Bölüm şarkısı: Müslüm Gürses - Nilüfer.Keyifli okumalar güzeller. 💖
"Ne ara bu kadar tutuldun oğlum sen?"Fatih'in şaşkın sorusundan sonra sıkıntıyla nefesini dışarıya bıraktı Alparslan. Yaklaşık yarım saat önce arkadaşı ile konuşmak üzere kahveye gelmişti. Dakikalarca alayına maruz kaldıktan sonra ne kadar bitik olduğunu görmüş olmalı ki; nihayet ciddileşebilmişlerdi.
"Ne bileyim ben! Birden bire bu halde buldum kendimi! Bana fikrimi soran olmadı ki..."
Sustu. Tüm kelimeler bir düğüm gibi takılı kaldı boğazında. Ona sorulsa Yade'ye mi verirdi gönlünü? O ufaklığı mı seçerdi sanki? Onca kişi varken, dostunun kardeşine mi tutulurdu?
Evet.
Yine olsa yine Yade'ye verirdi bu kahrolasıca yüreği! Geldiği günden beri bu haldeydi. Hem içine düştüğü sevdaya söyleniyor, hem de zihninde yine olsa yine bu kızı seveceğine dair kesin düşünceler barındırıyordu.
Kısık ve mağrur sesiyle devam etti."Yade o... Bildiğimiz Yade! Ağabey diyor lan bana! Ne yapacağım ben Fatih?"
Ellerini başına dayadı. Bir teselli arıyordu gönlü. En büyük zulmü kendi kendisine yapmıyor muydu zaten...
Yade ona iki cihanda da harammış gibi paylıyordu yüreğini. Sonra aklına o badem gözler geliyor, tüm azarlamalar manasını bir anda yitiriveriyordu. Sahi, ne ara tutulmuştu bu kadar?Fatih karşısındaki perişan adama baktı ümitsizce. Kendisine ağabey diyen kıza aşık olmanın acısını iyi bilirdi. Zira o da zamanında bu imtihanla sınanmıştı. Hafsa'sı ona ağabey demiyordu ama tüm aile öyle bellemişti onları. Kim bilir sevdiği kızın dudaklarından dökülmesi ne kadar can yakardı?
Elini uzatıp arkadaşının omzuna attı. Destek vermek istercesine sıktı. Her şey ile alay eden Fatih şimdi bir süreliğine kaybolmuştu. Zira çok iyi biliyordu ki; sevdanın alayı olmazdı.
"Gönül bu oğlum, sormuyor ki adama kime konayım diye. Kime konduysa onda güzel oluyor işte..."
Avuçlarının arasındaki saçlarını çekiştirdi Alparslan. Böyle olmamalıydı ama sevda bir tek Yade'de güzeldi! Bir tek Yade'yi sevdam diye sahiplenebiliyordu. Fakat bir sorun vardı işte. Onun sevda dediğine, sevdası ağabey diyordu...
"Yiğit...Yiğit'in yüzüne nasıl bakarım?"
Mahcuptu genç adam. Kardeş bildiği dostu Yiğit'in ince çizgisiydi kardeşleri. Kimseyi yakıştırmazdı yanlarına. Birkaç kez duymuştu bunu ondan.
Hem Alparslan zamanında Yade ile aynı evde bile kalmışken, Yiğit'in aklına türlü ihtimaller gelmez miydi? Yarini de zan altında bırakmaktan deli gibi çekiniyordu.Fatih omzundan tuttuğu dağılmış adamı kendisine getirmek istercesine sıkılaştırdı parmaklarını yine.
"Kusura bakma ama dost acı söyler; Yiğit ağzına tükürür Alparslan."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRÂSET
RomanceHirâset. -Koruyan, bekleyen. Onların hikayesinde de bir adam sessizce koruyacak, bir adam sessizce bekleyecek... Umutla, aşkla... Çünkü kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez. 🍃 Mümteni kitabındaki; Yade ve Yaren'in hikayesidir. Kitaptan bağımsız...