4. Bölüm 'Sayende iyi akşamlarım...'

16.7K 1.2K 319
                                    



Huriye hanım elindeki yemek tenceresiyle birlikte Yaren'in odasına girdi.
Hızlı adımlarla; saatlerdir harıl harıl ders çalışan kızın yanına ilerledi.

"Daha mı şişmedi başın? Hiç aklına geliyor mu anam ne yaptı, ne etti diye?"

Yaren annesinin sızlanması karşısında bıkkın bir soluk bıraktı. Alışmıştı artık. Annesine göre üniversiteyi boşuna okuyordu. Çoktan evlenip gitmeli, çoluk çocuğa karışmalıydı. Ağabeyi olmasa ne Yade, ne de o üniversiteye falan gidemezlerdi zaten. Lise bittiği an evlendirirdi annesi. Ona göre doğru olan buydu çünkü. Okuyan kızların gözünün açıldığını, ileride evlenmek istemediklerini söyler dururdu hep.
Hah!
Sanki sadece evlenince bir kimlik sahibi olunuyordu!

"Sınavım var demiştim ya anne. Bu hafta idare ediver, sonra yardımcı olurum yine."

Huriye hanım palavra dinliyormuş gibi elini havada salladı.

"Hiç bitmiyor ki şu sınavların!"

Sonra kucağındaki tencereyi kızına doğru uzattı.

"Emine'lerin evine yeni ev sahipleri yerleştiler herhalde. Git şu tencereyi ver de, bir bak bakalım nasıl insanlarmış."

Birkaç gündür komşusunun evini gözetliyordu ihtiyar kadın. Komşu ona göre her şey demekti, bu yüzden titizdi bu konuda. Eve girip çıkan nakliyatçıların işlerinin bittiğini görünce, yeni komşularının taşındıklarını düşünmüştü kendince.
Dün evi temizlemeye gelen hizmetli kadınları ev sahipleri sandığı için bu kadar rahattı.
Bilseydi o evin genç bir adama ait olduğunu, gönderir miydi hiç kızını?

Yaren oflayarak kalktı yerinden. Üzerinde eşofmanları vardı ve tam olarak ev halindeydi. Şimdi dışarı çıkması, giyinmek zorunda kalması demekti ve içinde olduğu sınav telaşında bu hiçte istediği bir şey değildi. Yine de reddetmedi annesini. Edemezdi de zaten. Annesi cahil bir kadındı, ama kötü bir insan değildi. Hem ne olursa olsun annesiydi. Elbette isteklerini yerine getirecekti.

Kapısının arkasında duran fermuarlı feracesini bir çırpıda üzerine geçirdi. Buna bayılıyordu işte! İki dakikada hazırlanıvermişti.
Tepeden topuz yaptığı uzun saçlarını açıp biraz daha aşağıdan topladı. Bir yazmayı gelişigüzel başına atarken de oldukça özensizdi. Alt tarafı yeni komşu teyzesine yemek götürecekti. Neden özenmesi gereksindi ki zaten?

Saniyeler içinde hazır olduğunda annesinin elinden tencereyi aldı. Bu adet Urfa'da hâla ihtiyatla devam ediyordu. Yeni taşınan komşulara birkaç gün yemek götürülürdü ki, onlar evlerini yerleştirirken bir de yemek yapmakla uğraşmasınlardı.
Güzeldi bu ince davranışlar. Anadolu'yu Anadolu yapan yegane değerlerdi.

Çabucak eve dönmek adına acele adımlarla evden çıkıp merdivenleri inerken, annesi arkasından sesleniyordu hâla.

"Kimmiş kimlerdenmiş sor mutlaka!"

Güldü genç kız. Ah şu meraklı kadın! Doğduğundan beri Urfa'da olduğu için herkesi tanıyacağını zannediyordu. Ama yerlileri dışında, başka şehirlerden gelip kalmaya başlayanlar da vardı sonuçta. Yeni komşuları da pekâla öyle insanlar olabilirlerdi.

Hızlıca açtı bahçe kapısını. Avludan dışarı çıktığında durup yan eve doğru baktı önce. Kendi yaşlarında bir kızları olması için dua etti içinden. Bu mahallede onun yaşıtı olan bir arkadaşı yoktu. Bu durum Yade gitmeden önce sorun değildi ama artık sıkılıyordu. Allahtan üniversitedeki arkadaşları vardı da böylece dağıtabiliyordu biraz kafasını.

Başından kaymaya çalışan örtüsünü düzeltip yürüdü eve. Bahçe kapısına geldiğinde çekinerek girdi içeri. Çıt bile çıkmıyordu evden. Demek ki küçük çocukları yoktu...
Ya da uyuyor da olabilirdi tabi.

HİRÂSETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin