22. Bölüm 'Zaman Dursaydı Keşke...'

20.4K 1.2K 871
                                    


Bu bölüme yorum patlaması yaşar mıyız?
Bence yaşamalıyız. 🥲
Mesaj alındıysaaaaaaa (sdfafs) keyifli okumalar dileriiim! ❣️

Bölüm şarkısı: Grup Abdal - Pınar Başından Bulanır.

                                     🕗

Yaren dakikalardır durduğu kapının önünde çaresizce oflayıp bir kez daha salon penceresine baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yaren dakikalardır durduğu kapının önünde çaresizce oflayıp bir kez daha salon penceresine baktı. Evden çıkarken vestiyerde asılı olan anahtarı yanına almayı unuttuğu için ne yazık ki kapıda kalmıştı.
Zile bastığı takdirde kocasının duyup açacağını biliyordu ancak nedense bir türlü eli zile gitmiyordu. Sevdiği adamın soğukluğuyla karşılaşmak mıydı onu böyle korkutan?

İçini çekip olduğu yerde beklemeye devam etti. Henüz burayı tam anlamıyla evi olarak kabullenememişti. Bunun için kendine kızmıyordu çünkü daha evleneli bir gün olmuştu, elbette çekinmesi gayet olağandı. Zamanla alışacağından yana bir şüphesi yoktu.
Kapı önünde düşüncelere dalmış hali, salon penceresinde görünen ve yan eve doğru bakınan adam tarafından bölündü.
Onu mu kontrol ediyordu?
Gülümsedi, öyle olmalıydı.

Büyük bir dikkatle yüzüne odaklanıp tepkilerini takip ederken, Mustafa kapı önünde dikilen bedenini farketti ve tam da beklediği gibi seri bir şekilde kaşlarını çattı. Süratle geri çekilip pencerenin önünden ayrıldığında, kapıyı açmaya gittiğini anlayabilmişti. Nitekim saniyeler içinde önünde durduğu kapı aralandığında, tahmininde yanılmadığını anladı.
"Merhaba." dedi gülümseyerek.

Ancak karşısındaki adam selamına karşılık vermek yerine direkt bulunduğu yeri sorgulamayı seçti.
"Niye burada bekliyorsun sen?"

Ses tonundaki mesafe ile içini çekti Yaren. Neredeydi gözlerine bakarken eriyen adam?
Bu yabancı da kimdi böyle?
Yengesinin söylediklerini hatırlayıp kırılmak isteyen kalbini engelledi.
Onun için bunca fedakarlık yapan adamı, aynı meseleler yüzünden üzmekten vazgeçmeliydi. Aralarındaki buzların erimesinin tek yolu buydu. Ne sevdiği adam geçmişini değiştirebilirdi, ne de o tavır yaparak bir şeyleri çözüme kavuşturabilirdi.
Anlamıştı artık.
"Anahtarımı almayı unutmuşum..." deyip içeri girdi. Bakışları giyinmiş haline takılınca merakla yüzünde göz gezdirdi.
"Bir yere mi gidiyordun?"

Mustafa karısına bakmadan ceplerini kontrol ederken, başını gelişigüzel salladı.
"İşim var." diye cevapladıktan sonra salona ilerleyip cebinde olmadığını anladığı telefonuna bakındı. "Anahtarı almadığını farkettiğim için dönmeni bekledim."

Suçlulukla sessiz kaldı Yaren. Kendisi yüzünden bu kadar vakit beklemiş olmasından dolayı kötü hissetmişti. Ama aynı zamanda çılgınlar gibi ne işi olduğunu merak etmişti.
Nereye gidiyordu bu adam?
Dahası buna hakkı varken neden bir türlü dudaklarını aralayıp soramıyordu?

HİRÂSETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin