3.Bölüm

815 72 83
                                    

Salona geçtiğimde gördüğüm şeylerin hayal olduğuna inandırmıştım kendimi. Yüzümü yıkadığımda aynaya bakmıştım bir süre. Bir insanin aynayla bile anıları olabiliyor bazen. Violet'in hayali canlandı aynada. Dişlerini fırçalarken gülümsüyordu. Sonra başka bir hayal. İzlediği dizi mutlu sonla bitmediğinde ağlamaktan harap olmuş gözlerini yıkıyordu. Bizim hikayemiz de mutlu sonla bitmemişti. O gitmişti. Ben bitmiştim. Saçlarını kuruttuğum baska bir hayal canlandı gözümde. Ve buruk bir gülümseme oluştu dudaklarımda.

Özlemiştim. Yüzünü, bana bakışını, kokusunu. Varlığını özlemiştim. Ama insan en çok geri gelmeyeceğini bildiği birini özlediğinde çaresiz hissediyor. Deli gibi özlüyorsun. Nefesin daralıyor dünyan anlamsızlaşıyor ama o kişi geri gelmiyor. Kendini küçücük ve güçsüz hissediyorsun.

Bacağıma dokunan kollar ile düşüncelerimden sıyrıldım. Aiden beni dürtüklüyordu. Ona baktığımı gördüğünde ellerini çekti. Uzanıp kucağıma çektim onu. Belime sarılırken ağlamasıysa ne yapacağımı şaşırdım.

-Aiden sorun ne?

Cevap vermedi ve eliyle televizyonu gösterdi. Caroline bize endişe ile bakıyordu. Televizyona baktığımda çizgi film vardı. Korkmuş muydu?

-Korkmana gerek yok sadece bir çizgi film.

Ağlamaya devam ettiğinde çizgi filme daha dikkatli baktım kaçırdığım bir nokta olabilirdi. Ama herşey normaldi.

Koltukta yanımda duran Ash ise Aiden'ın ağlamasından etkilenmiş olacak ki dudaklarını büzmeye başlamıştı.

-Aiden ne olduğunu anlat hadi. Bizi de korkutuyorsun.

Bir kaç kere daha iç cektikten sonra başını kaldırdı ve yüzüme baktı.

-Babamı istiyorum.

Bir an donup kaldım.

-Çizgi filmdeki çocuğun babası var. Birlikte kamp yaptılar. Yan evimizde oturan çocukların da babası var onlarda birlikte çadır yaptılar. Ashley'in de babası var sensin. Benim babam yok. Neden?

Benim yüzümden diye cevapladım içimden. Eğer daha dikkatli olsaydım senin baban ve kızımın annesi hayatta olurdu.

-Kamp mı yapmak istiyorsun?

Sorduğum soru ule hafifçe başını salladı.

-Tamam o zaman hadi çadır almaya gidelim. Sonra da kamp kuralım.

-Babam öldü bir daha geri gelmeyecek değil mi?

Kısa bir an duraksadım.

-Babalar ölmez. Sen onu unutmadığın müddetçe.

Gözlerinin içi parlamıştı.

-O zaman kamp için akşam olmalı. Akşama kadar atlıkarıncaya binmek ister misin?

-Lunapark'a mı gideceğiz?

-Evet.

Bir anda kucağımdan indi ve evin içinde koşmaya başladı.

-Dondurma yiyeceğiiiim.

Caroline gülümserken Ash'i kucağıma aldım.

-Hadi bakalım babacık hazırlanalım.

-Bab....ba.

Ayakta öylece kalmıştım. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Kızıma baktım. Gülüyordu.

Violet öldüğünde ben de ölmüştüm. Ama şimdi kızım sayesinde anka kuşu gibi yeniden küllerimden doğuyordum. Onunla tekrar büyüyordum.

MÜHRÜN VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin