Yağız'ın ağzından,
Ceylin'in gidişinin ardından tam 7 ay 2 hafta 3 gün geçmişti. Soğuk bir kış esip gürlemiş, en güzel yazımın anılarını aşkımla dondurup köşeye savurmuştu. Neden mi? Çünkü ben artık bir babaydım. En çok korktuğum yükü sırtlanmıştım. Bedeli de aşkımı kaybetmek olmuştu. Ceylin ise sözünü tutmadı. Ne bir daha görüştü benimle ne de aramalarıma mesajlarıma yanıt verdi.
Onu uzaktan seyretmek en acı şeydi.
Uzaktan izlesem bile varlığımdan habersizdi. Belki de böylesi onun için en iyisiydi.
Bedeni zayıflamıştı. Deniz gözlerindeki mutluluk dağılmış, öpmeye doyamadığım dudaklarındaki gülümseme solmuştu. Her şeyin sorumlusu benim sorumsuzluğumdu.
Küllüğe bastırdığım izmariti parmak uçlarımla sıktım. Zaman geçmiyordu onsuz. Buna alışmıştım. Ciğerlerimdeki son dumanı dudaklarımdan bıraktım dışarıya. Boynumu arkaya atıp gökyüzüne bakan gözlerimi kapatıp Ceylin'i hayalledim. Yazın yaşadığımız kısacık güzel anlar düştü gözlerimin önüne. Dudaklarımın kenarı onun gülümseyen yüzüyle kıvrıldığında içeriden gelen çığlıkla gözlerimi açtım.
"Yağız! Mehir geliyor!"
Kaşlarım çatıldı aniden kulaklarıma çarpan kelimelerle. Aniden fırladığım oturduğum koltuktan. Bir hışım içeri koşup salona, ayakta suyu gelmiş Yaren'e baktım telaşla.
"Çok erken Yaren!" Aniden bağırışıma çığlık attı.
"Biliyorum! Ama doğuruyorum!"
İnleyerek çığlık çığlığa karnını tutan Yaren'in yanına koşup belinden kavrayarak destek olurken içeri ev hizmetlisi Nermin ablaya seslendim. "Nermin abla acil bebek çantasını al taksiyle arkamıza takıl!"
"Tamam Yağız bey!" İçeriden gelen telaşlı sesin ardından yeniden acıyla çığlık atan Yaren'i yavaşça evin kapısına ilerletmeye başladım.
"Derin derin nefesler al Yaren."
"Kolaysa sen doğur!"
Çığlık atarken zor anladığım cümlesine göz devirip geldiğim arabamın arka kapısını açıp onu oturtarak kapattım ve hızla sürücü koltuğuma yerleşerek hastaneye sürdüm, Yaren'in çığlıkları eşliğinde.
•••
Yaren doğum haneye gireli iki saat olmak üzereydi. Ben ise elimde bebek çantasıyla ordan oraya volta atmaktan başka bir şey yapamıyordum. Korkulu, telaşlı ve endişeliydim. Bebeğim doğuyordu ama onunla birlikte aşkımın halen inandığım umut kırıntıları ölüyordu.
Bir yandan mutluluğu yaşarken bir yandan mutsuzluğu tadıyordum.
Ceylin artık bana aşık olsa bile dönmezdi... O dönse bile ben kabul etmezdim ki. Kabul edersem bu ona haksızlık olurdu. Çünkü her şey Ceylin'in de dediği gibi uçkurum yüzünden olmuştu.
Uçkurum yüzünden aşkımdan olmuştum.
Selenopipi... kül kedisi... Ceylin sonuna kadar HAKLIYDI.
Doğum hanenin açılan kapısından çıkan güler yüzlü hemşirenin yanına koştum. Benim aksime oldukça mutluydu.
"Erken doğsada çok sağlıklı bir kızınız oldu, tebrikler."
Bebek çantasının askısını sıkarak dolan gözlerimi kaçırdım. Ne mutlu olabiliyordum ne de mutsuz.
"Birazdan anneyle birlikte normal odaya alınacak. Sizi de çağıracağız."
"Tamam, geleceğim. Teşekkürler," diyerek gözlerimden düşen yaşı sildim. Hemşire doğum haneye yeniden girerken iflas eden dizlerimin üstüne çöktüm, bebek çantasına yüzümü gömerken.
Canımı yakan neydi?
Tabii bu seçimi Ceylen'in yapması ve bu seçim ömrümün sonuna kadar yakamı bırakmayışıydı.
