Adrian'ı uzun zamandır böyle mutlu görmemiştim. Kendi kendime güldüm. Ben Ardian'ın kendisini de görmemiştim uzun zamandır.
-Eee nerden gidiyoruz?
Adrian heyecanlıydı. Elimi ona uzatıp cevap verdim.
-Burdan gidiyoruz.
Boş boş bi bana bir de elime baktı bir süre. Sonra anlamış olacak ki değişik hareketler yaparak tutmak yerine elime sarıldı. Görmeyeli Seth'e mi benzemişti.
-Elementin var mi Adrian?
-Onu hissedemiyorum.
Sesi üzgündü. Hena elementini almamıştı. Elementinin nereye gittiğini gördüğümü hatırlayamıyorum. Ama patlamadığına emindim. Aklıma gelen fikirle mağaranın çıkışında aşağıdaki uçuruma baktım.
-Adrian sen gittiğinden beri çok şey değişti. Bunu kişisel algılama.
Bana anlamaz gözlerle bakarken kolundan tuttuğu gibi onu aşağı fırlattım. Dağ o kadar büyüktü ki zemine ulaşması baya zaman alırdı. Görünmez olup arkasından atladım. Ona yaklaştığımda yüzündeki korku oldukça barizdi. Elementi onu kurtarmalıydı. Bana da ölüme en çok yaklaştığım anda bir ölümsüz olduğumu unutmuşcasına geri dönmüşlerdi.
Zemine yaklaştığımızda korkuyla kalbim hızlanmıştı. Gelmeyecek miydi? Zaman kazanmak için yeniden zamanı yavaşlattığımda yere carpmasına metreler kala pes etmiştim. Elementlerime emir vermeden önce yerden bir yılan gibi süzülen su dalgası Adrian'ı havada yakalamış ve yumuşak bir şekilde yere indirmişti. Su dalgası etrafında kısa bir dans yaptıktan sonra yok olmuştu. Göğsü mavi bir şekilde parladıktan sonra derin bir nefes almıştı. Zaman normale döndüğünde yeniden görünmezlik kalkanımdan sıyrıldım.
Omzuna vurarak kahkaha attığımda şaşkınca bana bakmaya devam ediyordu.
-Denemeye değerdi. Üzgünüm.
-Beni öldüreceğini sandım.
Dudağımın tek tarafı kıvrılırken umursamazca arkamı döndüm.
-Amacım da oydu. Ama aklında bulunsun öldüreceğim biri için böylesine uğraşmam. Lanet kırdım be senin yüzünden.
Arkamdan güldüğünü duydum.
-Caroline nerde?
-Akademinin yakınındaki ormanda.
-Elementim geri geldiğine göre oraya hızlıca gidebilirim.
Alayla sırıttım.
-Ancak hızlı gidersin bunu yapamazsın.
Omzuna dokunduğumda hayal ettiğim yerdeydik. Büyük çukurun yanında Caroline ve Seth Ethan'ın yanında onu iyileştirmeye çalışıyordu.
Adrian Caroline'a odaklanmış sadece ona bakarken bana hitaben söylendi.
-Kibirli pislik.
Karşılık vermemeyi seçerken hızlı adımlarla onların yanında ulaştım.
-Sorun ne?
Sesimi duyan Caroline hızla bana dönerken gözlerinin beni aramadığı çok açıktı.
-Anlamıyorum Aaron. Ne yaptıysam gözlerini açmadı. Ölü gibi ama ölmediğine eminim.
Seth kafasını kaşıyarak konuşurken birden yere oturuverdi.
-Beceriksizin tekiyim gerçekten.
Kendi kendine konuşsa da onu duymuştum. Ethan'ın başına otururken sırıttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHRÜN VÂRİSİ
FantasyOPAL MÜHRÜ KİTABI'NIN DEVAMIDIR. Özel güçleri olan bir bebek hayal edin. Ona bakmak ne kadar eğlenceli olur öyle değil mi? Yada olmaz mı? Genç bir baba ve çatlak bir oğlan ve yaramaz bir bebek. Değişik bir fantastik dünya arıyorsanız doğru adrestesi...