Hele bakın kim gelmiiiiiiiiş! 😂😂Selamünaleyküm güzeller!
Geçen bölüme gelen 800'e yakın yorum sayısını görünce kendimi durduramadım, neredeyse her boş anımda dinlenmeyi erteleyip bölüm yazmaya giriştim. Yazdıklarınızla öyle mutlu oldum ki, tak tak geldi devamı ve daha bir hafta bile olmadan bölüm tamamlanıverdi. 😍
Yorumlarınız ilham kaynağım, eksik etmediğiniz için sizlere teşekkürü borç bilirim. 🥰Şimdi gelelim kuru fasulyenin faydalarınaa 😅
Bu bölüm yalnızca Alp-Yade çiftine ait bir bölüm oldu. Çünkü tek başlarına 7.000 kelimeyi aştılar. 🙃
Yaren ve Mustafa'yı da yazdığım takdirde; sizleri bu kadar hızlı bölüme kavuşturamayacaktım, o yüzden bir seferlik çiftleri ayırmaya karar verdim. Yaren ve Mustafa'cılar hayal kırıklığına uğramasın lütfen, çünkü bir sonraki bölüm ya sadece zarif çiftime ait olacak, ya da Alp-Yade'den daha fazla yer alacaklar. Yani mutlaka eşitlemeye çalışacağım. 💕Bu arada bölüm ismi; 'gönül vermek' manasına geliyor ve halkalı şekerden sonraki yeni şarkımızın nakaratında geçiyor. Hazır mıyız dillere dolanacak yeni bir illete?? 😂
Haydi çok tutmadan kaçıyorum ben. Keyifli okumalar dilerim size. 🙋🏻♀️💜
| Bölüm şarkısı: Ankaralı İbocan-Bahçe Duvarından Aştım. |
✨
Yade; üzerinde kahve bardaklarının olduğu tepsi ile salona girip, kapıyı arkasından ses çıkarmamaya çalışarak kapattı. Yengesi ile meşhur kız gecelerinden birini gerçekleştiriyorlardı ve çocuklar uyandığı takdirde bu fiil hiç olurdu!
Tepsiyi sehpaya bıraktıktan sonra bağdaş kurup kendi bardağını eline aldı.
Esra'da tıpkı görümcesi gibi kahvesini aldığında; tepside farkettiği eksiklikle, imalı bakışlarını karşısında oturan kıza çevirdi.
"Alparslan ağabeyin getirdiği çikolatalardan da koysaydın ya."Sinirle kırptı gözlerini Yade. Onun sevdiklerinden getirmeyen adamın çikolatalarına ölürdü de elini uzatmazdı!
"Boş ver yenge, gece gece gereksiz kalori!" dedi sanki sıkıntı buymuş gibi. Ama Esra pekala asıl nedeni anlamıştı. Zira görümcesi kalori hesabı tutamayacak kadar iştahlı biriydi. Kaldı ki onun başından beri bu çikolata meselesi çok dikkatini çekiyordu zaten. Alparslan ağabeyi önceden de hep Yade'nin en sevdiklerinden getiriyordu ve o bundan ta o zamanlarda işkillenmişti. Yalnızca konduramamıştı işte.Kocasının çoktan uyumuş olmasını fırsat bilerek konuyu açmaya karar verdi.
"Yemekte bir şey konuştunuz mu hiç?" dedi büyük bir ilgiyle. Bayılıyordu şu aşk meşk sohbetlerine!Yade kapı tarafını kontrol edip, sessizlikten emin olduğunda tekrar yengesine döndü. Ağabeyi sabah erkenden işe gideceği için uyuyalı epey olmuştu ama yine de diken üstündeydi tabi. Sonuç itibariyle evdeydi çünkü!
"Nesin sen yengoş? Ergen falan mı?" dedi alaya vurarak. Aslında o da anlatmak, akıl almak istiyordu. Bu yüzden direkt konuyu kapatma girişiminde bulunmamıştı. Kafası karışıktı ve tecrübeli birine danışma gereksinimi duyuyordu. Eh, bu kişi ağabeyi olamayacağına göre haliyle yengesi oluyordu!Esra Yade'nin sinirlenip kaçmaya çalışmadığını görünce gülümsedi. Bu kız kıvama gelmiş miydi sanki? Gülüşünü büyüttü, bunun bu kadar çabuk olmasını beklemiyordu. Yade'nin boş olmadığını, ilan-ı aşk olayını ilk duyduğunda sezmişti ama inatçı görümcesine kabul ettirmenin epey zor olacağını düşünmüştü. Görüyordu ki; o üç harfli duygu karmaşası, bacayı çoktan sarmıştı. Demek ki yalnızca Alparslan ağabeyi görmesi yeterli gelmişti.
"Hadi hadi anlat! Konuşmuşsunuz belli ki!" dedi hevesle. Bu sevda onu fazlasıyla heyecanlandırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRÂSET
RomanceHirâset. -Koruyan, bekleyen. Onların hikayesinde de bir adam sessizce koruyacak, bir adam sessizce bekleyecek... Umutla, aşkla... Çünkü kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez. 🍃 Mümteni kitabındaki; Yade ve Yaren'in hikayesidir. Kitaptan bağımsız...