İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BU KONUDAKİ ÇABALARINDAN ÖTÜRÜ BU BÖLÜMÜ @Zehrafatmabilgi ARKADAŞIMIZA HEDİYEMDİR... TEŞEKKÜR EDERİM...
Çok sinirli bir şekilde gelmişti. İki gündür ortalarda yoktu ama şimdi oldukça sinirli gelmişti. Daha önce bu kadar kızgın olduğunu görmemişti hiç. Genç kadın tedirgin bir şekilde ona baktı.
Cael'in kan kırmızısı gözleri ona odaklandı. Bir şekilde içini görmeye çalışır gibiydi. Bree tedirgin bir şekilde kıpırdandı. Bu odadan hiç çıkmadan onu kızdıracak ne yapmış olabilirdi ki?
"Sen bir şifacısın!" diye hırladı erkek.
Şifacı mı? Güçlerinden mi bahsediyordu? Açıkçası neler olduğunu anlamaya çalışır bir şekilde ona baktı bir süre ve başını salladı. Bree'ye göre şifacı olmakta bir sorun yoktu. Köyünün çoğunluğu şifacı olarak doğardı zaten.
Genç adam başını iki yana salladı. Küçük bebek yerde yatıyordu. Etrafına serilmiş oyuncakları bırakmış gülücükler saçarak Cael'e bakmaya başlamıştı.
Erkek onun yanından geçti ve yorgun bir şekilde kendisini şöminenin önündeki koltuğa bıraktı. "Bree" dedi en sonunda. "Sen" dedi ve durdu. O kadar sinirlenmişti ki ne demesi gerektiğini hiç bilemiyordu. "Sen yaşadığın toplumun farkında mısın?"
Öyle görünmeyebilirdi ancak sanıldığı kadar da saf değildi. Elbette ki şifacılar bu toplumda en hor görülenlerdi çünkü güçleri savaşmaya uygun değildi. Ancak bunun onun için neden önemli olduğunu da anlayamıyordu.
Yavaşça onun karşısında duran koltuğa doğru gitti ve oturdu. "Şifa gücüm var" diye onayladı tekrar yumuşak bir sesle. "Ancak bu kalede bir işe yaramaz herhalde"
Tabi ki yaramazdı. Kimse şifacılara dönüp bakmazdı. Bu kalenin güçlü doktorları vardı. Onun üfürükçü sayılabilecek zayıf güçlerine kimsenin ihtiyacı yoktu. En azından koruyucu olabileceğini düşünmeyi tercih ederdi. Kalkan güçleri onun için daha iyi olurdu.
"Bree" dedi en sonunda öne doğru eğilerek. Söyleyeceklerinin ne kadar ciddi olduğunu anlamasını istiyordu. "Jerome, senden alındıktan sonra ne olacak biliyor musun?"
Bilmiyordu. Zaten o zamandan sonrasını da umursamıyordu. Kendilerini öldürseler bile umurunda olmazdı. Sonuçta ölümden beter bir hayat olacağı kesindi. "Bir daha dışarı çıkamayacağım" dedi en sonunda. "Kimseyle evlenemeyeceğim." Onun açısından önemi olmayan şeylerdi. Dalgın bir şekilde oğluna baktı. "Bu kalede hapis yaşayacağım"
"Ve bunu oturduğun yerden olacağını mı sanıyorsun? Bu kaledeki kimse efendimize yarar sağlamadan yiyip içip var olamaz. İki seçeneğin olacak" dedi iki parmağını kaldırıp ona göstererek. "Ya bir hizmetçi olacaksın ya da efendinin metresi olacaksın"
Hizmetçilik kötü görünmüyordu. Zaten çalışmaya alışıktı ancak metres olma düşüncesi midesini bulandırıyordu. Efendileri acımasız bir adamdı. Onun bakire bedenine neler yaptığını hatırlıyordu ve bunu bir kere daha yaşamayı kesinlikle istemiyordu.
Başını iki yana salladı. "Hizmetçilik iyi görünüyor" dedi en sonunda. Belki gizli gizli oğlunu görebilirdi bile.
Hayır, kesinlikle anlamıyordu. Bu kadar basit değildi. Bu kaledeki her bir hizmetçi efendilerinin malıydı. Hangi kadını istiyorsa onu alırdı. İllaki hizmetçi kalacak diye bir şey yoktu. Her ikisini birlikte de isteyebilirdi. Üçüncü bir seçenek daha vardı ama bunu dile getirmeye gücü yetmemişti.
