otuz üç

425 51 9
                                    



"beni öldüren kişi dabi, keigo." dedi ve sarışının yüz ifadesindeki değişimi görünce hemen devam etti. "ben kendimi öldürdüm, kei. touya'yı öldürdüm. dabi'yi getirdim. onu bul. touya'yı sevdiğin gibi sev. keigo, dabi'yi bul. beni bul."

***

sarışın bir anda gözlerini açıp etrafa bakındı. uyumuş muydu? rüya mı görmüştü?

sonra bir anda vücuduna şimşek çakmışçasına irkildi.

touya'nın dediği şeyleri düşündü. dabi'nin konuşmasının touya'ya ne kadar benzediğini anımsadı. elleri titremeye başlamıştı. yine.

"siktir," dedi ellerini ceketinin cebine sokarken. "siktir..."

ve aklına gelen şey ile gözlerini sonuna kadar açtı.

dabi'nin gözleri ve kokusu...

ona her zaman tanıdık gelmişti.

şaşkınlık ve özlem yanında hayal kırıklığını da getirmişti. şu an gidip ona sarılmak mı yoksa yumruk atmak mı istediğine emin değildi.

ve bir anda aklına dank etti.

touya, yıllarca arkasından yas tuttuğu eski arkadaşı, sevgilisi, yaşıyordu.

yaşıyordu.

sarışın kanatlarını açtı. transa geçmiş bir yüz ifadesi vardı. kanatlarını yavaşça çırparken aklında tek bir şey vardı sarışının.

'touya yaşıyor.'

***

yavaşça sigarasını üfledi. burnuna gelen kokuyla yüzünü buruşturdu. elbette o sihirbazın verdiği sigarayı içmemeliydi.

sigarayı yere atıp tembelce ezdi siyahlı.

"sorun ne?"

y.n.: dabi'nin konuşacağı kişi kendi tasarladığım bir karakter. anime ya da manga ile ilgisi yok.

"hmm? seni neden ilgilendirsin?"

"ilgilendirmiyor."

sessizlik oldu.

"bunun olacağını biliyordun, to-dabi."

"hawks ile ilgili konuşmak istemiyorum."

"hah, hawks oldu şimdi ha?"

sessizlik.

"hep hawks olarak kalmalıydı."

"böylesi daha iyi."

"elbette, bana inanmayıp kendini sözde mezar taşına atması daha iyi."

"buraya geliyor."

"gelmez."

"geliyor, touya."

"touya ölü, senta."

beyaz saçlı kız kısa saçlarını arkaya atıp siyahlıya bir kart verdi.

"compress ile fazla zaman geçiriyorsun," dedi kartı alarak. içine baktığında ise gözlerini sonuna kadar açmıştı.

kartta keigo ve touya, satranç oynayıp gülüyorlardı.

"ölü bir canın böyle parlak bir fotoğrafı olmaz, seni diriltmek için gelen ışığa yol ver."

siyahlı tek kelime etmedi. senta ise terastan çıkmış, bara inmişti.

"oyunu kimse kazanamadı, kei, üzgünüm." dedi buruk bir gülümsemeyle kendi kendine.

yalnızca birkaç saniye sonra cevabını aldı.

"daha oynamadık, touya."


Kaçış | DabihawksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin