"Yaptığın pasta çok güzel olmuş Dolunay darısı düğün pastana"
Elim titreye titreye notu südyenimin içine koydum.
Daha fazla dayanamıyorum son nefesimi alıyor gibiydim, gerisi karanlık
〰️
Yorgunlukla gözümü açtım. Etrafıma baktığımda bodrum'daki hastane odasındaydım. Yattığım yerden kalkınca karnıma giren sancıyla dengemi kaybedip sendeledim tutunmak için yan tarıfımdaki komodine tutunayım derken sürahi yere düşüp kırıldı.
Nefes nefese odaya giren murat yerde beni görünce yanıma gelip kolumdan tutup yatağa oturturdu.
Hemen ardından Atakan geldi.
"Noluyor?"
Ne oluyor biliyor musun? Beni kitleyip gittiğin odaya iki tane adam geliyor. Birini hallediyorum ama kelepçe taktığın kolum yüzünden diğerinden dayak yiyor ve kimden bile bilmediğim bir adamdan selam alıyorum bunlar oluyor.
Atakan'a göz devirip Murat'a döndüm.
"Zeynep ve sevgi abla nerde?"
Murat'ın bir şey demesine izin vermeden Atakan konuştu.
"Murat çık!" Sert sesi karşında Murat odadan çıktı.
Yatağa yatıp Atakan'a sırtımı döndüm, her ne kadar dönerken karnıma sancılar girsede benim bu hale gelmeme sebep olan bir adamın yüzüne bakacak değilim.Odanın içinde yayılan adım sesleri gittikçe yaklaştı.
Yatağın ayakucundan dolanıp yanıma geldi.
"İyi misin?"
Alayla güldüm.
"Aşırı iyiyim, hatta hiç bu kadar ahh iyi olmamıştım.
Karın boşluğuma giren ağrıyla konuşmakta zorlansamda cümlemi tamamladım.
"Böyle olacağını bilemezdim"Atakan'ın yüzünü daha fazla görmeye tahammülüm yoktu, gözlerimi kapattım.
"On üç saattir uyuyorsun hâlâ mı uyuycaksın?"
Onca saat nasıl yattım bilmiyorum ama şuan üzerimde büyük bir ağırlık vardı.
Adım sesleri gelmeye başladığından bir kaç dakika sonra tişörtümünün etekleri sıyrılıyordu.
Ani bir refleksle arkama dönüp tişörtümü tutan eli yakaladım.
Elin sahibi yani çok sevgili Atakan şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.
Bu konumda benim olmam gerekmiyor mu? Neden tişörtümü sıyırıyor?
"N'apıyorsun?"
Sol elinde tuttuğu kremi havaya kaldırıp gösterdi.
"Hemen sürmen gerekiyor sırtına yetişemezsin diye-"
Bla bla bla ne konuşuyor ki bu?
"Gerek yok!"Eliyle anlını kaşıdı.
"Bunu sürersek ağrın kalmayacak."
"Tamam o zaman çabuk sür ve git çünkü yüzünü bile görmek istemiyorum!"
yatağa yatıp ona sırtımı döndüm, bir kaç saniye sonra sırtımda soğuk kremi hissetmem tüylerimi diken diken etsede istifimi bozmadan durmaya devam ettim.
Elleri yavaş yavaş tenimde dolaşırken bu durum bir kaç dakika devam etti.
Parmakları tenimden ayrıldı ve yanıma geldi.Olanları düşünürken aklıma bir den not geldi.
Elim hemen südyenin içine gitti, Atakan garip garip bana bakarken kağıt koyduğum yerde yoktu.
"Beni bura kim getirdi?"
"Ben"
"Baygın iken yanıma gelen oldu mu?"
"Sevgi hanım, Ceyda bir de Murat"
Tabi ya kesin Ceyda aldı.
"Benim dışarı çıkmam lazım!"
Sesim ricadan çok emir doluydu.
Atakan başını iki yana salladı
"Sana çıka bilirmiyim demedim çıkıcam dedim"
"Ne yapacaksın çıkıp?"
"Ben bir kadınım ve ihtiyaçlarım oluyor bir tek benim hallede bileceğim ihtiyaçlar"
Sıkıntılı bir nefes verdi
"Bu halde gidemezsin yarın korumalar ile birlikte gidersin"
Anlama gıtlığı yaşıyor herhalde.
"Krem sürdün ya ağrım filan kalmadı turp gibi oldum"
Yalan hala canın çok acıyor!
Evet yalan ama canımın acısını düşünecek zamanım yok.Atakan dik dik bana bakarken derin bir nefes aldım ve bütün gücümle ayağa kalktım.
