10. Bölüm

948 93 46
                                    

"Emir, Eski eşim"

Atakan'ın herhangi birşey demeyişi hatta tepkisiz olması beni daha çok strese sokuyordu.
"Yok hayır bu plan olmaz!"
Hiçbir şey demeden yüzüme bakmaya devam etti.
"Sana diyorum bu plan iptal! "
Sonunda bir tepki vermişti, gözlerini sımsıkı yumdu, Açtığında ela gözlerinde öfke vardı.
"Nasıl şiddet uyguluyordu sana?" Bana o zamanları hatırlatan bu sorudan nefret ediyordum. Bana çektirdiği acıyı hissetmeme neden oluyordu. Acıdan kıvranırken attığım o çığlıklar kulağımda yankılanıyordu.
"Boş ver?" Çenesi seyirdi "söyle boş verip vermiyeceğime ben karar veririm" bıktım yemin ederim bu adamın kendini bir halt sanmasın dan bıktım. Zengin olanların emir verme hakkı varda benim mi haberim yok? içimden küfür etmem daha çok sinirlenmeme neden oldu.
"SANANE YA, SANANE SENİ İLGİLENDİRMEZ!"

Bir den kolumdan tutup sırtımı duvara çarptı bu hareketi yüzden sırtlık bir çok yeri morarmış ti ve buraya gelmeden önce fondöten ile kapatmak zorunda kalmıştım, burnumun dibine kadar girip dişleri arasında tısladı.
"Benimle düzgün konuş!" Sinirden elim ayağım titrerken şuan bulunduğumuz pozisyondan kurtulmak zorundaydım.
"Çekil!" Tam diğer kolum ile ittirmek için havaya kaldırmıştım ki benden önce davranıp elimi havada yakaladı, iki elimide başımın üstünde birleştirip sıkıca tuttu.
Ayağımı hareket ettirmeme fırsat vermeden iki bacağımı da bacağının arasına sıkıştırıp hareket etmemi imkansız hale getirdi.
"Şimdi söyle"
"Söylemiyorum"
"söyle!" Dişleri arasından konuşuyordu, taktı kafaya
"hayır" sinirle sesini yükselterek konuştu "evet!"
"NE DUYMAK İSTİYORSUN? BENİ HER GÜN KEMERLE NASIL DÖVDÜĞÜNÜMÜ? KAÇ GÜN AÇ SUSUZ BIRAKTIĞINI? SUDA BOĞMAYA ÇALIŞTIĞINI? YOKSA yoksa sigara içtikten sonra izmaritini tenimde söndürmesini mi? bunları mı duymak istiyorsun?" Sonlara doğru sesim iyice gitmişti benden bağımsız gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Şu satten sonra durular mı ondan da çok emin değildim.
Kolumdan tutan Atakan'nın eli olmasaydı  yere düşeceğimden emindim çünkü bu söylediklerim bana çok ağır geliyordu altında eziliyordum.
Atakan'ın gözlerinden bir tek duygu vardı acıma!
Gözümden son bir kaç damla düşünce bileğimdeki elleri gözüme gitti. Kafamı hızla yana çevirdim. Kimsenin bana acımasına ihtiyacım yok!

Şaşkın bir şekilde önümden çekildi aynanın karşısına geçtim. Yine aynısı oluyor. Başkaları sana acıyor. Buna izin vermemelisin! Anca öldüğünde sana acıya bilirler. Şimdi kendine çeki düzen ver ve ne olursa olsun bu plana devam et. Bizde bir iş yarım kalmazdı unuttun galiba? Emir de artık senin ne kadar güçlü bir kadın olduğunu görsün.

Göz yaşlarımı silip duruşumu dikleştirdim. Yüzüme sahte bir gülüş yerleştirip Atakan'a baktım.
"Hadi gidelim de şu işi bir an önce bitirelim" tam arkamı dönmüş gidiyordum ki "dur!" Diye seslendi yeniden yüzümü ona döndüm.
"Üstüne her hangibi bir şey almadın mı?" Başımı hayır anlamında salladım sıkıntılı bir nefes verdi. "Git ve rahatsız olduğun için eve gitmen gerektiğini söyle" ne bu şimdi?
"Niye?" Bir kaç adım ile yanıma geldi.
"Adnan öyle bir günde aşık olabilecek adam değil, biraz zaman lazım o yüzden bugünlük bu kadar." başımı tamam anlamında sallayıp arkamı döndüm tam kapıyı açıp çıkıcaktım ki elim kulupta kaldı ne dışarı çıktım ne de ona baktım. En sonunda neyse der gibi omuz silkip dışarı çıktım.

