Ceylin'in ağzından günümüz,
Yağız'ı toparlamamın, oturup bana anlattıklarının şokunu atlatmaya çalışmamla birlikte tam tamına iki saattir bu çatı katından kalakalmıştı.
Bana her şeyi anlatmıştı...
Orhan'ın telefonumdaki mesajlarını görüp yanına gelmesi ve o gece yaşadığımız özelimize kadar Yağız'a anlatışını öğrenmiştim. Başta inanamadım söylediklerine ancak sessiz sessiz parmağımdaki yüzüğe bakarak düşündüğüm zaman inandım.
Orhan tam bir şerefsizdi.
Ve o şerefsiz benim kocamdı. Olsaydı çocuğumun babası bile olacaktı.
İyi ki olmadı.
Yağız'ın göz çanağı olmuş, yeri izleyen gözlerine döndüm yavaşça. Hep ben acı çektim sandım ama o da benim kadar acı çekmişti. Görüyordum, hissediyordum.
Özellikle de benim Orhan ile olduğumu duyduğu zamanki yıkılışını bir kez daha gözlerinde gördüm.
Benim yıkılışımla aynıydı.
"Yağız..."
Bitkin çıkan çatallı sesimle birlikte başını bana çevirdi.
"Özür dilerim."
Bacağımın üstündeki ellerimi yumruk yapıp kafamı eğdim. Ağlamak istemiyordum ama kendiliğinden oluyordu. Derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum ve sakinleşince kafamı kaldırıp gözlerimi açarak buruk gözlerine baktım.
"Sadece ben acı çekiyorum sandım, seni hiç düşünmedim. Yaren ile bebeğiniz olacağını duyduğum anki yıkılışımı gördüm gözlerinde az önce."
Parmağımdaki yüzüğü çıkarttım.
"İkimizde yıprandık ikimizde çok acı çektik. Bu saatten sonra biz..."
"Ben hatalarımızdan, yaşananlardan çıkardığımız dersler ile geleceğimize birlikte şekil verebileceğimize inanıyorum."
Yüzüğü çıkarttığım elimi tutup avucuna aldı ve öptü.
İçim titremişti. Yıllar sonra ilk temasımızdı ve kalbim ilk günkü gibi çırpınıyordu.
"Tek yapmamız gereken birbirimizi affetmeye istekli olmak."
"Yağız..." Kalbimin kestiği nefesimi aldım zar zor.
"Affetmek o kadar kolay mı?"
"Değil güzelim, haklısın değil." Telaşeye kapılarak elimi daha sıkı tuttu.
"Ama ben bu eli bir daha bırakmamak için nasıl değiştiğimi sana göstereceğim. Kendimi affettireceğim."
Kafamda dönüp duran çelişkiyle iç çektim. Kalbim onu affetmek istiyordu ama aklım halen bunu yediremiyordu kendine. Beş yıl önce ona deliler gibi aşık olan içimdeki genç kız onunlayken can buluyordu.
İstemesem bile buluyordu işte...
Ben Yağız'a zamanında ikinci bir şans vermiştim ancak o kullanamamıştı. Bunun sebebini de oturup düşününce insan anlıyor.
Yağız gerçekten istemeden baba olmuş, istemeden terk edilmişti.
Onu babası gibi bir baba olmaması için terk etmiştim. Aslında terk edişim onu gerçekten olgunlaştırmış, baba yapmıştı. Ama içinde hiç dinmeyen acı dolu bir yangın vardı ve ben acılarının yangınını da körükleyen kişi olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖYLE BANA | Texting
Teen FictionSelenophile: Söyle bana, Yağız Arkın. Yağızarkn: Neyi? Selenophile: Sevgilin varken nasıl başka kızlarla birlikte olabiliyorsun? GÖRÜLDÜ ...