Yağız, gülümseyen gözleri yüzümde gezdirirken tek elini belimde hissettim. Beni kendine çektikçe farkettiğim arkasında dikkatimi çeken o manzaraya bakıp iç çektim. Durgunluğum Yağız'ın dikkatini çekmiş olacak ki omuzunun üstünden arkasına baktı. Eylül ile Yaren'in samimiyeti Ayçin ile benim gibiydi ve bu istemsizce durulmama sebep olmuştu.
Yağız yeniden bana dönerek "Bir sorun mu var?" dedi. Bende gözlerimi yeniden Yağız'a çevirdim ve derin nefes alıp aklımdan geçenleri dile getirdim.
"Sanırım Eylül beni sevmedi."
"Ne?" Yağız'ın şaşkın ifadesi yerini gülünç bir ifadeye bıraktı. "Sen sevilmeyecek gibi misin,Ceylin?"
"Bir zamanlar senin için de öyleydim, unuttun mu?"
"Ama 'bir zamanlar' hatırlatırım."
Tırnak yaparak vurguladığı kelimelere karşı göz devirdim. "Neyse... kimse kimseyi sevmek zorunda değil."
"Neden Eylül'ün seni sevip sevmemesi birden bu kadar moralini düşürdü?"
Yağız'ın sorusu affalamama sebep oldu. Merak etmekte haklıydı çünkü ben bile neden Eylül'ün beni sevip sevmemesine bu kadar taktığımı anlamamıştım. Düşündükçe aklıma tek bir ihtimal geliyordu.
"Çünkü senin çocukluk arkadaşın?"
Dudaklarımdan kaçan ihtimal, en yakın ve olası ihtimallerden sadece biriydi. Yağız'ın duyduğu cümlemle beraber gülümsemesi genişlerken belimdeki elinin hareketleri karnımda son zamanlarda epey bir sıklaşan kelebek etkisine neden oldu. Nefesimin düzeni şaşmıştı, yine Yağız sayesinde.
"Şimdi nedenini anladım," derin bir nefes alıp gülümsemesini bozmadan devam etti. "Eylül seni daha yeni görüyor, emin ol şu andada Yaren'i biran önce postalamak için ona böyle samimi. Vakti olsun durmaz seni kıstırır."
Durgunluğumu silip süpürmüştü söyledikleri. Dudaklarımın kenarları bir kez daha istemsizce onun sayesinde kıvrılırken boştaki eliyle ıslak, yüzüme yapışan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.
Kim bilebilirdi gerçekten de şu anı onunla birlikte huzur içinde yaşayacağımı? Ya da Yağız'ın gerçekten beni sevmeye başlayıp değişeceğini? Hiç birimiz bilemedik ve iyi ki de bilemedik çünkü bu anı defalarca yaşamak için her dereden su getirirdim.
Şimdi ki korkum onun yüzünden kendimden nefret etmek değildi, onu kaybetmekti.
Titrek, uzun bir nefes doldurdum heyecandan havasız kalmış ciğerlerime. Kapattım gözlerimi onun dokunuşunun yarattığı kelebek hissiyle huzuru tattım. Kıvrıldı dudaklarımın kenarları bir kez daha öpücüğünü arzulayarak...
Bu huzur dolu anımızı tuzla buz eden sese yönelmek için gözlerimi açtım. Gözlerimi açtıktan sonra yönümü sesten yana çevirirken gördüğüm manzara affalamama, şaşırmama sebep oldu. Eylül benim kadar şaşkın bir ifadeyle kollarını karnına sarmış suyun içinde ayakta iki büklüm durarak acıyla kıvranan Yaren'e bakıyordu.
Eylül çok geçmeden Yaren'i sarmalarcasına tutarak sudam çıkartmaya teşvik ederken Yaren acıyla inliyordu. Onlara doğru ilerlemek için harekete geçmek üzereydim ki Yağız benden önce koşar adımlarla yanlarına gitmiş, Yaren'i kucakladığı gibi sudan çıkarıp şezlonglarımızın olduğu tarafa götürmüştü. Yağız'ın bu hareketi beni telaşlandırdı. Koşar adımlarla geldiğim suyun kıyısından çıkacakken Eylül'ün bileğimi kavramasıyla ona doğru dönerek durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE BANA | Texting
Teen FictionSelenophile: Söyle bana, Yağız Arkın. Yağızarkn: Neyi? Selenophile: Sevgilin varken nasıl başka kızlarla birlikte olabiliyorsun? GÖRÜLDÜ ...