22. Bölüm

625 59 84
                                    

Kutuyu açıp yukarı doğru kaldırdı. İçinde kafam kadar olan bir tek taş vardı.

"Benimle evlen, bitsin bu ayrılık"

Tamda tahmin ettiğim gibiydi tek fark bu kadar çabuk olmasını beklemiyordum.

Kenarda tek sıra halinde dizilmiş korumalar ve Adnan merakla ağzımdan çıkacak olan tek bir  kelimeyi bekliyorlardı.

Şimdi burda hayır, hayır, hayır diye bağırmak vardı.
"Evet, evet, evet"
Sevinmiş gibi yapıp ellerimi birbirine vurdum.
"Bekle geliyorum"
Kenarı çekilip perdeyi kapattığım da kapının yanında sessiz bir şekilde bekleyen Atakan'a baktım.

"Sen burda bekle ben sevgili sevgilimin yanına gidiyorum. Biz gittikten sonra çıkarsın."
Tam gidiyordumki kolumdan tutup sırtımı kapıya yasladı.

"O senin sevgilin değil!"
"Niye canım? Hani o benim sevgilim-"
Sözümü kesen kesinlikle Atakan'ın cümlesi değil, dudaklarıydı.

Benim siyahlarım sonuna kadar açılırken, Atakan'ın elaları kapanıyordu.

Benim şuan Atakan'ı itmem lazım peki neden itmek istemiyorum?

Bu his neden hoşuma gidiyor?

Dudaklarımız ayrılınca anlını anlıma yasladı.

Tam o sırada zil çaldı,
Hay ben bu zile çalanın ya,
Filimin en heyecanlı yerinde giren reklam gibisiniz aynı.

Zil ısrarla çalarken Atakan öylece duruyordu.
"Artık saklansan mı diyorum"
Atakan kapalı gözlerini açıp bana baktı,
Bir iki adımla geri çekilip tekli koltuğa oturdu.

"Burda mı duracaksın? Benim odama git!"
Güldü,
"Ben kimseden saklanmam"
Ya sabır, ya sabır
"Ne halt yersen ye!"

Hızla kapıdan çıkıp içeriyi görmemeleri için kapıyı kapattım.
Kapının önünde bekleyen iki koruma mal mal bana bakarken sırıttım.
"Baya bir heycanlandım da. Biraz süsleniyim dedim"

Adnan'ın köpeklerini arkamda bırakıp merdivenden aşağıya indim.
Kapıdan çıkıp yola adım atmamla başımdan aşağıya bir sürü kırmız gül döküldü.

Yerdeki güllere baktıkca canım acıyordu. Allah'ım sen affet hepsi bu müsirfci Adnan yüzünden koparıldı.

İçimden her ne kadara ana bacı küfür etsemde, dışımdan iğrenç bir kahkaha attım.

"Yiaa çok güzel"
Adnan yanıma gelip sarıldı.
"Sana az bile"
Allah'ım sana geliyorum, iğrenç parfüm kokusundan ölmek üzereyim.
Ne yapıyor bu adam şampuan yerine parfüm ile mi yıkanıyor?

Ayrılığımızda önüme diz çöküp sol elimi elinin içine aldı.
"Beni affettin mi?"
Kafamı evet dercesine salladım. Çünkü ağzıma açarsam her an küfürlerimden birini kaçıra bilirim.

Kırmızı kadife kutunun içinden çıkardığı kafam kadar olan yüzüğü parmağıma taktı.
"Yarın beraber kuyumcuya gidelim, senin beğendiğin yüzüğüde alalım"
kafamı salladığımda bir daha sarıldı.

Bu böyle habire bana sarılıp duracak mı ya?
"Yemeğe çıkalım mı?"
Sorusu üzerine ayrılıp yüzüne baktım.
"Olur siz şimdi gidin ben hazırlanıyım zaten anca hazırlanırım"
"Baysal burda seni beklesin"
"Hayır ben kendim gelirim"

TUTSAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin