Ya arkadaşlar ben buradan gidemiyorum! Büyü mü yaptınız bana ya dnvwhorh
Bu haftanın ilk bölümüydü ama diğer bölüm ne zaman gelir bilemiyorum. Cuma ya da hafta sonu da olabilir öbür haftaya da sarkabilir. Söz veremem, bu yüzden bol bol yorumlarınızı bekliyorem.
*
*
*
Etrafında ki uğultulu sohbet ve anos sesleri kulağına dolarken sıkıntıyla iç çekti. Yanındaki koltuğa koyduğu siyah sırt çantası tek yoldaşıyken stresten salladığı bacağı ile biran önce zamanın gelmesini bekliyordu.
Şirketten sonra Nehir'e uğramış oradan da Can ile vakit geçirmek için eve geçmişti. Yanına küçük bir sırt çantası hazırlamıştı geceden. Bu hayatta zaten sırt çantasına sığdıramayacağı hiçbir şeyi yoktu onun.
Azer zaten kalbinin en derinlerindeydi.
Sıkıntıyla bir kez daha iç çekerken etrafına baktı. Birbirine sarılan çiftleri görmek içine pek iyi gelmemişti, ya da çocuğunu bekleyen aileleri. Bakışlarını önüne sabitlerken aradan geçen beş dakikanın ardından uçağının anosu yapılmıştı.
Çantasını tek omuzuna takıp yavaşça ayağa kalkarken telefonuna baktı son kez. Ardından da etrafına. Belki bir umut Azer'in onu yolcu etmeye geleceğini beklemişti ama görünen oydu ki Azer onu onunla bırakmıştı.
Çantasının kolunu sıkıca kavrayıp yavaş adımları ile giriş kapısına yürümeye başladı. Şimdi bir sınava giriyordu tüm benliği ile. Yalnız başına, kazanmak zorunda olduğu bir sınava.
Korkuyor muydu? Evet.
Ama başka çaresi yoktu. Kimseden bir şey beklememeli kendi başına savaşmalıydı. Bu kez yalnız olmak zorundaydı. Çantasını kontrol makinasına bırakırken cihazdan geçip çantasını aldı. Derin bir nefes alıp son kez arkasına baktı.
Kalabalıkların arasında aradığı sureti bulamamıştı, içi buruldu ama önemsemedi. Azer burada olmasa bile onun hep yanınaydı. Kalbindeydi işte.. Hep buradaydı, hissediyordu.
Bu gece onun yeni hayatının ilk sayfaları yazılacaktı. Kendi elleri ile cesurca yeni hayatlarının sayfalarını hiç silmemecesine yazacaktı. Önce tek başına geri dönünce sevdiği adam ile.
Azer'e geri dönecek olma gerçeği onu ayakta tuttu. Biraz daha inandı kendine. Başına gelecekler canını çok acıtacaktı ama umursamadı.
Azer her şeye değerdi..
*
*
Azer Karaca'nın ardından bakarken Gediz omuzunu sıktı dostça. ''Haydi Azer dönelim artık..'' dedi Gediz .
Azer sessiz kalıp kafasını sallarken geldikleri kapıdan çıkışa yürüdüler. Arabaya geçip havaalanının önünden ayrılırken arabayı Gediz kullanıyordu. ''Doğrusu buydu biliyorsun değil mi? Sıkma canını, gelecek geriye.. Daha iyi bir şekilde hem de.'' dedi Gediz Azer'e az da olsa moral vermek için.
Azer iç çekerken doğru olanın bu olduğunu biliyordu zaten. İkisi içinde biraz zaman lazımdı. Onun içinde sevdiği kadın içinde. Birinin gitmesi gerekiyordu, az da olsa birbirlerinden uzak kalmaları için ve Karaca'nın tedavisi de buna vesile olmuştu.
Karaca'nın yanında olmayı çok istiyordu. Ona orada destek olmayı elini tutmayı ve daha fazlasını yapmayı çok istiyordu ama sevdiği kadını orada o halde bir kez daha görmeyi kaldırabileceğini sanmıyordu.
Adana'dayken Karaca her uyuduğunda en az üç kere yanına gidip nefesini kontrol ediyordu. Karaca ayaklandığı zaman bile ilaçlarını günü gününe alıyor mu diye sayıyordu her gün.