2.6

6.5K 214 179
                                    

Yağız'ın Ağzından,

Uyurken bile bana sövmesini hayranlıkla dinlerken, kendi kendime güldüğümü farkettim. Gülüşümün bu sefer solmasına neden olan dudağımın acısı değil, Ceylin'in açılan gözleriydi.

"Rüya mı bu, kabus mu?" diyerek, uykulu bir sesle mırıldandığında gülmeden edemedim.

"Külkedisi rüyası,"

"Seninle yattık mı?" derken, yorganı üzerinden hafif kaldırarak üstüne baktı ve baygın gözleri bu sefer irileşerek dönmüştü bana.

"Yattık mı? Yatmasak bunlar üzerimde olmazdı ve sen soyunuk olmazdın. Ama nasıl..?"

"Sakin ol, Ceylin. Olmadı birşey ve üstünü de evdeki çalışan abla değiştirdi," dediğimde kafasını yeniden yastığa rahatlıkla bıraktı ve tavana bakarak derin nefesler soludu.

O tavanı, ben onu izlerken bir anda yaşananları hatırlamış olacak ki kaşlarını çatarak bana döndü öfkeyle ve üzerinden yorganı atarak kalktı yataktan.

"Benim burada bile olmamam gerek. Sana... Halen öfkeliyim,"

Yasemin ablanın masamın üzerine bıraktığı elbisesinin yanına topallaya topallaya giderek koluna astı ve diğer eliyle de ayakkabılarını alıp bana döndü. Bu sırada bende ayaklanmıştım.

"Ceylin bunu sakince konuşabilir miyiz lütfen?"

"Hayır. Konuşacak birşeyimiz yok,"

"Sahiden yok mu?" derken ona doğru yürümeye başladığımda o da geri geri adımlamaya başlamıştı.

"Yok, ne olabilir ki?" diyerek kaşlarını kaldırdı ve gerginlikle yutkundu.

"Ne olabilir mi? Konuşacak çok şeyimiz var Külkedisi,"

"Boka basan kız," diyerek dediğimi düzeltip göz devirdiğinde, sırtının duvara çarpması ile kolunda asılı olan elbisesini düşürdü. Bende bundan faydalanarak kaçmaması için onu duvar ile kendi aramda sıkıştırdım.

"Onu demek istemediğimi sen de biliyorsun,"

"Zamanında büyük bir keyifle söyleyen bendim tabi," diyerek yüzünü yana çevirdi.

"Neyden bahsediyorsun?" dediğimde, yüzünü bana çevirdi ve büyük bir nefretle bakan gözleri gözlerime dolandı.

"Dokuzuncu sınıfta, o eskiden çok sevdiğin erkek tayfanla birlikte beni 'boka basan kız' lakabıyla ezdiğinden bahsediyorum!"

O dediğinde, geçmişimin paslanmış yanı aydınlığa kavuşurken kaşlarım istemsizce çatıldı.

"Yani... Senin derdin uçkuruma sahip olamamam değil, sana yaptıklarım mıydı? O zaman bana yalan mı söyledin?"

"Her insan yalan söyler Yağız. Aynı senin eski sevgiline yaptığın gibi,"

Bu konuşma hiç iyi bir yere ilerlemiyordu ve ben nedenini bilmediğim bir şekilde içten içe kırıldığımı hissediyordum.

"Bana bu kadar nefret etmenin sebebi buydu yani. Peki, bana yardım etmek istemen de mi bir yalandı?" dediğimde, hayal kırıklığımın gözlerimden gözlerine yansıdığını farkettim.

Ceylin, bir süre donuk bakışlarını gözlerimde tutarken alt dudağını ıslattı ve derin bir nefes aldı.

"Hayır, değildi. Çünkü bilmediğim bir şekilde bana kendini açtın ve ben sana yardım etmek istedim. Bana yaptıklarını unutmak istedim ama sen bana yalan söyleyerek baloya geldin ve beni bulunca yeniden o lakap ile seslendin,"

SÖYLE BANA | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin