17. Bölüm

735 65 42
                                    

Uyku ilacı yavaş yavaş etkisini gösterirken saçlarımda bir el hissettim hemen ardından da bir erkek sesi. şuurum kapanmak üzereydi ve gerçek olup olmadığını bile dünememiştim.

"Yine neyin peşindesin Dolunay'ım"

〰️

Hemen başımın ucundaki sesler kulağıma uğultu gibi gelirken gözlerimi açtım.
Adnan ve yanında bir kız vardı,
Uyandığımı fark eden kız oturuduğu yerden kalkıp yanıma geldi.
"İyi misin canım?"
Nerden senin canın oluyorum ben? Plan aklıma gelince kaldığım yerden devam ettim.
"Noldu bana? en son tuvalete gidiyordum sonrası yok"
Adnan ellerimi tuttu.
"Aşkım biri bize oyun kurmuş galiba içki dolabındaki bütün içkilerde uyku ilacı tespit edildi."
Nasıl ya? Ben sadece bardaklara katmıştım kim koymuş olabilir ki başka.
"Kim? neden böyle bir şey yaptı?"
"Atakan'ın yaptığını düşünüyoruz, senetler çalınmış büyük ihtimalle o"
He aynen Atakan çaldı salak Adnan.

Yattığım yerden kalkıp oturur pozisyona geldim.
Kendimi biraz zorlayarak gözlerimin dolmasını sağladım.
"Aşkım ben evime gitmek istiyorum, şuan çok korkuyorum hadi bize bir şey yapsalardı?"
Adnan iğrenç kollarını bedenime sardı. Bilmem kaç yüz derece sıcak suyla duş almak istiyorum bu adamın dokandığı yerleri anca temizlerim.
"Korkma ben yanındayım"
"Yanlız kalmak istiyorum"
Gözlerim  doldurdum çocukluktan gelen bir özelliğimdi istediğim an ağlaya biliyordum. Sesimi de titrektikten sonra devam ettim.
"İlk defa böyle şeyler yaşıyorum. kafamı toplamam lazım."
"Tamam şoför seni evine bıraksın"
"Taksi çağırın bu evi hatırlatan hiçbir şey görmek istemiyorum"
Adnan telaşlı bir yüz ifadesiyle kafa salladı.

Ayağa kalktım kendimden tiksinerek Adnan'a sarıldım, yanımızdaki kadına yani Adnan'ın ablası Fundaya baktığımda tanıdığımı belli etmedim.
"Siz?" Funda kendisini tanıtmayı unutmuş olucak ki haa gibi bir ses çıkartıp elini uzattı.
"Ben Funda Morin, Adnan'ın ablasıyım tanıştığıma memnun oldum" ben olmadım ama neyse ona kuru bir gülümseme ile sendeleyerek yürüyüp odadan çıktım.
Adnan'ın yardımı ile evin önüne gelince bekleyen taksiye bindim Adnan cebinden yüklü bir miktar para çıkarıp taksiciye verdi.
Ohaa verdiği paraya bak orda en az beş bin vardır. Adamdan gerimi alsak o deli saymayı bilmiyor diye?  Başka zaman olsa kesin alırdım ama şuan öyle bir şansım yok belli ki adam benim nere gittiğimi her şeyi Adnan'a yetiştirecek Zeynep'i ve sevgi ablayı riske atamam o yüzden eve gidemezdim.

〰️

Adamla baya bir iddialaşıp sonunda kendimi hastaneye getittirmiştim.
Adam beni beklerken bende çoktan arka kapıdan çıkıp başka bir taksiye binmiştim.

Taksiciye öbür taksiden aldığım yirmi lirayı uzatıp evin adresini verdim.

〰️

Evin önüne geldiğimizde taksici aynadan bana baktı.
"Toplam otuz sekiz lira, on sekiz lira eksik yani"
Napayım abi o kadar alabildim.
Taksiden indim Kemal'e gel işareti yaptım. Kemal koşarak yanıma geldi.
"Şunun parasını öde"
Kemal'i orda bırakıp içeri girdiğimde beni ilk karşılayan Zeynep oldu.
"Annem!" Koşarak boynuma sarıldı mis gibi olan kokusunu içime çektim yere indirdiğimde.  Hemen ardından sevgi abla geldi  her şey yolunda mı?  Ağzını okuyup aynı şekilde cevap verdim.  Hiç merak etme her şey sorunsuz devam ediyor. Kafasını salladı.

Kapının girişinde beliren Atakan tuttuğu nefesini verdi.
"Kış bahçesine gel!"
Arkasını dönüp gittiğinde tam arkasından gidicektim ki ayağım bir şeye takıldı.
Ne olduğuna baktığımda üstümdeki eşorfmanın paçasıydı. Üstümü ne zaman değiştirmişler hiç de farkında değilim.
Atakan'ın yanına girmekten vaz geçip kendi odamıza çıktım.
Kapıdan girer girmez üstümdekilerden kurtulup kendimi banyoya  attım.
Sıcacık suyla  Adnan'ın dokandığı her yerimi iyice sürtüp pislikten  arındırıp Saçımı da şampuanla iki kere yıkadıktan sonra bornozumu giyip banyodan çıktım.

