"tch, gerçek gibi olduklarına şüphe yok.""size yalan söylemeyeceğimi söylemiştim, mr.compress."
"ah evet, öyle demiştin. ne yazık ki ben aptal değilim."
"senin için üzgünüm, kahramanlık ünvanımın getirdiği saçma prosedürlerden hoşlanmıyorum."
"anlıyorum."
23 Aralık 20:30
"dabi? TOMURA-KUN~ DABİ GELDİ!"
"umurumda değil."
"ne üzücü, oysa ben sana bir hediye getirmiştim."
"umurumda değil."
"BANA VER DABİ! HEDİYELERE BAYILIRIM!"
siyah saçlı cevap vermeden kendine verilen odaya gitti. garip hissediyordu. cebinde duran sigara paketini eline alıp iki kere çevirdi. içinden bir dal alıp dudaklarına götürdü. işaret parmağının ucuyla yakıp dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı.
içeriden sesler geldiğinde kaşları çatıldı. twice ve tomura kavga ediyordu. ne olduğuna bakmak için odasından dışarıya adımladı.
"ne olu-" gördüğü sarı saçlarla sesi kesilmişti.
gerçek miydi? gerçekti.keigo takami, seneler sonra karşısında duruyordu. televizyonda gördüğü kişiye benzemiyordu. meşhur hırkası üstünde değildi. onun yerine vücudunu mükemmel bir şekilde kaplamış siyah bir kostüm vardı. hep çirkin bulduğu sarı büyük gözlüğü yoktu, gözlerinin parlaklığı gözler önüne seriliyordu. üstelik göz kalemi sürmüş gibi bir hali vardı gözlerinin. ama siyah saçlı bilirdi, o asla göz kalemi sürmezdi.
keigo takami, yıllar geçse bile çok güzel görünüyordu.
içinde bunları düşünmesine rağmen duygu barındırmayan gözleri sayesinde kendini ele vermemişti siyah saçlı.
"ne o? artık lig'e kahramanları mı davet ediyoruz?" dedi alayla kıvrılan dudakları eşliğinde.
sarı saçlı sesin geldiği yöne doğru çevirdi kafasını.
"ah, dabi! nerelerdeydin?" dedi compress maskesini kaldırarak. sadece gözleri ve dudakları görünüyordu.
"gezintiye çıktım." dedi omuzlarını silkerek.
"tomura-kun'a hediye getirmiş! bana ver diyorum, beni dinlemiyor bile!"
"üzülme toga-chan~ ben sana alırım." dedi twice yüzündeki garip ifadeyle.
"teşekkürler! sen en iyisisin!"
"kafamı şişirdiniz! susun bi."
siyah saçlı iç çekip gözlerini tekrar sarışına kilitledi. sarı saçlı ona bakmıyordu, compress ile konuşuyordu.
ama fark edilmek istedi.
"hey," dedi herkesin ona bakmasını sağlayarak. "sorumun cevabını almadım." gözlerini sarışının gözlerine kenetledi. "ne iş?"
"sen ortalıkta sürterken biz küçük bir baskın yaptık, onun sayesinde." dedi tomura. "o herife hala güvenmiyorum gerçi."
"ligdensin yani?" dedi kaşlarını kaldırarak.
"öyle."
dudakları alayla kıvrıldı. "iki numaralı kahraman, bize katılmak istiyor! vay canına, amma salakmışsın."
"ne dediğin umurumda değil, başkanı devirmek istiyorum, o kadar."
"ve bunun için bize mi ihtiyaç duyuyorsun?" dedi gülerek.
"ihtiyaçtan değil de," dedi dudakları yukarı kıvrılarak. "size biraz acıdım açıkçası." elini yanağına koydu.
siyah saçlı daha çok gülümsedi. değişmemişti. hala aynı alaycılığı ve hazırcevaplılığı oradaydı.
belki de uzun süre sonra onunla yüzleşmenin heyecanıyla ağzından çıkarttı o kelimeleri, sarışını bütün bir gece uyutmayacak olan o sözleri. "hiç değişmemişsin."
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçış | Dabihawks
Fanfic[tamamlandı!] "ölü bir canın böyle parlak bir fotoğrafı olmaz, seni diriltmek için gelen ışığa yol ver." -friends to enemies to lovers- • takami keigo x todoroki touya #touyatodoroki etiketinde #1...