İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR... OTUZ BEŞ YORUMUN ALTINA YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...
Mümkün olabilir miydi böyle bir şey? Gerçekten de o yapmış olabilir miydi? Harem kadrosunu mu hedef alıyordu? Buna gerek yoktu ki Simon'u baştan çıkarmayı başardığı anda zaten kadrodaki yerini alırdı. Hayır, buna inanmıyordu.
O kadar saf ve masum bir kadındı ki cinayet işlemiş olamazdı. Zaten bir şifacıydı o. Öyle bir şeyi yapama...
Düşüncelerinin ortasında durup kaldı. Bree bir şifacıydı ve cinayet bir tür zehirle işlenmişti. Hızlı bir şekilde çürüme sağlayacak bir şeyle. Elbette yapabilirdi. Hatta bu kalenin içinde ondan başka kimse yapamazdı. Doktorlar bile öyle bir şeyi başaramazlardı.
Hemen önünde Lord Simon, Leydi Dorothy ve doktor konuşuyorlardı. Ancak ne dedikleri hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Kafasının içindeki düşünceler birbiri ardına dönüp duruyordu.
Bu hiçbir şeyi değiştirmezdi. Kimse anneye zarar veremezdi. Hele de önemi olmayan bir metresi öldürdü diye. Hizmetçiler arasındaki kademede metres en kötüsüydü. Onlara saygı duymaz ve önemsemezlerdi. Yine de kalenin içinde işlenen bir cinayet herkesi paniğe sürüklerdi.
"Sen bu konuda ne diyorsun Cael?" diye sordu Simon ona dönerek. "Hizmetçilerin arasında bunu yapabilecek güçte biri var mı?"
Aslında soru yanlıştı. Muhtemelen istese Simon onun yalan söylediğini çok rahat anlayabilirdi ama Bree'nin önceliği anne olmasıydı, hizmetçi değil. Başını iki yana salladı. "Böyle bir şey daha önce görmedim ama olsaydı bilirdim. Saklayamazlardı"
Güçlü ve oldukça da korkutucu bir büyüydü bu. Simon'un da daha önce böyle bir şeye şahit olduğunu sanmıyordu. Aksi halde dikkatini vermezdi bu konuya. Umursamazdı bile. Ancak endişelenmiş görünüyordu. Onu diken üstüne getirmek zor bir işti.
Onu küçümsediğine inanamıyordu. Beyaz bir fae nasıl olurda böyle bir yetenek geliştirebilirdi aklı almıyordu. Basit bir şifacı olduğunu düşünmüştü oysaki. Ancak asıl şifacılar bu konularda en iyisiydiler.
Onlar doğuştan vücutların özelliklerini bilirlerdi. Bütün kaslar, kemikler, dokular her şeye doğuştan hâkimlerdi. Doğal bitkileri bilirlerdi. Zehirlileri, şifalı olanları. O gece bayıldığında hiç şüphesiz Bree, onu iyileştirmişti ama bu kadar olduğunu düşünmüştü. Onunla konuşması gerekiyordu.
"Peki ya bebek?" diye sordu Dorothy. "Bebek böyle bir şey yapamaz mı?"
Simon'un gözlerini devirdiğini görebiliyordu. Gerçekten de bu kadın zekâ yönünde çok parlaktı. Hiç kullanılmamış sıfır bir beyin taşıyordu kafasında. "Bebekler yedi yaşlarına kadar güçlerini göstermezler, leydim" dedi doktor sabırlı bir şekilde.
"Peki, anne?"
İşte o az kullanılmış beynin arada sırada es kaza parlak fikirleri olabiliyordu. Simon'un gözlerindeki parlamayı gördü Cael. Herhalde bir an için karısını ödüllendirmeyi bile düşünmüş olabilirdi ancak buna izin veremeyecek kadar nefret ediyordu kadından. "Anne bir şifacı" dedi ellerini arkasında birleştirerek. "Zayıf bir şifacı"
Doktor buna karşılık başını iki yana salladı. "Şifacıların böyle güçleri yoktur" dedi sakince. "Zehirleri çok iyi bilirler ama böyle bir çürüme yaratacak bir zehri hiçbir bitki yaratamaz. Bu güç işi"
Simon, bir süre sessizce durdu. Cevapsız kalmak hiç de hoşuna gitmemişti. "Hizmetçilerin belgelerini tekrar incele" dedi en sonunda. "Herhangi şüpheli bir şey dikkatini çekerse hemen bana haber vermeni istiyorum"
O arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken Cael gözlerini cesede dikti. "İçeriden olmayabilir" dedi.