Tuvaletten çıkınca yüzümde oluşan pis gülüşü durduramadım. Bilerek yapmıştım, elbiseme sinirlenmişti ve onun sinirlenmesi benim hoşuma gidiyordu.

Adana'nın olduğu masaya baktığımda Emir yoktu. İçime dolan rahatlama ile yanına gittim beni görünce çarpık bir şekilde gülümsedi.
"Bir sorun mu var?" Elimi karnıma götürüp yüzümü buruşturdum.
"Midemi bozmuşum galiba biraz rahatsızım" pişmiş kelle gibi sırıtan Adnan gitmiş yerine üzgün Adnan gelmişti. "Yapabileceğim bir şey var mı?" Başımı hayır anlamında salladım. "Zaten eve gidiceğim yoksa daha kötü olucak gibiyim"
Adnan kafa salladı sonra bir şey hatırlamış gibi elini şıklattı.
"Benim sende numaram yoktu" benim telefonum yoktu onu ne yapcaz.
"Sen bana numaranı veri ben sana ulaşırım" Adnan cebinde çıkardığı kartı bana uzattı. Üstünde Morin holdink yazan ve bir numara olan karttı.
Adnan ile vedalaşıp dışarda beni bekleyen Hamza'nın yanına gittim.

〰️

İçtiğim kahve bardağını elime aldım tam kalkacağım sırada Atakan kolumdan tuttu.
"Nereye?" Kolumu ondan kurtardım.
"Unuttunuz her halde? siz beni ne konuştuğumuzu sorduğunuz için oturup sizinle kahve içtim, anlattım ve gidiyorum"

Atakan'ın yanından ayrılıp odaya çıktım kurutmaya üşendiğim için öylece taramadan bağladığım ve nerdeyse kurumak üzere olan nemli saçımı bağlayıp zeyneb'in yanına yattım.
Üstümde bir yorgunluk vardı, bedensel değil, mental bir yorgunluktu. Kapanmaya yüz tutan gözlerim zeyneb'imin kokusu eşliğinde kapandı.

〰️

Kuş sesleri ile gözümü açtım. Yan tarıfıma döndüğümde zeyneb yerinde yoktu. Hızla Odanın içindeki banyoya girdim orda da yoktu.

Hızla odadan çıkıp aşağıya mutfağa baktığımda bomboştu. Aşağıda bulunan bütün odalara baktım ama hiç bir yerde yoktu bahçeye bile bakmıştım en son üçüncü kat kaldığında koşar adımlarla ora çıktım.
Allah'ım N'olursun başına bir şey gelmesin.
Tek tek bütün odaları gezerken koridorun en sonundaki odadan gülüşme sesleri gelmeye başladı. Bu ses zeyneb'in sesi koşarak o odaya gidip kapıyı açtım. Çift kişilik koca yatağın karşında kocaman koltukta Atakan ile oturmuş tabletten bir şeyler yapıyordu.

Hızla gidip zeyneb'i Atakan'ın kucağından indirdim.
Sımsıkı sarıldım küçücük kolları boynuma doladı ve parmakları her zaman ki yerini buldu; ne zaman sarılsak boynumdaki beni parmakları ile kaşımaya başlardı.
Ayrıldığımız da yanaklarını öptüm, ben kaybetmenin ne olduğunu çok iyi biliyordum bir tane kayıp vermişim ikinciyi vermiyeceğim.
"Bundan sonra benden habersiz odadan dışarı bile çıkamayacaksın" başını iki kere aşğıya yukarı salladı.
Diz çöktüğüm yerden kalkıp Zeynep'in elini tuttum tam gideceğimiz sırada Atakan "prenses" bir an dönecek gibi oldum ama bana diyecek hali yok ya Zeynep ona döndü bende dönmek zorunda kaldım.
Yanımıza gelip elindeki tableti Zeynebe uzattı.

"Benden sana bir hediye al bakalım"
Zeyneb'in bakışları bana çevrildi onayımı istediğini biliyorudum ne kadar istemesem de burda canının sıkıldığını da biliyordum. Güldüğümde izin verdiğimi anlamış olucak ki sevinçle kıkırdayıp tableti eline aldı ve Atakan'a sarıldı.
Atakan da ona sarıldı. Boğazımı temizledim "anneciğim hadi sen odaya çık ben bir atakan abin ile konuşayım"
Zeynep gülerek odadan çıktı.

sinirle Atakana döndüm.
"Ne yapıyorsun ya sen?"
Bir şey demedi. "Bu ilk ve sondu bir daha seni zeyneb'in yanında-" cümlemi yarıda kesen zeyneb'in çığlık sesiydi.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin