15. Bölüm

763 84 51
                                    

Gerektiğinden fazla yakın olmamızı hesap edememiş olucam ki beni tutayım derken olmaması gereken bir şey oldu

Dudakları dudaklarıma değdi!

Bunu ben bile beklemiyordum. O benim gözlerime ben onun gözlerine bakıyordum. Geri çekilmem lazım ama geri adım atabilecek emri beynime gönderemiyorum.
Hadi ben şok olduğum için geri çekilemiyorum peki o neden çekilmiyor? Ve neden şuan bulunduğumuz durum beni rahatsız etmiyor? Atakan benim gözlerimde ne görüyor bilmiyorum ama onun gözlerinde gördüğüm tek şey ela gözlerinin parlaması.

"Anne!"

Zeynep'in sesi ile ikimizde hemen geri çekildik. Zeynep'e baktığımda otuz iki diş gülerek bize bakıyordu.
"Siz sevgili misiniz?"
Ne!
"H-hayır" Atakan geri geri giderek arkamızdaki tezgaha kalçasını yaslayıp kollarını birbirine bağladı.
"O zaman siz şuan flört müsünüz?"
"Hayır bitanem flört de değiliz hem sen bunları nerden biliyorsun bakalım?"
Zeynep başını yere eğip hiçbir şey demedi.
Arkama döndüğümde Atakan sessiz sessiz gülüyordu. Gözlerimiz birbirini bulunca hemen gülmeyi bıraktı.

Kollarını çözüp Zeynep'in yanına gitti.
Kucağına alıp yanıma geldi ve Zeynep'i ada tezgahına otutturup çekmeceden üç tane çatal aldı.
Birini Zeynep'e verip birini bana uzattı.
Uzattığı çatalı aldım.
"Bunu siz mi yaptınız?"
Sorusu bana değil Atakanaydı bu kız da Atakan'ı tanıdığından beri beni takmaz oldu.

"Evet biz yaptık, ama en çok ben yaptım annen hiç bir şey yapmadı"
Yalana bak, kandırıyor resmen kızımı.
"Uydurma ve asıl sen hiçbir şey yapmadın!"
Atakan pis pis sırıtırken ben ise sinirlenmeye başlamıştım.
"Ben mi bir şey yapmadım? En önemli işi ben yaptım. İçinde bu krema olmasıydı kuru bir kek yedirecektin bize"
"Yanlız o kremayı da ben yaptım. Sen bir tek keke sürdün o kadar!"
Atakan tam ağzını açmıştı ki Zeynep kahkaha attı.
"Siz de aynı murat abinin izlettiği vidyodaki çifersiniz-" cümlenin hemen sonunda iki eliyle de ağzını kapatıp başını çevirdi.

"Ne dedin sen?" Başını iki yana salladı.
"Zeynep yüzüme bak ne vidyosu"
Zeynep ellerini ağzından çekti gözleri dolmuştu.
"Kimseye deme demişti, size dedim bana kızacak!"
"Kızmaz merak etme."
Ben hiç bir şey anlamaz iken Atakan anlamış olucak ki Zeynep'in ağzına bir çatal pasta kattı.
Bu konu burda kapanmadı elbet başka bir zaman yine açılır.

Üçümüzde pastadan yeterince yedikten sonra Zeynep tezgahtan aşağıya indi.
"Ellerinize sağlık çok güzel olmuş ben gidip yatayım"
Dizlerimin üstüne çöküp yanaklarını öptüm.
"İyi geceler bitanem"
Geri ayağa kalktığımda Atakan eğilip Zeynep'in kulağına bir şey dedi.
Zeynep'in asık suratı bir den neşeli bir hal aldı Atakan'ın boynuna sarılıp yanağını öptü.
"Ben gidiyim sizde baş başa bulaşık yıkayın" diyip koşarak yanımızdan uzaklaştı.

Acaba Zeynep'in kulağına ne demişti.
Zeynep gider gitmez mutfağa bir sessizlik çöktü.
Pastayı tabağa koymadan yediğimiz için bir kaç tane bulaşık vardı onları da makineye koyup Atakan'ın suratına baktım.
"Adnan ile konuşa bilmem için telefona ihtiyacım var"
Atakan'ın kaşları çatıldı.
"Böyle bir şey olmuycak"
Sinirden güldüm.
"Afedersin ama bu devirde on yaşındaki bir çocuğun bile telefonu var sencede benim telefonumun olmaması dikkat çekici değil mi? Hem bu evde tutsak gibi yaşıyoruz.
Madem o senetleri ben Alıcam istediğimi yapa bilirim! Ayrıca sevgi abla ve Zeynepte burdan gidecek!"

