Kaçış | Dabihawks

yirmi beş

"tomura'nın beyni yerine babasının ellerinden olduğunu düşünmeye başlıyorum artık." dedi siyah saçlı söylenerek.

"bende sana çok bayılmıyorum! kes sesini de yürü."

shigaraki ligi ikili gruplara ayırmış, bilgi toplamak için şehre dağıtmıştı. dabi'nin de, hawks'ın da istemediği şeyi yapmıştı.

tabi, siyah saçlının istememe kısmı çok büyük bir yalandı.

"sağ."

"şimdi sol."

"sağ."

uzunca bir süre yürüdüler, etrafa bakmaktan birbirlerine odaklanamamışlardı. bu da siyah saçlının işine geliyordu.

maskesini biraz daha burnuna çekti siyah saçlı. mağazanın kapısında biri onu dikizler gibi baktığı için sarı saçlıyı bir şekilde uyarıp oradan tüymeleri gerekiyordu.

yavaş ve sakin adımlarla sarışının olması gereken yere adımladı. biraz ileride ara bir sokakta öylece duruyor, bir şeyi izliyormuş gibi görünüyordu.

"ke-hawks, gidiyoruz. yürü."

ses çıkmadı.

"kuşbeyinli!"

ses hala yoktu.

"aptal beni duymuyor mus-" siyah saçlının sesi sarışının baktığı şeyi gördüğünde kesildi.

sarışın, bütün odağını panoda asılı duran kayıp ilanına vermişti.

TODOROKI TOUYA

KAYIP ARANIYOR!

siyah saçlı birkaç saniye boyunca kendi resmine baktı. gerçi artık kendine benzemiyordu, adı da görünüşü de bambaşkaydı.

ilandaki çocuğu, dabi öldürmüştü.

"o kim?" dedi siyah saçlı. ona kızgın olup olmadığını anlamaya çalışmıştı kendince. "önemli biriyse ilanı al."

haha! ne güzel bahaneydi ama.

"o..." dedi ve yutkundu sarışın. "o öldü."

siyah saçlı tek kelime etmedi. yalnızca sarışının mimiklerine bakıyordu.

"biliyor musun.." dedi sarışın yüzünde buruk bir gülümsemeyle. siyah saçlı gerilmişti, ne zaman göz göze gelseler sarışının anlayacağından korkmuştu. "eğer bir şansım olsaydı, yaşaması için bütün hayatımı ona verirdim."

siyah saçlı'nın kalbi tekledi. ellerinin uzun zamandan sonra titremeye başladığını hissedince ceplerine daha çok bastırdı. ardından sarışın anlamasın diye yüzüne yine alaylı gülümsemeyi yerleştirdi.

"yakışıklı çocukmuş. bu dediğin olsa insanlık için iyi bir şey yapmış olurdun."

sarışın 'hah'layıp ilana geri baktı. yavaşça aldı oradan. ardından katlayıp cebine koydu. gözlerini kısarak siyahlıya baktı. "bunu görmedin."

"görmek de istemezdim. yürü artık."

•