok merak ettim."
"Tamam"Atakan'ın gelmesini beklemeden masadan kalktık hesabı Atakan'a kitledik galiba.
Lokantadan çıktığımızda hemen önümüzde duran arabaya bindik.
Evet sıra üçüncü adımda.〰️
Sonunda istediğim dağ evine gelmiştik. Adnan ile birlikte eve girdik girer girmez beni kendi ve kapı arasına sıkıştırdı tam öpeceği sırada geri çekildim ne olduğunu sorar bir şekilde baktı.
"Bazı alışkanlıklarım var! Onları yapmazsam olmaz."
Yarım ağaz güldü.
"Neymiş onlar"
"Bir bardak içki içmeden yapamıyorum"
Kahkaha attı, çok komik zaten demi bak şuan bende gülmekten ölüyorum.
"Tamam o zaman sen içkileri ayarla bende bir lavaboya gidiyim"
Tam gideceği sırada kolundan tuttum.
"İçkileri sen ayarla"
"Aşırı zor durumdayım lavaboya gitmem gerekiyor sen ayarla lütfen"
"Of tama ben ayarlarım"
Arkamı döndüğüm anda yüzümde oluşan gülüşü durduramadım evet şuan onun güvenini kazanmıştım ve bundan sonra yapıcağım şeylerden benden şüphelenmeyecekti.Mutfağa girip bir kaç dolaba bakıp sonunda bardakları buldum. İçi sadece içki dolu olan dolaptan ilk elime geleni aldım.
Kulağımı kaşır gibi yapıp küpemin yere düşmesini sağladım. Yere düştüğü anda ayağa kalmadan küpeyi ortadan ikiye açıp içinde ki uyku ilacını elime döktüm küpeyi kapatıp geri kulağıma taktım.
Kameraya sırtımı dönüp elindeki tozu Adnan'ın bardağına döktüm.
Bardakları elime alıp içeri girdiğimde adnanda lavabodan yeni çıkıyordu.İçinde uyku ilacı olan bardağı ona uzattım.
Koltuğa oturduğumuzda içmesini bekledim bir kaç yudum aldıktan sonra. Bende kendi bardağımdan içtim.
"Son bir alışkanlık hemen lavaboya gidip geliyorum"Salondan çıkarken tam lavabonun önüne gelince bayılmış numarası yaptım. En az iki dakika boyunca hiç kıpırdamadan yerde yattım.
Ayağa kalkıp içeri girdiğimde Adnan çoktan sızmıştı. Kendi bardağımada kalan tozu döküp aşağa kata kameraların olduğu bölüme indim.
Ben bayıldıktan iki dakika sonrasını silip kayıt etmeyi durdurdum.Hızla yerin iki kat altına inip funda yani Adnan'ın ablasının bile giremediği odanın önüne geldim.
Bura özel şifre ile giriliyordu ve bu şifreyi bilen tek kişi Adnandı altı haneden oluşan şifreye yüz elli beş ve iki yüz on dört sayılarını yazdım. Kapı sonuna kadar açılmıştı. Salak adnan şifreyi ortaokul ve lise numaralarını koymuştu. Yolda sürekli okul numaraları ile ilgili olan anılarını anlatıp duruyordu ve ister istemez şifreyi kendi ağzı ile bana söylemişti.
Bir çok dolap olan odada en büyüğünün üstünde Kurtbey yazan dolaba gittim.
Kapağını açtığımda en fazla dokuz tane dosya vardı. Hepsini kucağıma aldım tam odadan çıkacağım sırada masanın üzerinde ki kırmızı dosya dikkatimi çekti bütün dosyalar siyahtı ama masanın üzerindeki kırmızı.Dikkatimi çeken bütün dosyaları kucağıma doldurup dışarı çıktım.
Araba ile kapının önünde bekleyen Haticeyi görünce üçüncü adımında tamamlandığını gösteriyordu. Dosyaları ön koltuğa bıraktım.
"Korumaları nasıl halletin?"
"Sonra anlatırım, dikkatli ol"
Hatice gaza basıp giderken hızla etrafa bakıp içeri girdim.
İçkiden bir yudum içip hızla lavobunun önüne ilk düştüğüm yere aynı pozisyonda yattım.Uyku ilacı yavaş yavaş etkisini gösterirken saçlarımda bir el hissettim hemen ardından da bir erkek sesi. şuurum kapanmak üzereydi ve gerçek olup olmadığını bile dünememiştim.
"Yine neyin peşindesin Dolunay'ım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
ActionBaşrolü güçlü kadın mı istiyorsun? O zaman, bu kitap tamda sana göre :) . . . "sana acı veren benim.." Nefesini ensemde hissettikçe tüylerim diken diken oluyordu. "Ama unutma ki senin acılarını saran da benim." "Benim acılarımın da, yaralarımın da t...