•••
Yaklaşık bir yarım saat sonra Yaren ile Mehir normal odaya çıkarılmıştı. Onların yanına sakinleştikten sonra çıktım. Tabii onlar odaya alınmadan hemşire tekrar gelip bebek çantasını benden aldığı için elim boş odaya girdim. Kapattığım kapının önünde Yaren'i kucağında Mehir'i emzirirken görünce yutkunarak kalakaldım.
"Gelsene," dedi Yaren, bağırmaktan çatallaşan yorgun sesiyle. "Korkma Yağız, o senin kızın gel hadi."
Korkuyordum ama. Öyle korkuyordum ki, babamın benim canımı yaktığı gibi bende onun canını yakacağım diye ölesiye korkuyordum.
Buna hiç hazır değildim. Hemde hiç...
Yaren bile babamla yaşadıklarımı Ceylin'den sonra zorunda olduğu için öğrenmişti. Bu yüzden bana karşı çok titizdi. Ona kafamı sallayarak gözleri kapalı Yaren'in göğsünden nefessizce sütünü emen Mehir'e yaklaştım. Ayaklarım titriyor avuç içlerim terliyordu.
Onların yanına gelince yatağın kenarına oturup Mehir'in yüzüne eğildim. Küçücüktü... minicik burnu ve dudakları gülümsetti yüzümü. İçimde ansızın kabaran sevgi ile küçük kapalı eline uzattım parmağımı ve yumuşacık olan tenine dokundum.
"Merhaba ufaklık, hoşgeldin." Gülümsedim gözlerim dolu dolu ve eğilip merakla burak buram gelen kokusunu çektim içime.
"Hoşgeldin kızım, hoşgeldin Mehir'im."
Ondan aldığım kokunun tanıdık gelmesiyle gülümsemem düştü. Yeni doğan bir bebeğin kokusu bile mi benzerdi ona? Benziyordu...
Yaren'den gelen yorgun gülüşü dikkatimi dağıttı. Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri dolu, dudaklarında buruk bir tebessüm vardı. O da biliyordu gerçeği. Ona da zordu. Bebeğinin babası bir başkasına aşık olduğu için onu yarı yolda bırakacağını düşünüp her gün korkuyla büyütmüştü karnında bebeğini.
Ama gene de bu hikayede en şanlımız oydu.
Ona karşı iyi olmaya çalıştım bunca zaman içerisinde. İkimizde hayatlıydık ama bu hatanın sebep olduğu bir hayat vardı kucağımızda. En azından birbirimize saygı duymaya katlanabilirdik.
Mehir için...
Yumuşacık tenin, küçücük parmaklarını üzerinde dolanan parmağımın altındaki elin hareketlenmesiyle kalbim hıp hızlı çarpmaya başladı aylar sonra. O minik el parmaklarını parmağıma sardığında dolan gözlerimdeki bir yaş düştü parmaklarımıza.
Ceylin ile olan tüm ümitlerim aşkımla birlikte ölürken yerine doğan bu bebek ile yeni bir hayat başlıyordu benim için...
______________________________________________
Sanırım Mehir'in doğduğuna bir ben seviniyorum... Yağız'a babalığı öğretecek çünkü. Yağız'ın babasının açtığı boşluğu ona babalığı öğreterek dolduracak :')
Ama Ceylin'in boşluğunu asla doldurabileceğini düşünmüyorum.
Kim ne derse desin Yağız için, Yaren için ve Mehir için bu bölümde apayrı üzüldüm ben.
Yağız bebeği için aşık olduğu kadından vazgeçti. Yaren bebeği için ona aşık olmayan bir adamı seçti. Mehir ise babasının annesine olan aşkını değilde başka bir kadına olan aşkını dinleyecekti büyüyünce.
Hepsine bu açıdan bakınca üzüldünüz değil mi?
Bu kitap bir textingden daha fazlası olmaya başladı :') Ben bile bu kadar sarpa saracağını düşünmemiştim :(
Ve son olarak bir kaç zaman akışlı bölümlerin ardından esas olaya gireceğiz, sıkı tutunun ;)
Seviliyorsunuz ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE BANA | Texting
Teen FictionSelenophile: Söyle bana, Yağız Arkın. Yağızarkn: Neyi? Selenophile: Sevgilin varken nasıl başka kızlarla birlikte olabiliyorsun? GÖRÜLDÜ ...