on iki

483 54 36
                                    



"natsuo? fuyumi? ne- sizin ne işiniz var burada?"

"abimizin on beşinci yaş gününü kutlamaya geldik!"

"babam? evden çıkarken görmedi değil mi sizi? çok kızacaktır. lütfen eve dönün benim yüzümden azar yemenizi istemiyorum."

"babamdan izin aldık ağabey!"

"izin mi aldınız? babam izin mi verdi? doğum günüme..." touya yüzüne küçük bir gülümseme yerleştirdi. babası doğum günlerini kutlamayı saçma bulduğu için evde kutlama olmazdı. 'ilk defa' diye düşündü touya, 'ilk defa izin verdi.'

"touya mumlar sönecek!" diye bağırdı arkadaşına keigo. natsuo ve fuyumi'nin burada olması için çok çaba sarf etmişti. endeavor'dan izin almaya çalışsa da izin vermemişti. bu yüzden okuldaki bir arkadaşının kopyalama yeteneği sayesinde fuyumi ve natsuo'nun kopyalarını yapmış, tüyleriyle gerçek fuyumi ve natsuo'nun buraya getirmişti. birkaç saate ihtiyaçları vardı yalnızca. arkadaşını mutlu etmek istiyordu.

touya keigo'nun sözleri üzerine gözlerini kapatıp söylendi. "mum üflemeyi saçma bulduğumu söylemiştim."

"çok konuşma da dilek dile!"

touya kıkırdayıp mumları üfledi. ardından çok özlediği kardeşlerine sarıldı. "görmeyeli fazla büyümüşsünüz."

"on beş oldun, kimin çok büyüdüğünü tartışmayalım istersen." dedi natsuo, ardından touya ve keigo'yu süzüp güldü. "çok kıyak görünüyorsunuz!"

"hahaha sana demiştim değil mi touya! benim kıyafetlerim çok yakıştı."

"keigo-san! tüylerinizle her şeyi yapabildiğiniz doğru mu?" diye sordu fuyumi aniden. keigo ise bu soruyu beklemiyordu, bu yüzden kocaman gülümsedi. ilk defa birisi onun özgünlüğünü merak etmişti.

"evet! seni istediğin yere uçurabilirim!"

"VAY CANINA!"

touya ikisinin konuşmasına kıkırdayıp natsuo'ya yaklaştı. "derslerin nasıl? özgünlüğünü geliştirdin mi?"

"derslerim harika ağabey! inan bana senden daha iyi!" touya gülüp kardeşinin beyaz saçlarını okşadı.

"fuyumi mektubunda bana dedi ki, hoşlandığın bir kız varmış?"

"NE? FUYUMI!? SANA ANLATMAMAM GEREKİYORDU!"

fuyumi onu umursamıyordu bile. keigo ile güçlerinden konuşup ona hayran olmakla meşguldü.

"bana söylemediğine inanamıyorum natsu, ben sana her şeyi anlatıyorum."

"anlatmıyorsun."

"neyi anlatmıyorum?"

natsuo sinsice sırıtıp kulağına fısıldadı, "kanatları olan birinden hoşlandığını biliyorum~"

touya gözlerini sonuna kadar açmış, yanında sırıtan kardeşine şaşkınca bakmıştı.

"o da ne demek? saçmalıyorsun."

"hmhmm~"

"natsu! saçmalamayı bırak." dedi ve fısıldadı. "o benim arkadaşım, her şeyi yanlış anlamak zorunda değilsin."

"pekala ağabey~ sen nasıl diyorsan tabii!"

natsuo'ya göz devirip konuyu değiştirdi, "sen söyle bakalım, kimmiş o kız?"

natsuo'nun konu kendisine gelince yanakları kızarmıştı. kekelemeye başlayıp gözlerini kaçırdı. "o-o gerçekten çok güzel biri! ama beni sevmez kesin. ç-çok tatlı saçları var!"

touya kardeşinin bu ani değişimine gülüp fısıldadı. "ağabeyinden bir şeyler öğrenmek mi istiyorsun?"

"senden mi?! senin hiç kız arkadaşın oldu mu ki?" natsuo biraz fazla bağırmıştı, keigo ve fuyumi'nin de bakışları o tarafa çevrilince touya ellerini yüzüne kapatıp iç çekti.

keigo gözlerini sonuna kadar açmış, touya'nın cevabını bekliyordu. rahatsız hissetti.

"saçmalama nats, olsaydı kei sana hemen söylerdi."

keigo'nun yüz ifadesi anında yumuşamış sırıtmaya başlamıştı. "kesinlikle! hem ben izin vermezdim."

"ha!? niyeymiş o?"

keigo cevap vermeden havalandı ve touya'yı kollarından tutup uçurdu. touya'nın gülerek bağırışları arasında diğer tüyleri ile de natsuo ve fuyumi uçmaya başlamıştı.

keigo touya'nın duyamayacağı şekilde fısıldadı, "çok istiyorsan ben olurum."



Kaçış | DabihawksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin