Bölüm şarkısı: Yavuz Bingöl - Ne Gelirse Sevdadan Gelir. 🖤🕕
Apar topar çağırılan sağlık görevlileri, bir anda mahşer yerine dönen otel odası, adli inceleme ve sorgunun ardından hastane koridorunda yan yana olan sandalyelerde oturuyorlardı şimdi. Görevliler tarafından Ceyda'nın ailesine haber verilmiş, morgda olan cenazeyi teslim almaları için Urfa'ya çağırılmışlardı. Telefonları susmak bilmeyen Mustafa ise henüz açıp kimse ile konuşmuş değildi.
Donuk yüz ifadesiyle işlemleri halletmiş, gerekmedikçe konuşmamış ve tüm bunlar olurken bir köşeye çökmemek için bacaklarına zorlukla direnmişti.Dirseklerini dizlerine dayayarak başını ellerinin arasına aldı. Hâla o ilk şoku atlatmış değildi. Çocukluk arkadaşı ölmüştü.
Kız kardeşim dediği kız kendi canına kastetmişti. Bu nasıl bir sınavdı?
Böyle ağır bir yük ömür boyu nasıl taşınırdı?Saçlarını sıkı sıkıya kavradı.
Aklını yitirmek üzereydi.
Onu o halde görmek...
Bunu neden yaptığını bilmek...
Ceyda'dan geriye hayatı boyunca dinmeyecek bir vicdan azabı kalmıştı.
Gitmişti.
Bir zamanlar en yakınlarından olan kız artık nefes almıyordu.
"Değer miydi?" diyerek fısıltıya yakın bir sesle isyan etti. "Değer miydi be kızım..."O iki sene boyunca kendisinden haberi dahi olmayan bir kızı sevmiş, ama tek bir an canına kıymayı düşünmemişti.
Bir gerçekle sarsıldı bedeni. Eğer Yaren başka bir adamla evlenseydi, belki o da...
Daha fazla kavradı saçlarını.
Ona ne yaşatmıştı böyle?Görevlinin yanlarına gelip 'beklemelerinin bir manası olmadığını, aile gelmeden cenaze ile ilgili işlem yapılamayacağını' söylemesi ile önlü arkalı hastaneden çıkıp arabalarına yerleştiler. Şimdiye kadar ikisinin ağzını da bıçak açmamıştı. Yaren hayatı boyunca hiç korkmadığı kadar korkmuş, fazlasıyla üzülmüş ve birkaç saat önce hissettiği kelebeklerin tamamını Ceyda ile birlikte kaybetmişti. Onu o halde gördüğünden beri hiç durmadan ağlıyordu. Hâla da dinmemişti gözyaşları.
Kocasının ondan çok daha beter halde olduğunu görmesine rağmen; toparlanıp herhangi bir atakta bulunamadı. O kendisine bile şifa olamıyordu ki, sevdiği adama nasıl olacaktı? İkisi de olay anından beri deli gibi kaçıyorlardı birbirlerinden. Elleri şurada dursun, gözlerini bile birleştirmemişlerdi.
Araba sarsılarak evin önünde durduğunda, suskunluk yeminlerini sürdürerek peş peşe indiler. Mecalsiz adımlarla bahçelerinden içeri girdiklerinde, Yaren çantasından anahtarı bulup kapıyı açtı. Yalnızca adımlarının çıkardığı ses eşliğinde içeri geçip salona yöneldiler.
Mustafa sanki ayakta duramıyormuş gibi beklemeden koltukların birine çöktüğünde, Yaren salon kapısında durup yanaklarındaki yaşları temizledi. Kocasının bu hali onun daha fazla kahrolmasına neden oluyordu. Bir tepki verse bu kadar endişe etmezdi belki.
Ancak sevdiği adam mimik bile oynatmıyordu. Bu donukluğun sonu iyi değildi.
Patlamalıydı, patlamalı ve içindeki enkazları dışına yansıtmalıydı. Yansıtmadığı takdirde ona nasıl yardımcı olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİRÂSET
RomanceHirâset. -Koruyan, bekleyen. Onların hikayesinde de bir adam sessizce koruyacak, bir adam sessizce bekleyecek... Umutla, aşkla... Çünkü kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez. 🍃 Mümteni kitabındaki; Yade ve Yaren'in hikayesidir. Kitaptan bağımsız...