Ceylin'i en son göreli 2 yıl 7 ay 18 gün olmuştu. Ve o hayatına yeni birisini katmıştı... Orhan Bayer. Ünlü Bayer holdingin gelecekteki varisi. Benden daha üstün, daha zengin ve iyi biriydi Ceylin'e göre. Onun hayatında yeni birilerinin olması bana o kadar çok koymamıştı çünkü benim varlığım bile Ceylin'i üzmeye yetiyordu. Eğer Mehir olmasaydı çoktan yok olmuştum bu dünyadan, onun hayatından.
Yaktığım sigaramdan ilk nefesi soludum ciğerlerime. Telefonumun ekranındaki o Ceylin'in paylaşımına bakarken doldu gözlerim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selenophile: Kissed 💋 ❤️: @Orhny
55,251 Kişi beğendi. 0 Yorum.
Mutluydu. En azından bu hikayede birimiz artık mutluydu. Keşke ikimiz de mutlu olmayı başarabilseydik...
Gözümden süzülen yaşı hızla yok ettim. O sırada bulunduğum balkona sert adımlarla dalan babama döndüm yönümü ve yarım sigaramı küllüğe bastım. Öfkeliydi ve bu öfkesinin sebebi yine bendim.
"Artık Yarenle evleneceksin! Senin yüzünden babası işlerime taş koyar oldu! En kısa sürede Yaren'i de ikna et!"
Artık katlanamıyordum. Aniden damarlarıma nükseden sinirle ayaklanıp babama diklendim.
"Hayır... Senin işin için evlenmeyeceğim."
"O zaman Mehir için evlen! Artık baba oldun baba! Madem bunun sorumluluğunu alamayacaktın ne diye yaptın?!"
"Ben o babalık sorumluluğunu senden daha iyi sırtlanıyorum! Kızıma gerçek bir baba olmak için en doğru kararları ben veririm, sen değil!"
Yüzümde hissettiğim sert tokatın sızısıyla yere eğilen başımı kaldırdım ve sinirle gülerek devam ettim.
"Böyle mi baba olayım kızıma? Her gece başka kadınlara giden, eve geldiğinde alkollü alkollü çocuğunu döven bir baba mı olayım lan ben! Sen bana babalığı öğretecek en son kişisin!"
Babam birden tek eliyle yakamı kavrayı yumruğunu yüzüme indirmek için havaya kaldırırken kapının eşiğinden gelen hizmetlinin sesiyle yakalarımı bırakarak beni itti. Sendelerken koltuğun kenarlarına tutunup dağılan dengemi topladım. Hizmetliye babam eliyle git işareti verdikten sonra hiç durmadan masanın üstündeki araba anahtarımı kaptığım gibi balkondan salona açılan kapıya yürüdüm.
O sırada arkamdan "Anahtarı ve kartlarını bırak!" diye haykıran babama dişlerimi sıkarak döndüm.
Şerefsiz!
Araba anahtarımı ve cebimdeki cüzdanımı önüne fırlatarak attıktan hemen sonra hız kesmeden evden çıktım.
•••
İki saattir yürüyerek geldiğim bankadan elim boş dönmüştüm. Hemen arkamdan kredi kartımda bulunan, kendi kazandığım parayla birlikte verdiği harçlığı da hesabımdan çekmiş, beni beş parasız sokakta bırakmıştı. Topuklarımı sinirli sinirli yere vurarak geldiğim sahilin kumlarını ellerim cebimde tekmeleyip tüm sinirimi kumdan çıkarıyordum. Daha doğrusu çıkaramıyordum. Bana daha sert bir şeyler lazımdı.
Ancak kafamı kumlardan kaldırıp gök yüzüne çevirdiğimde gördüğüm gün batımı manzarası tüm sinirimi silip süpürmüştü anında. Rahatlayan bedenime derin bir nefes alarak tuzlu deniz havasını doldurdum içime. Her denize baktığımda Ceylin'le yaşadığımız o olaydan öncesi aklıma geliyor ve kendi kendime gülümsüyordum.
Şu anda olduğu gibi...
Tüm huzurlu ânım bir anda yan taraftan gelen konfeti patlama sesi eşliğinde alkış seslerine döndüm. Bir kaç insanın etraflarında kurulduğu bir çift vardı. Adam kadının eline yüzüğü geçiriyor ve ikisi de dünyanın en mutlu insanı gibi görünürken kadının yan profilini kapatan saçları esen ılım rüzgarla geriye savruldu.
Gördüğüm yan profil... Ceylin'di.
Ona yüzüğü takanında Orhan olduğunu gördüm.
Ceylin'in yüzündeki mutluluk ve Orhan'ın onu öpen dudakları bacaklarımdaki gücü benden koparıp aldı adeta. Titreyen bacaklarımı zar zor düşmemek için ayakta tutarken gözümden bir yaş düştü. O yaşı bu sefer yok edemeden bacaklarımla birlikte cebimdeki telefonumda titremeye başladı.
Telefonu onları izleyerek çıkarttım ve arayanın kim olduğuna bakmadan kulağıma yasladım.
"Baba! Neydesin?"
Telefonu kulağımdan ayırarak ekranda Yaren yazan numaraya bakıp telefonu Mehir'in gelen sesiyle tekrar kulağıma yasladım.
"Seni çok özledim! Gelsene!"
Yayvan küçücük ağzıyla konuşan Mehir'e karşı dudaklarıma buruk bir tebessüm yerleşti ve bir yaş daha süzüldü gözlerimden.
Ceylin ve Orhan patlattıkları şampanyanın kadehini kaldırıp içtikten sonra etrafındaki arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim insanlarla eğlenmeye başladıklarında gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Titreyen sesimi toparlamaya çalışarak gözlerimden düşen yaşın ıslattığı yanaklarımı silerek arkamı döndüm onlara ve sahilin çıkışına adımladım.
"Geliyorum babacığım, bekle beni."
_____________________________________________
Kalbimi hissetmiyorum... Yağız gibi.
Ceylin'in cevabını hepimiz anladık :) Bakalım ilerleyen bölümde saracağım 3 Yıl sonrasında bizi neler bekliyor ^^