Atakan ellerini cebine kattı.
"Aslında haklısın telefonun olmaması dikkat çeker o yüzden bir tane telefon vericem evde tutsak gibi yaşamak konusunda pek katılmıyorum ama onada peki, istediğin zaman korumalar ile birlikte çıkarsın ama..."
Amasıda var mış olmasa şaşarım zaten.
"Ama Sevgi hanım ve Zeynep burda kalmaya devam edicek"
Dolunay iyi düşün gözünün önünde olacaklar böylesi daha iyi kabul et gitsin!
"Tamam."

Etrafına baktığımda her yeri temizdi ellerimi peçeteye kurulayıp çöpe attım.
"İyi geceler"
Atakan'ın bir şey demesini beklemeden mutfaktan çıkıp odaya girdim.
Ne yapacaksın şimdi? Tabiki her uykusuz kaldığım gece yaptığım gibi çizim!

〰️

Hatice'nin penceresinden çıkıp kendi odamın penceresinden içeri girdim.
Pencereyi kapatıp yatağın üstüne attım .
Atakan'ın verdiği telefonu cebime koydum.
Ne olur ne olmaz telefonu Hatice'nin yanına götüremem.

Binadan dışarı çıktım. Beni gören kemal hemen kapımı açtı.
Kendi de önden dolanıp sürücü koltuğuna oturdu.
"Eve değil Ceyda'nın mağazasına"
Kemal başını tamam der gibi sallayıp arabayı çalıştırdı.

〰️

Çok lüks olan bir mağazanın önünde araba durunca Ceyda'nın bunları haketmediğini düşünmeye başlamıştım.

Mağazadan içeri girdiğimde çalışanlardan biri yanıma geldi.
"Buyrun efendim size nasıl yardımcı olabilirim?"
Gözlerim ceyda'yı aradı ama bulamadı.
"Sizin yardımcı olabileceğinizi sanmıyorum. Ceyda hanım ilgilenecek benimle"
Kadın yanımdan uzaklaşırken ilerleyip tekli koltuğa oturdum.
Bir kaç dakika sonra Ceyda geldiğinde beni görünce baya bir şaşırsada belli etmeye çalıştı ama ben anlarım.

"Ne var? Ne istiyorsun?"
"Sen müşterilerin ile böyle mi ilgileniyorsun ne kadar ayıp bende Atakan beni bura yönlendirince iyi bir yer sanmıştım"
Gözlerini yumup açtı.
"Ne istiyorsun?"
"Gardropumu baştan diziyorumda alış veriş yapıcam sende benimle ilgileneceksin!"
Bana hizmetçi muâmmelesi yapmak neymiş görücek. Ben onun hizmetçiliğini yapmadım ama o benimkini yapıcak.

〰️

Kasaya gittiğimizde ne kadar eğlenceli bir alışveriş olduğunu düşünmeden edemedim. Bazen bir kıyafetin altı rengini denemiş, bazende bilerek bedenini büyük isteyip sonrada küçüğünü istiyordum. Ceyda yalvaracak dereceye gelmişti ama ben ona acımamıştım telefonum arkasına koyduğum kredi kartını çıkarıp bilmem kaç yüz bin liralık ödemeyi yaptım.
Ceyda kartı görünce şaşırdı.
"Bu Atakan'ın kartı sende ne işi var?"
"Ödünç verdi"
Yalan söyleme odasından çaldın!
Ne var ya geri yerine koyacağım.

Mağazadaki çalışmalar elleri paketleri arabaya koydular. kemal paketleri görünce yüzü far görmüş tavşan gibi olsada durumu toparlayıp kapımı açtı.

〰️

Çantadan Zeynep'e aldığım kalem ve defteri verdim. Gülerek hemen elimden aldı ve sevgi ablanın Yanına gitti. Teşekkür etseydin keşke neyse yanlarından ayrılıp odaya çıktığımda hemen duşa girdim. Oldum olası şu insanıydım, yüzmeyi havuza girmeyi islanmayı çok severdim.
Çıkar çıkmaz saçlarımı kurutup,
C

eyda'nın dükkanından aldığım kırmızı askılı dizlerimin hemen üstünde biten elbisemi giymiş saçımı at kuyruğu yapmıştım.

Makyajımı da yaptığımda hazırdım.

Aynada kendime son bir kez baktım.
Telefona baktığımda zamanının geldiğini gördüm.

Aşağıya indiğimde korumalar nöbet değiştiriyorlardı. Her gün saat altıda devriye değiştiriyor değiştirmeden öncede nerdeyse beş dakika ne yapılmalı gerektiğini konuşuyorlar.
Beş dakika benim bu evden kaçmam için gayet yeterli bir süreydi.
Korumaların hepsi gözden kaybolunca hızlı adımlarla büyük kapının önünde duran arabaya binip evden çıktım.

Evden uzaklaşınca daha çok heycanlanmıştım böyle olaylara ne zamandan beri yapmıyordum. Ve herkes beni hafife almıştı şimdi herkes Dolunay'ın ne kadar tehlikeli olduklarını görücek.

Vakit asıl Dolunayı ve gücünü gösterme vaktiydi.

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin