Bölüme dua ederek başlayın derim...
Karaca'nın acılı sesine Salih, Saadet ve Medet hızla yukarı fırlarken odaya girdiler hemen. Azer olduğu yerden kıpırdayamazken gözleri dolmaya başlamıştı bile. Karaca'nın sesini uzun zaman sonra böylesine can çekişir gibi duyacağını hiç beklemiyordu.
''Karaca, ne oldu amcam?'' dedi Salih hemen yatakta ter içinde kalmış yeğeninin yanına giderken. Karaca kendini acıdan sıkarken zorla konuştu.
''Amca çok ağrım var, dayanamıyorum..'' dedi zor bela. Gözlerinden yaşlar akarken Salih çok telaşlanmıştı. ''Tamam amcam, doktoru çağırdık yolda. Az daha dayan, neren ağrıyor? ''
''Sırtım.. Sırtım çok kötü..''
''Doğrultayım seni, baskı yaptığı içindir belki. Gel amcam..'' dedi Salih onu tutup doğrultmaya çalışırken.
Karaca'nın sırtına aniden saplanan ağrı ile şiddetle bağırdı. ''Amca bırak, dokunma çok acıyor.''
Salih hızla ellerini ondan çekerken Saadet girdi araya. ''Karaca güzelim bak nefes al tamam mı ? Sıkma kendini.''
''Medet nerde kaldı şu doktor! ''
Salih yeğeninin halini gördükçe daha da telaşlanıyordu. Eli ayağı titremeye başlamış telaştan nefesi hızlanmıştı bile. Medet telefondan doktoru ararken Saadet Karaca'nın elini ona güç vermek istercesine sıkı sıkıya tutmuştu.
''Saadet abla aldığım nefes içime batıyor sanki..'' dedi Karaca yumduğu gözleri ile kendini sıkarken. ''Canım çok acıyor..''
''Tamam amcam az kaldı dayan olur mu ? Geliyor doktor, sıkma kendini bağıracaksan bağır ama sıkma.''
Karaca'nın ağlayış sesi, söyledikleri Azer'in kulağına bir dolarken sertçe sıvazladı yüzünü. Elinden hiçbir şey gelmiyordu. Sevdiği kadın yukarda acı çekerken onun elinden hiçbir şey gelmiyordu.
Her geçen saniye daha da dolan gözlerini Karaca'nın her bağırışında yumuyordu. Karaca'nın bu halini görmektense ölmeyi yeğlerdi Azer Kurtuluş. Onun bu acı çığlıklarını duymaktansa sağır olmayı..
Kendisinin canı yansa bu kadar korkmaz, endişelenmezdi ama söz konusu sevdiği kadın olunca.. Hele ki elinden bir çare gelmeyince aklını yitirecekmiş gibi olmuştu. Merdivenlere çıkmak için hamlede bulunsa da ayakları bir türlü o basamağa basamamıştı.
İçinde o merdivenleri çıkacak gücü bulamamıştı.
Karaca'nın acı çeken sesi, yakarışları ona hayatı boyunca hiç yaşamadığı bir işkence gibi geliyordu. Öylesine yakıyordu canını. Bu zamana kadar çok kez dayak yemişti, çok kez canını yakmışlardı ama şimdiki.. Çok farklıydı.. Çok can yakıcıydı.
Bakmaya kıyamadığı kendine kıymıştı..
Bunu kabullenemiyordu..
Ama daha asıl filmi görmemişti Azer. Karaca'nın nasıl bu hale geldiği duymamıştı. Duyduğu zaman çok kötü şeyler olacaktı..