Eğer efendileri Bree'den memnun kalmazsa o zaman onu bir başkasına satabilirdi. Geri doğru yaslanıp ona baktı. Hiç şansı yoktu. O kadar güzeldi ki Leydi Dolores bile yanında çok sönük kalıyordu ve Bree kesinlikle zayıftı.
Cael onu koruyamazdı. Bree kendisini savunamazdı. Efendileri onu isterse o yatağa bizzat kendisi götürmek zorunda kalacaktı ve istememesi için en ufak bir sebebi bile yoktu.
Artık başına ağrılar giriyordu doğrusu. Bu işten tek çıkar yolu Cael'in Bree'yi kaderine terk etmesiydi. Bebeği yanında olduğu sürece o iyi olacaktı nasılsa bu kadar ilgilenmesine gerek yoktu. Ona mesafe alabileceği tek zaman şimdiydi.
Bebeğin aniden ortaya koyduğu çığlık her ikisinin de irkilmesine neden oldu. Genç kadın hızlıca ayağa kalkıp oğlunun yanına gitti. Onu kucağına alıp bebeğe bakmaya başladı ardından şefkatle gülümseyip onu dikkatli bir şekilde yere yatırdı.
O, Jerome'un altını değiştirirken kadını izlemekten kendisini alamıyordu. Kızıl saçlarının önüne dağılmasını ve gülümseyerek onunla ilgilenmesini izledi.
Neden bu kadar önemliydi? Yavaşça gözlerini kapadı. Bree'yi gözleri kapalı haliyle bile görebiliyordu. Çırılçıplak ve sırt üstü uzanmış bir halde. Saçları etrafına dağılmış ve kollarını ona doğru uzatmış görebiliyordu.
Erkek bu hayalden kendisini kurtarıp hızla ayağa kalktı. Karnına yumruk yemiş gibi hissediyordu. Onu arzuladığını biliyordu zaten. Dünkü çocuk değildi sonuçta.
Bree onun neden aniden çıkıp gittiğini anlayamadı. Muhtemelen aklına işle ilgili bir şeyler gelmişti bilmiyordu. Umursamadı. Önemli olan tek şey Jerome'du. Açıkça söylememiş olsa bile Cael'in neden bahsettiğinin gayet net farkındaydı. Sonuçta çocuk doğurmuş bir kadındı.
Bu kaleden ayrılamazdı. O zaman gerçekten oğlunu sonsuza kadar kaybederdi. En ufak bir şansı bile değerlendirmek zorundaydı. Kaldı ki bu düşüncelerden memnun değildi.
Cael'in neden kızdığını anlayabiliyordu. Endişeliydi. Şifacılar gerçekten de alt seviye faelerdi ve onlara değer verilmezdi daha farklı özellikleri olsaydı belki daha özel büyüleri olsaydı o zaman kendisini koruyabileceğini düşünüyordu muhtemelen.
Ancak zannettiği kadar saf ya da masum değildi. Yapması gerekenin ne olduğunun son derece farkındaydı. İstese de istemese de efendilerini memnun edecek bir anne olmalıydı. Başka türlü ne hayatta kalabilirdi ne de oğlunu bir kere daha görme şansı olurdu.
Başını eğip Jerome'a baktı. Bebek altı değiştiği için artık çok rahatlamış görünüyordu. "Sen güçlü olacaksın ama değil mi?" diye fısıldadı gülümseyerek. "Kimseyi memnun etmek için uğraşmayacaksın ve her zaman dimdik duracaksın." Onu kucağına alıp sıkıca sarıldı. "Sağlıklı ve mutlu bir çocuk olacaksın" diye mırıldandı. En azından öyle olması için yapabileceği her şeyi yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRES
FantasyCİNLERLE TANIŞIN! HALKIN ZAYIF VE GÜÇSÜZ OLDUĞU, ASİLLERİN İSE GÜÇLE DONATILDIĞI SİSTEMDE ASİL ERKEKLER ÇOCUKLARINI DOĞURMALARI İÇİN KÖLE KADINLARINI TERCİH EDERLER.... BRİANNA, EFENDİSİNİN OĞLUNU DOĞURMUŞ ÇİÇEĞİ BURNUNDA ANNE OLARAK. OĞLUNDAN AYRIL...