Kapıyı tutmuş bir an durdu. Dikkatini çektiğini biliyordu. Kontrolünü o kadar da kaybetmediğini görmek hoşuna gitmişti doğrusu. Hala onu yönlendirebilirdi. Simon'un hatası kale içindeki hiçbir şeyle ilgilenmiyor oluşuydu. Bu da Cael'e kale içinde ondan daha güçlü bir konuma getiriyordu. Çünkü her şeyden haberdardı.
Başını çevirip ağabeyine baktı. "Dışarıdan olabilir" dedi. Tek isteği dikkatini başka bir yöne çekmekti. "Çok sevilen biri sayılmazsınız. Düşmanlarınız var. Özellikle herhangi bir hizmetçiyi değil de metresinizi hedef almaları bunun göstergesi"
Bir dahaki eşi ya da oğlu da olabilirdi. Elbette bunu üstü kapalı bir şekilde dile getirmişti. Muhtemelen Dorothy'nin ya da Jerome'un ölümünü umursamazdı. Kendisine yeni bir eş bulurdu. Başka bir anne ona çocuk doğururdu ancak yine de bunlar şahsına yapılan saldırılardı. Bu kadar güçlü bir karanlık fae için egosu buna izin vermezdi.
Sonuçta hepsi onun malıydı...
"Dikkate alacağım" diye mırıldandı Simon ve kapıdan çıkıp gitti.
Öfkeden kudurduğunu kimse görmüyordu herhalde. Muhtemelen Cael farkındaydı ama o da bundan zevk alıyor olmalıydı. Layla onun yeni gözdesiydi. Kesinlikle yatakta çok iyiydi ve Simon'un ne istediğini anlardı. Çok önemli bir kayıp olmasa bile keyifsizlik yaratmıştı.
"O lanet her neyse gidip benim gözdemi mahvediyor ama küçük kardeşimi öldürmüyor" diye mırıldandı nefretle. Neden her şeyden böyle rahat sıyrılabiliyordu ki? Onu öldürmek neden bu kadar zordu? Anneleri olmasaydı çoktan parçalarına ayırmıştı onu.
Dorothy, her zamanki gibi onu arkasından takip ediyordu. "Ah, ama onun ölmesini hiç istemeyiz efendim. Cael çok işe yarıyor"
Genellikle ortalık yerde kendini kontrol etmeye çalışırdı ancak bugün o gün değildi. Hızlı bir şekilde arkasını döndü ve tokadı kadının yanağına çarptı. O kadar sertti ki kadın dengesini kaybedip yere düştü. Şaşkınlığı yüzünden anlaşılıyordu.
Bu Simon için yeterli değildi. Kadına doğru bir tekme savurdu ve onu tamamen yere devirdi. Ardından yere eğilip saçlarından yakaladı. Acıdan gözleri yaşarmıştı. "Bana bir daha iyi niyetli havalarında gelme. Senin nasıl bir sürtük olduğunu çok iyi biliyorum." Onu sertçe geri itti ve ayağa kalktı. "Önümüzdeki sürede bir daha onun yatağına girmeye çalış da ilk karıma neler yaptığımı bizzat öğren" dedi ve arkasını dönüp gitti.
Bu kadın hiçbir işe yaramıyordu. Ancak ailesinin bağlantıları güzeldi. Bizzat krala en yakın aileydi onlar. Ancak bu bile kadına katlanmayı yeterli kılmıyordu. Dorothy dışarıdan güzel ama içinde bomboştu.
Evin içinde boş boş dolaşıp Cael'i sıkıştırmak dışında bir şey yapmıyordu. Çalışma odasına girdi ve kapıyı arkasından öfkeyle çarparak kapattı.
Kabul etmek istemiyordu ama küçük kardeşi haklı olabilirdi. Dışarıdan bir saldırı olması daha muhtemeldi. Bu evdeki hizmetçilerde ona zarar verecek ne cesaret ne de güç vardı. Kendi kardeşi bile bundan çekiniyordu.
Eğer öyleyse Dorothy'nin işe yarayacağı başka bir alan bulabilirdi. Demek kendisini erkeklere yamayı seviyordu o zaman onu kalenin dışına çıkartıp dikkatini çekenlerin yataklarına sokardı. Belki karısı işe yarayacak bir yol bulurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/270378219-288-k401648.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRES
خيال (فانتازيا)CİNLERLE TANIŞIN! HALKIN ZAYIF VE GÜÇSÜZ OLDUĞU, ASİLLERİN İSE GÜÇLE DONATILDIĞI SİSTEMDE ASİL ERKEKLER ÇOCUKLARINI DOĞURMALARI İÇİN KÖLE KADINLARINI TERCİH EDERLER.... BRİANNA, EFENDİSİNİN OĞLUNU DOĞURMUŞ ÇİÇEĞİ BURNUNDA ANNE OLARAK. OĞLUNDAN AYRIL...