Yağız'ın Ağzından,
Herşeyin içine sıçıp batırmış, bir de üstüne sıvamıştım. Mesajıma görüldü attığı için cebime attım telefonu ve ceketimi giyerek hızla Balonun başından beri Ceylin'in takıldığı arkadaşlarını aramaya koyuldum. Arka bahçeye dolandığımda, süs havuzunun yanına oturan Ceylin'in arkadaşlarını görmem ile adımlarımı serileştirdim.
Yanlarına vardığımda, ikisininde sarhoş olduğunu anlasam da sormak zorundaydım. Kafalarını kaldırıp gülmelerini kestiler ve baygın bakışları ile bakmaya başladılar.
"Seleno- Ceylin'i gördünüz mü?"
"O gitti. Neden onu soruyorsun?" diyen kıza döndüm ve derin bir nefes soludum.
"Pek iyi bir konuşma yapmadık ve benim cidden onu bulmam lazım. Telefon numarası falan varsa verebilir misiniz?" dediğimde kızın yanındaki oğlan ayağa kalktı ve sersem adımlarla karşımda durdu.
Ben birşey söylemesini beklerken o yüzüme bir yumruk indirmiş ve sarsılmama sebep olmuştu. Yumruğunun dudağıma inmesi yüzünden patlayan dudağımın acısı ile birlikte bir kaç adım geriledim. Şuan kavga etmek için hiç uygun bir zaman dilimi değildi ama biraz daha kaşınırsa iyi kaşırdım onu.
"O kız senin yüzünden mi ağlıyordu şerefsiz!" diyerek yayvan ağzının içinde dolana kelimeleri anlayamamıştım.
Sevgilisi olduğunu sandığım kız, yanıma gelerek "Telefonunu ver," dedi sakin bir ses tonuyla.
Telefonumu cebimden çıkarır çıkarmaz telefonumun tuş ekranını açarak uzattım ve bir telefon numarası yazdıktan sonra bana geri uzatmasıyla hemen geri kaptım.
"Onu bul ve ondan özür dile... Her ne kadar affetmeyecek bile olsa," dediğinde yazdığı telefon numarasını 'Kül kedisi' diye kaydettim ve onu onaylamak adına kafamı salladım.
"Saol," dedikten sonra Balonun bahçesindeki çıkıştan çıkarak uzaklaştım ve sessiz, kimsenin olmadığı sokakta yürümeye başladım.
Bu sırada Ceylin'in numarasını çevirdim. Çalıyor çalıyor ama bir türlü açmıyordu. Adımlarımı daha da hızlandırırken sokağın çıktığı ışıklı başka bir sokağa girdim. Burası Bar sokaktı ve bu sokak az önceki sokağa nazaran çok kalabalıktı.
Acaba şuan buradaki barlardan birinde içiyor mudur? Ya da içmiş bir kaldırım köşesinde kusuyor mudur?
Bilmiyorum, lanet olsun. Ona dair hiçbir şey bilmiyorum ama o, bana dair her şeyimi biliyordu.
Aptal Yağız.
Aptal Ben.
Bana nefretle mesaj atmasına ve sevgilime foyamı ortaya çıkartmasına rağmen ona herşeyimi anlatmış ve onunla beyaz bayrağı çekerken o beyaz bayrağın ta orta yerine sıçmam yüzünden yeniden başa sarmıştık.
Ama herşey benim yüzümdendi. Eğer ona öyle demeseydim, bu gece daha farklı olabilirdi. İki medeni insan gibi yüz yüze herşeyi çözer ve aramızda olabilecek olan arkadaşlık bağının temelini atmış olabilirdik. Ama benim yüzümden bu gece sandığımdan daha uzun ve kötü olacaktı.
Bar sokağının sonlarına gelirken; kimsenin yürümediği yolun ortasında yürüyen, bir eliyle elbisenin eteğini tutan, bir eliyle ise içki şişesini tutup bağırarak, Mor ve ötesi - Daha mutlu olamam söyleyen kül kedisini gördüm.
"Hayatımdan çok memnunum! Aşk bitti! Aşk aptallıktı!"
Uzaktan gelen sesini dinlerken, bir sağa bir sola yamularak yürümesi ile düşeceğini anladım ve daha hızlı yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE BANA | Texting
Novela JuvenilSelenophile: Söyle bana, Yağız Arkın. Yağızarkn: Neyi? Selenophile: Sevgilin varken nasıl başka kızlarla birlikte olabiliyorsun? GÖRÜLDÜ ...