iyi okumalar, ama önce oylar..
*
*
*
Ciğerime bir bıçak gibi batan nefeslerim bedenimi yürütemez hale gelince yolun kenarındaki bir ağacın arkasına geçip elimle göğsümü tuttum. Azer'in yanından bir an önce gidebilmek için ardıma bile bakmadan koşmuştum.
Çünkü biliyordum, ardıma baksaydım asla gidemezdim ondan.
Göz yaşlarım akmaya devam ederken yere bıraktım kendimi. Bir an önce kendime gelmeliydim. Amcam beni eve gidince bu halde görürse bir şeylerden şüphelenebilirdi. Hızlı hızlı akan göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim hemen.
Güçlü olmak zorundaydım.
Ayağa kalkıp eve az bir mesafe kalan yolu kendime gele gele yürüdüm. Kısa bir süre de olsa hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Ama başaramamıştım. Azer'in beni kendine çekip öpüşü gelmişti hemen aklıma. Kalbim o anda attığı gibi attı hemen.
Parmak uçlarım dudaklarımı bulurken, daha bir kaç dakika önce alev gibi yanan dudaklarımda şimdi ölüm soğukluğu vardı.
Gözlerim dolmaya başlarken derince bir soluk çektim içime. Evden çıkalı neredeyse kırk dakika olmuştu. Hafifçe tebessüm yerleştirdiğim yüzümle eve girdim. Amcam ve Saadet abla salonda otururken beni görünce şaşırdılar.
''Karaca, sen ne ara geldin?'' dedi amcam.
''Şimdi geldim amca..''
''Konuştunuz mu Azer ile, hallettiniz mi şu husumetinizi?'' diye sordu ilgiyle.
Derince bir nefes alıp konuştum. ''Aramızda bir husumet yoktu amca, bunu ona da anlattım. Anlaması biraz zor oldu ama anladı işte. İyiyiz yani, yok bir şey.''
''İyi madem öyle olsun, Azer nerede şimdi?''
''Bilmem, sormadım. İşi vardır gelir her halde..'' dedim normal bir şekilde. Amcam kafasını sallarken, ''Amca ben biraz hava almak istiyorum, araba ile işin var mı?''
''Yok kızım, garajda bir sürü araba var git al istediğini. Kullanabilecek misin, Medet abine söyleyeyim o bıraksın seni istersen?''
''Yok yok, kullanırım amca. Ben hazırlanayım o zaman..''
Yavaş adımlarla yukarı çıkarken ne yapacağımı düşünmeye başlamıştım. Tek başıma bulamazdım gerçekleri, yardıma ihtiyacım vardı. Odama gelip yatağımın üzerinde ki telefonumu elime alırken kimi arayabileceğimi düşünmeye başladım.
Arama rehberine girip kısıtlı numaralara bakarken Nehir'in numarası geldi önüme. Nehir.. O bana yardım ederdi ama neredeydi bilmiyordum. En son hamileydi ve evden apar topar çıkıp gitmişti gelmemek üzere.
Onu arayabilirdim. O bana yardım ederdi.
Odamın kapısını kapatırken banyoya girip bir yanda gelen var mı diye kontrol ederken diğer yandan da Nehir'in telefonunu açmasını bekliyordum.
''Alo, buyurun?''
''Alo, Nehir merhaba.. Karaca ben.'' dedim yavaşça.
''Karaca?'' Şaşırdı aradığıma. ''Sen beni arar mıydın ya?''
''Biliyorum çok zaman geçti ama başıma çok kötü şeyler geldi Nehir. Daha iki hafta önce ayağa kalkıp yürümeye başladım.'' dedim kısaca bir açıklama yaparken.
''Ne demek yürümeye başladım Karaca? Ne geldi başına? Neredesin sen? Çukurda mısın?'' O endişe ile peş peşe sorularını yanıtlarken yutkundum hafifçe.