"Kemal ile birlikte giderim gerisine gerek yok"
"Ya dördü ile gidersin yada hiç gidemezsin"
"Öyle miii?"〰️
Evin önüne gelince Kemal arabayı durdurup arabadan indi, kapımı açmak için hızla olduğum tarafa gelip kapımı açtı.
"Hemen şurada kahve hane var git bir çay iç! işim uzun"
"Gerek yok efendim ben burda bekliyim"
Daha düne kadar ağzıma bant yapıştırıp hadi konuş diyen Kemal şimdi kapılarımı açıp, efendim diyordu baya bir gelişme var, hem ben tek başına canı sıkılmasın diye demiştim ama neyse.Kendi kapımın önüne gelince atakan'dan aldığım anahtar ile içeri girdim.
Direk yatak odasına gidip pencereden çıktım. Yangın merdiveninden bir üst kata çıkıp Hatice'nin penceresinden içeri girdim. Hatice bilgisayarın başında oturmuş bir şeyler bakıyordu.
Beni görünce hemen ayağa kalkıp sıkıca bana sarıldı.
"Nasılsın?"
Bir gün önce dayak yememi saymazsak iyiyim.
"İdare eder"
Hatice yeniden masanın başına oturdu.
"Dediğin konuyu araştırmaya başlıyorum"
"Başlayalım bakalım bizi neler bekliyor"〰️
Attığım yalanı desteklemek için elimde bir kaç paket ile Atakan'ın evine girdim.
Saat baya geç olmuştu, direk odaya çıkıp eşyaları koydum.
On üç saat deliksiz uyuduğum için gıram uykum yoktu Hatice'nin verdiği ağrı kesiciler ağrımı kesmiş hatta enerji bile vermişti.
Sevgi ablanın anlından öpüp zeyneb'in Yanına gittim beni hâlâ affetmemişti ve pastayı da pislik adamlar yemişti. Madem uykun yok git bir daha yap işin ne. Haklıyım zeyneb'i de öpüp üstüme beyaz şort ve siyah tişört giyip Mutfağa indim.Gerekli malzemeleri çıkarıp yapmaya başladım. Kapının önünde bir süelet belirdi. Kim olduğuna baktığımda Atakan'ı gördüm onu ilk defa eşofman ve tişört ile görüyordum ya uykudan uyandı yada uyku tutmadı.
"N'apıyorsun?"
Göbek atıyorum kör müsün?
"Canım sıkılıyordu Zeynep'e kendimi affettirmek için en sevdiği pastayı yapıyorum. Sen niye uyumadın"
Ellerini iki yana açıp omuzlarını kaldırdı
"Uyku tutmadı"
Tam da tahmin ettiğim gibi
Ona bir şey demeyip pastayı yapmaya devam ettim.
"Bende yardım ediyim mi?"
"Olur"
Yanıma geldi
"Ben ne yapıyım?"
"Ben her şeyi Hallettim aslında kek fırında. Kremasıda hazır geriye bir tek hah çikolata sosunu yapabilirsin"Tamam der gibi kafa sallayıp kalıp çikolataları eritmeye başladı.
Fırından keki alıp nefeslemesi için kalıptan çıkardım.Beş dakikadır Atakan'ın sosu yapmasını bekliyordum sonunda yapmış buz dolabına koymuştu.
Yanıma geldi.
"Şimdi ne yapıcaz?"
"Krema sürüp süslüyeceğiz"
"Ben kremasını süreyim sen süsle"
Kafamı aşağı yukarı salladım keki ikiye ayırıp ortasına kremayı sürdü. Kapatıp üstünede sürdü.
Sıra bana geçmişti dolaptan bulduğum süs malzemeleri ile değişik değişik şekiller yaptım.
En sonunda çikolata sosu kalmıştı.
"Sana bunu yapanı araştırıyoruz"
Bu nerden çıktı şimdi konu bu değildi.
"Ve ben gerçekten üzgünüm"
Hıhı aynen üzgünsün. Hafif hafif sinirlenmeye başlamıştım.
Sinirimi ancak bir yolla atabilirim Atakan'ı kandırarak.
"Ben çikolata sosunu alayım"
Demir kaseyi alıp yanına gittim, kabı tezgaha koydum tam o sırada ayağım burkuldu bilerek burkmuş olmayasın?" Ne var ya biraz eğlenicez.Gerektiğinden fazla yakın olmamızı hesap edememiş olucam ki beni tutayım derken olmaması gereken bir şey oldu
Dudakları dudaklarıma değdi!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTSAK
AksiyonBaşrolü güçlü kadın mı istiyorsun? O zaman, bu kitap tamda sana göre :) . . . "sana acı veren benim.." Nefesini ensemde hissettikçe tüylerim diken diken oluyordu. "Ama unutma ki senin acılarını saran da benim." "Benim acılarımın da, yaralarımın da t...