8.Bölüm

559 61 43
                                    

Caroline'ın hayatımızdan hızlı çıkışı ile afallamıştık. Farketmeden varlığına çok fazla alışmış olmalıydık. Ama o şekilde düşünen birini etrafımda tutmam iki taraf için de iyi olmayacaktı.

-Orası benim yerim kalk ordan!

Seth kediyle yer kavgası yapmaya başlamıştı şimdi de. Patron onu umursamadan kuyruğunu sallaya sallaya yanima geldi. Kafesi parçalamaya çalışan kediden eser yoktu. Çok uysal ve uyumlu bir kediydi. Yavru kedileri de sahiplenmişti. Seth tam Patron'un kalktığı yere oturcaktı ki Po ve Lotus koltuğa zıpladılar. Kendini çoktan boşluğa bırakan Seth ise kedileri ezmemek adına kendini son anda yere atmıştı.

-Al şu lanet kedilerini ve defolup gidin bu evden.

-Burası benim evim Seth.

-Umrumdaymış gibi mi görünüyor.

Yüzüme boş boş bakıyordu. Onun umrunda değilse benim hiç değildi. Televizyonu izlemeye devam ettim. Ev değiştirme işini her gün erteliyordum. Alacağım evi bulmuştum. Ama satın alma işlemleri falan gözümde büyüyordu.

Çizgifilm bittiğinde kalktım. Kızım yanımda olsun olmasın her an çizgifilm izliyorduk.

-Seth hadi gidip alalım şu evi.

-5 gün dahaaa.

Yerde kıvranır gibi hareketler yapıyordu. Daha iyi tarif etmek gerekirse can çekişen bir yılan gibiydi.

-Yeterince bekledik zaten. Çabuk ol.

-Beni et yemeklerinden ayırma.

-Seth yemekler mi önemli yoksa açığa çıkmamız mı?

Bir süre ciddi ciddi düşündü.

-En önemlisi et onu baştan söyleyeyim. Sonra yemek önemli. Açığa çıkmayız merak etme. Sen bizi ışınlarsın hemen.

Hafif bir tekme attım.

-Saçma saçma konuşma. Evde tek başına Ash'e bakmak istemiyorsan hazırlan.

Cümlemi bitirmeden koşarak odasına gitmişti bile. Tehdit bir insanın elindeki en büyük güçtü.
________________

Ormanlık bir alanda etrafında çok az ev bulunan bir iki katlı küçük ama lüks bir ev almıştım. Bu evi alabilmek için bir kaç define bulmam gerekmişti. Dikkat çekmemek için başka insanlarla anlaşma yapıp kendi payımı alıyordum. Define bulmak benim için dünyanın en kolay işiydi. İçerde adamım vardı.

Kendi kendime yaptığım espiriye gülerken kızım çimlerin üzerinde küçük adımlarla yürüyordu. Günlerdir ertelediğim işi iki günde halletmiştik. Seth hamakta kedilerle yatıyordu. Yorulduğu için onları kucağından atamadan uyuyakalmıştı.

Ağzından akan salya yanağına doğru beyaz bir yol oluşturmuştu. Komşunun et yemeklerinden ayrılıyorum diye ağlamasını unutamıyordum. Her hafta eski eve gidip yemek yemesi karşılığında susmuştu. Uzun boyu ve hafif yapılı vücuduyla yolun ortasına oturup ağlaması kesinlikle normal değildi.

Ash'i kucağıma alıp eve girdim. Barbekü için etleri hazırlarken Seth'in sevineceği aklıma geldikçe gülüyordum. Seth ve Ash hayatımdaki en değerlilerimdi. Bu ev hepimize iyi gelecekti.

Etleri hazırladıktan sonra tekrar buzdolabına koydum. Etrafa çok bakamamıştım. Ashley çoktan uyumuştu. Seth ise hiç uyanacak gibi değildi. Biraz koşu yapmak için güzel bir fırsattı.

Sıfır kollu kapşonlu ceket tarzı bir şey giydim. Altıma düz bir eşofman geçirip evden çıktım. Koştuğum alan küçük patika tarzı bir yerdi. Bazı yerler tahtalarla kapatılmıştı. Burası bana mührü aldığım günü hatırlatmıştı. Koşmaya devam ederken arkamda birinin olduğunu hissettim. Biraz daha hızlandım.

MÜHRÜN VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin