sinirle Atakana döndüm.
"Ne yapıyorsun ya sen?"
Bir şey demedi. "Bu ilk ve sondu bir daha seni zeyneb'in yanında-" cümlemi yarıda kesen zeyneb'in çığlık sesiydi.Koşarak sesin geldiği yere koştum.
Hemen ardımdan Atakan da geliyordu. Kendi odamıza girdiğimde Sevgi abla yerde yatıyordu. Zeynep ise başına diz çökmüş hem ağlıyor hemde saçlarını seviyordu.Gözlerim dolmuştu, gizli bir el nefesimi sıkıyor olmalıydı çünkü şuan nefes alamıyorum. Atakan ise çoktan Zeyneb'in yanına koşmuş onu kucağına almıştı.
Ne yapacağımı yada ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
"Murat!" Atakan'ın kükremesi ile kendime geldim hızla Sevgi ablanın Yanına diz çöküp yüzüne gelen saçları çektim. Kafamı kaldırdığımda murat kucağında Zeynep ile odadan çıkıyordu.Nabzını kontrol etmek için işaret ve orta parmağımı boynuna götürdüm.
Yavaş atıyordu korkulu gözlerle Atakan'a baktım.
"Nabzı yavaş atıyor hemen ambulansı ara!" Atakan irileşen gözlerle hemen yanımıza gelip sevgi ablayı kucağına aldı.Odadan çıkıp aşağıya indi ordan da Bodrum'a
"N'apıyorsun sen ya? hastaneye götürmemiz gerekiyor"
Gözlerimden akan yaşları elimin tersi ile silip Atakan'ı takip ettim.
Bodrum'a indiğimizde gözlerim yuvalarından çıkmak ister gibi açıldı. Şu anda bulunduğumuz yer bir hastane odasından farksızdı.
Demek İki koruma Sevgi abla kriz geçiriyor dediğimde ondan Bodrum'a inmişti.Atakan Sevgi ablayı hasta yatağına yatırdı. Tam müdahale etmek için yanına gidiyordum ki Atakan kolumdan tuttu.
"Bırak tedavi edicem"
Atakan beni odadan çıkarırken başka bir adam odaya girdi. Benim Sevgi ablanın yanında olmam gerekiyor. Bana ihtiyacı var.
"O adam kim? Ne yapacak Sevgi ablaya? Söyle çabuk çıksın ben bakarım" Atakan iki kolumu da birden tuttu.
"İçerdeki doktor" o şuana kadar benden başak hiç bir doktora gitmemişti ona benim bakmam gerekiyor. Atakan'dan kollarımı kurtardım. " O bilemez ben yaparım" tam içeri gireceğim sırada. Atakan yeniden kolumu tuttu.
"İlk yardımı nerden biliyorsun?"
Bilmiyorum, bu benim mesleğim! Sırf Sevgi abla için onca zorluk içinde okuyup doktor olmuştum. Yani şuan benim burda değil Sevgi ablanın yanında olmam gerekiyordu.
"Sana diyorum ilk yardımı nerden biliyorsun?"
Atakan kollarımdan sarsmaya başladı.
"Ben doktorum, o değil öldürür o sevgi ablayı. Ben öldürmem! Benim onun yanına olmam gerekiyor müdahale etmem gerekiyor! O adam onu öldürecek" Atakan bedenimi sarsıyordu ama aklım Sevgi abladaydı adam onu öldürecektji,yıllar önceki gibi olucak sevgi ablayın ölmesine izin veremem. "Gidicem bırak ben öldürmem, o öldür" sesler artık kulağıma uğultu gibi gelmeye başlamıştı. "Ben öldürmem,o öldürür" güçlü bir çift kol bedenimi sardı. Duyduğum tek şey
"Şişşt" oldu bir el saçlarımı okşamaya başlayınca bütün yüklerimden kurtulmuş gibi hissediyorum.