Bornozu üstümden sıyırıp yatağın üstüne koyduğum iç çamaşırlarımı giydim. Tam şortumu giyiceğim sırada kapı aniden açıldı.
Atakan'ın sinirli yüzü birden yok olup değişik bir hal aldı.
Bense elimdeki şortu giyip Atakan'a döndüm. Hala aynı pozisyonda gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu transa girdi galiba.
Cropuda giyip Atakan'ın yanına gittim.

Yanına gittiğimi fark etmiş olucak ki kendini toparladı.
"Şey sen gelmeyince bakıyım bir diye geldim"
"Duşa girmiştim hadi nere gideceksek gidelim de bir an önce beni sorguya çek ne kadar çabuk biterse o kadar iyi."
Gözleri ile saçımı gösterdi.
"Saçlarını kurut öyle gel"
"Gerek yok"
"Kurut öyle gel dedim"
Allah Allah bak sen şuna
"Tamam git sen işim bitince gelirim"

Atakan odadan çıkınca gidip tırnaklarımı kestim. Tabikide saçlarım ıslak kalacak. Hayır yani az da olsa beni çözmesi gerekirdi bana emir verilmesini sevmiyorum ve yapmıyorum. elbet bir gün öğrenecek.

〰️

Beş dakika boyunca  tırnaklarımı kestikten sonra odadan çıkıp kış bahçesine indim.
Atakan saçlarımı görünce gözlerini sımsıkı yumdu.
"Sana emir almam demiştim eğer sen odaya dan diye girmeseydin ben zaten saçımı da kurutacaktım neyse inşallah bir daha aynısı tekrarlanmaz"

Oturduğu koltuğun karşına oturdum.
"Ne zaman sevgili oldunuz?"
"İki gün önce demiştim"
"Neden sevgili olduğunuzdan benim haberim yok?"
Canım öyle istiyor Allah Allah adama bak.
"Bilmem söylemek aklıma gelmedi"
"Nasıl sevgili oldunuz?"
"Eve eşyalarımı almaya gittiğimde şans eseri karşılaştık ve çıkma teklifi etti bende kabul ettim"
Külliyen yalan Hatice'nin verdiği telefondan mesaja atıp konuştun öyle sevgili olduğunuz. Karıştırma orasını.
"Eve gittiğimizde naptınız?"
Göbek attık.
"Bir şey yapmadık."
"Nasıl?"
"Biri pusu kurmuş içkilerde uyku ilacı varmış ikimizde bayılmışız ve sonuç olarak senin senetlerini çalmışlar"
"Bir şey oldu mu sana?"
Ne olucak buna filan hiçbir şey olmaz hem bütün bunların hepsini ta kendisi yaptı. Kafamı evet anlamında salladı.
"Niye gittin ki eve!" Soru sormaktan çok kızar gibiydi.
"Senetleri ben alıcaktım ama biri benden önce davranmış"

Sıkıntılı bir nefes verdi. Oturduğum yerden kalktım.
"Bu kadar sorgu yeter. Kemal ile birlikte benim evime gidicem"
"Neden?"
"Evden para Alıcam iki de bir millettin  parsını alıp duruyorum"
O sırada arka cebime kattığım kart aklıma geldi.
"Haa bu arada" cebimdeki kartı Atakan'a uzattım. Bu ne der gibi karta bakarken ellerini açıp kartı içine koydum.
"Geçen alışverişe çıktım da kartını ödünç almıştım geri veriyim, harcadığım parayı da tabiki geri vermiycem senin yüzünden huzur evinde dört aylık maaşım kaldı ona sayarsın"

Geri kartı bana uzattı.
"Al sen kullan bunu"
"Gerek yok evde benim param var onu alırım"
Atakan'ı arkamda bırakıp kış bahçesinden çıktım.
Partmantodan ince hırkamı giyip dışarı çıktım.
Beni gören kemal ve Hamza çeketlerinin önünü iğneledi.
"Arabayı hazırla benim eve gidicez"

〰️

Hatice'nin evine girdiğimde ona verdiğim dosyaları inceliyordu.
Yanına oturup dosyanın birini elime aldım.
"Bir şey var mı?"
"Hemen hemen hepsinde milyarlarca borç var bir tek şu kırmızı dosyaya bakmadım."
Elimdekini kenarıya koyup kırmızı olanı elime aldım.

Kapağını açtığımda hemen birinci sayfada benim fotoğrafım vardı.
İkinci sayfayı açtığımda. Benim hakkımda her şey yazıyordu.

"Öz annesi babası tarafından yedi yıl önce on bıçak darbesi ve altı el kurşun ile öldürülmüş. Arkasında iki tane kız evlat bırakmış. Hemen ardından babası Dursun belen başka biri ile evlenir. Evlendiği kadın Merve hoyrat iki kız kardeşe de işkenceler yapar. Kemerle dövme, tenlerinde sigara söndürme, suda-..."

O günler dün gibi hâlâ aklımdayken cici annemizin bize işkence ederken ki kahkası kulağımda çınlıyordu.
Gözümden akan bir kaç damla göz yaşı ile dosyayı kapatıp. Masaya koydum.

Hatice'nin verdiği telefona bildirim sesi geldi.
Kimden olduğuna baktığımda kayıtlı değildi.

Ben emir, yıllar önce sürekli gittiğimiz çay bahçesine gel. Yoksa senetleri senin çaldığını Atakan'a söylerim.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin