Beş yaşındaki çocuk bahçe boyunca koşarak babasına doğru gitti. Hemen arkasında zavallı mürebbiyesi ona yetişmeye çalışıyordu. Ancak yedi yaşındaki bir oğlan çocuğunun enerjisi kimseyle kıyaslanamayacak kadar büyüktü.
"Baba!" diye seslendi sanki gelişini görmüyormuş gibi. "Baba"
Cael, ellerini arkasında birleştirip topukları üzerinde sallandı. Bu gelişi o kadar iyi biliyordu ki kaçıp saklanmak istiyordu. Ne yazık ki gururu buna el vermiyordu. "Bahçede koştuğunu annen gördüğünde çok kızacak" dedi belki bir nebze aklı karışırsa çok üstüne gelmezdi. "Geçen sefer düştüğünde kolun kırılmıştı"
Çocuk yavaşladı ama istikrarlı bir şekilde ona ilerlemeye devam etti. Bu arada cin gibi gözlerde camlara göz gezdirdi. Annesinin onu görmediğinden emin olduğunda tekrar hızlandı. "Bay Cook diyor ki ateş faeleri volkanlarda yaşarmış ve su faeleri de okyanuslarda"
"Bay Cook bazen ne söylediğini bilmiyor sanırım" diye mırıldandı Cael arkasından gelmekte olan adama bakarak. "Oralara dayanıklıyız ama orada yaşayamayız"
"Neden?"
Bu ilk sorunun ardından gelen ikinci soru tehlikenin habercisiydi. Bitmek bilmeyen bir soru furyasının geleceğini gösteriyordu. Jerome, son derece zeki ve meraklı bir çocuktu. Sevimliliği ile de kimse ona kıyamıyordu. Ancak Cael'e olan düşkünlüğü başkaydı. Babasının her şeyi bildiğini sanıyordu ve bu yüzden de ondan sürekli bir şeyler öğrenme arzusundaydı.
Cael başını yana eğip gülümsedi. "Eğer sürekli volkanlarda yaşasaydım" dedi. "Annen benimle kalamazdı. Bu yüzden volkanda yaşayamam."
Çocuk sanki onun ne demek istediğini anlayamamış gibiydi. "Annemi çok sevdiğiniz için mi yoksa annem olmazsa iyileştirme gücünüz olmadığı için mi?"
Bir başka sorunda buradan kaynaklanıyordu. Jerome, gerçek bir aydınlık fae değildi. Melez olarak doğmuştu ve bu onda anlayamadığı konularda kavram kargaşasına neden oluyordu. Ailesini çok seviyordu ama sevgiyi kavrayamıyordu.
Hissediyordu ama hissettiği noktada mantığını devreye sokuyor ve hislerini anlamlandırmaya çalışıyordu. Eğer birinden ilk görüşte hoşlanmazsa o kişiye karşı son derece acımasız ve zalim olabiliyordu.
Onun gibi yarı karanlık ve aydınlık faeler çok nadirdiler ve her biri de yıldırım gücüne sahiplerdi. Cael ve Bree, onun melez olduklarını fark ettiklerinde edinebildikleri her bilgiye ulaşmaya çalışmışlardı. Kurucu kraldan bugüne kadar sadece on melez kayda geçmişti. Belki kayıtlı olmayanlarda vardı ama emin değillerdi.
"Onu sevdiğim için" dedi Cael sakince.
Jerome için hala yeterli gelmemiş gibi görünüyordu. "Ama onu şifa gücünden dolayı çok seviyorsunuz değil mi? Yani çok yararlı olduğu için"
"Sen anneni şifa gücünden dolayı mı seviyorsun?"
Çocuk başını hayır anlamında sallayınca Cael kalbinin rahatladığını hissetti. Ne yazık ki bazen verdiği cevaplar onu gerçekten korkutuyordu. "Annem olduğu için seviyorum" dedi çocuk.
Cael, kolunu çocuğun omzuna koydu ve yanlarına gelen mürebbiyeyi başıyla geri gönderdi. Ancak zavallı adam koşarken o kadar yorulmuştu ki banklardan birine çöktü. Cael, onu bahçenin içine doğru yönlendirdi.
Merakı ve geri kalan her şeyiyle bu çocuğu çok seviyordu. Bugün bile ona baktığında hala ağabeyini değil de Bree'yi görüyordu onda. Çünkü çocuk her ne olursa olsun onun şefkatini ve sevgisini taşıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/270378219-288-k401648.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRES
FantasyCİNLERLE TANIŞIN! HALKIN ZAYIF VE GÜÇSÜZ OLDUĞU, ASİLLERİN İSE GÜÇLE DONATILDIĞI SİSTEMDE ASİL ERKEKLER ÇOCUKLARINI DOĞURMALARI İÇİN KÖLE KADINLARINI TERCİH EDERLER.... BRİANNA, EFENDİSİNİN OĞLUNU DOĞURMUŞ ÇİÇEĞİ BURNUNDA ANNE OLARAK. OĞLUNDAN AYRIL...