Boynumda hissettiğim acı ile yer ayaklarımın altından kaymaya başladı en son duyduğum şey ise "her şey yolunda"〰️
Koskoca salonun tam ortasında bir tabut vardı. "Sevgi abla" bağırsamda kimse karşılık vermiyor. Tabuta doğru ilerleyip kapağını açtım.
Yüzü bembeyaz olan sevgi abla elinde bir demet kara gül ile yatıyordu.
Niye burda uyuyor ki? "Sevgi abla hadi kalk yerine yat" beni duymayıp yatmaya devam etti. Bir den holter (kalp ritmini ölçen cihaz) çıkan yüksek sesle sevgi ablaya döndüm kalbi atmıyordu. "Sevgi abla kalk ölmedin sen" anlına bir öpücük kondurdum. "Sevgi abla ölme, ölemezsin sen kalk" bir den sevgi ablanın dudakları kıbırdadı uyan dedi "sevgi abla ölme"Kan ter içinde gözlerimi açtığımda atakan başımda telaşlı gözlerle bana bakıyordu. "Sevgi abla" dilim damağım kuruduğu için bağazım acımış ve pürüzlü çıkmıştı. Atakan hemen yan taraftaki komodinin üstünde duran bardağa su katıp bana uzattı. Tek dikişte bitirip bardağı Atakan'a uzattım.
"Merak etme Sevgi hanım iyi odanızda yatıyor. Alması gereken bir ilacı almadığı için bayılmış"
"Ama ben nabzını kontrol ettim yavaş atıyordu ?" Atakan'ın kaşları havalandı.
"Cenk odaya girdiğinde bakmış iyiymiş o telaşla yanıldın galiba"
Ben yanlış yapmam kesin bir şey oldu yalan söylüyor. Yattığını yerden aniden kalkınca başım dönsede hemen yatağın başlığına tutundum.
Sendelemem ile Atakan da ayağa kalkmıştı. Kendimi toparlayınca Atakan'ın odasından çıkıp kendi kaldığımız odamıza indim. Neden en başında kendi odamıza değil kendi odasına götürdüki?Odanın önüne gelince sessizce kapıyı açtım Sevgi abla ve Zeynep birbirlerine sarılmış yan yana yatıyorlardı.
İkisininde anlından öptüm, ikiside düzenli nefes alıp veriyordu. Derin bir nefes aldım herkesin bir zaafı vardır benim zaaflarımda karşımdaydı.〰️
Herkes kendine salonda bir yer bulmuş bir işlerle uğraşıyordu. Sevgi abla kitap okuyor, Zeynep ise Atakan'ın ona hediye ettiği tabletten dedektifcilik oynuyordu. Zeyneb'in en büyük hayaliydi bu, bir gün dedektif olup kaybolan kişileri yada eşyaları bulmaktı, zaten yaşıtlarına göre çok akıllıydı bazenleri beni teselli etmek için öyle cümleler kuruyor ki karşımda sekiz yaşında bir kız çocuğu değil de büyük bir yetişkin var mış gibi hissediyorum.
Kapı açıldığında içeri murat girdi Zeynep koşarak Murat'ın boyununa sarıldı anlattığına göre bana sakinleştirici vurduklarında Zeynep ile murat ilgilenmiş onla çok iyi anlaşmış falan filan.
Murat bana baktı "Atakan seni çağırıyor" yerimden kalkıp yukarı çalışma odasına çıktım.
Kapıyı çalmadan girdim madem beni ayağına çağırıyor bunlara katlanması gerekiyor.Karşısındaki sandalyeyi gösterdi.
Omuz silkip ayakta kalmaya devam ettim. "Neden çağırmıştın beni?"Derin bir nefes aldı.
"Adanan ile evleneceksin!"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
AcciónBaşrolü güçlü kadın mı istiyorsun? O zaman, bu kitap tamda sana göre :) . . . "sana acı veren benim.." Nefesini ensemde hissettikçe tüylerim diken diken oluyordu. "Ama unutma ki senin acılarını saran da benim." "Benim acılarımın da, yaralarımın da t...