İyi okumlar.
*
*
Akşam rüzgarı genç adamın vücudunu bulurken ılık rüzgarı hissedemeyecek kadar hissizleşmişti Azer. Elinde tuttuğu mektup, acıyla dolan vücudunu sızım sızım sızlatıyordu. Beyaz, üzerinde bir kaç toprak lekesinin olduğu hafif kırışmış zarf parasının içinde sevdiği kadının canından vazgeçmeden önceki son satırlarıydı.
Kendini, acılarını, sevdiği adamı unutmadan önceki son sözleri..
Buğulu gözlerle baktığı zarfın içinden titreyen elleri ile aldı veda mektubunu. Kırışmış zarfı kenara koyup elindeki kağıtla bakıştı bir süre. Elindeki küçücük kağıt parçasının içini açıp okumaya gücü yoktu ama yapmak zorundaydı.
Bunları yaşamak, acı çekmek zorundaydı. Bunu hak ediyordu.. Ona reva olan buydu.
Acı çekmekti..
Kağıdı açtı ve okumaya başladı mektubun sonunda kör olmayı, hatta hiç yaşamamış olmayı, o gece ölmeyi dileyeceğini bilmeden.
( Biraz korkuyorum aslında. Daha önce defalarca kestim bileklerimi, kan içinde kaldım ama yine de yaşadım. Ama artık içimdeki bu acıyla değil yaşamak nefes almak bile istemiyorum.
Önümde denize bakan bir uçurum var. Burada olsaydın oturup gün batana kadar denizi izler, belki ilerde bir gün doğacak olan çocuklarımıza isim bile düşünürdük. Hayal kurardık, birbirimizi severdik.. Belki beraber susardık.
Her zaman konuşarak, bir şeyler söyleyerek birbirimizi sevecek değiliz ya.. Biraz da susarak severdik birbirimizi. Nefes alış seslerimizi dinleyerek severdik.
Ama sen yoksun ve benimkiler bir gün asla gerçekleşmeyecek bir hayal. Sadece bu kadar.
Uzun süredir yanına gelmek var aklımda. Uzun süredir tek düşündüğüm sen ve sana gelmek. İlk kez sana gelişim senin için biraz sinir bozucu olmuştu hatırlıyor musun? Ben hiç unutmadım. O kapının önünde bana şaşkın, sert ve sinirli bakışlarını hiç unutmadım.
Bana ''Seni bu evin çatısının altında barındırmam.'' demiştin. Meğer kalbinin en güzel köşesini verecekmişsin. Orada yaşatacakmışsın beni, bana kitabını verdiğin gün öğrendim bunu. O gün sen sadece bana kitabını değil, geçmişini de verdin. Satırların arasına sakladığın Azer'i görmemi belki de anlamamı istedin.
Anladım da.. O geniş omuzlarının üzerine aldığın sorumluluklarını, acılarını, yaralarını hepsini anladım..
İkinci gelişim mutluluk getirmişti sana. Ama sonradan canını yakacakmışım. Bilemedim.. Bilseydim gelmezdim.. Ne seni ardımda bırakmaya ne aileme sırtımı çevirmeye gücüm yoktu ama senin için yaptım bunu.