Korktuğum olmamıştı. Ash hiç acı çekmeden ateş elementini almıştım. Hatta fark bile etmemişti. Etrafına bakıp gülücük dağıtmakla meşguldü. Rahatça nefesimi verdim. Ve o rahatlama ile kendimi sırtüstü yere bıraktım. Bir süre öylece kaldım.
-Seth!
Bağırdığımda tepemde belirmişti.
-Kedileri barınağa götür.
Bana anlamsız bir bakış attı.
-Beni hemen burada öldür Aaron. Daha hızlı, kolay ve acısız olur.
-Benim gidemem. Sen gideceksin.
-Asıl ben gidemem.
-Hiç havamda değilim Seth.
-Ben tam kedi servisi havasındayım. Ayrıca sen kedileri eve almayacak mıydın?
-Kedileri severim. Bütün hayvanları severim. Sürüngenler ve böcekler hariç ki fareyi de severim. Neyse konumuz bu değil. Zaten bebekle uğraşıyorum. Kedilere bakamam. Ayrıca kıl tüy sevmiyorum.
-Tam bir bencilsin.
-Sen tam bir hayvan sevicisin sanki. Ayrıca kediler fazlasıyla sevimli. Sahiplerini kolayca bulurlar.
-Seninle tartışmayacağım ama ben götürmem. Kim götürürse götürsün.
Caroline'a yandan bi bakış attım. O da pek istekli değildi. Hızlıca doğruldum. Kedileri kucağıma alırken gözlerimle kızımı işaret ettim.
-Seth kızımı tek parça istiyorum.
-Bana bakma, kızına söyle tek parça kalmak istiyorum, mümkünse.
Sesli bir kahkaha koyuverirken kedileri arka koltuğa bıraktım. Bana kocaman gözleriyle bakıyorlardı. Onlara üzgün bakışlar attım. Kedilere bakmak için fazlasıyla üşengeçtim. Bazen kendim yemek yemeyi unutuyordum. Barınak onlar için en iyisiydi. Öyle umuyordum.
Yerime geçtiğimde arkaya kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdım. Seth bana garip bir şekilde gülümsüyordu. Sırf onu sinir etmek için bile kedileri sahiplenebilirdim.
Anayola çıktığımda kimse yoktu. Arabanın hızını arttırdım. Sevdiğim şarkılardan birini açtığımda gülümsedim. Uzun zamandır kendime vakit ayırmıyordum. Arkadaki ufaklıkları saymazsak uzun zamandır ilk defa tek başıma ve huzurluydum. Yaşadığım anın büyüsüyle yerime iyice gömülüp gülümsedim.
_____________________Arabayı park edip indim. Arkadan kedileri alıp barınağa girdim. İçerisi fazlasıyla renkliydi. Bir kaç kişi vardı. Yanıma gülümseyerek gelen çocuğu görünce ona döndüm.
-Nasıl yardımcı olabilirim?
Elimdeki ufaklıkları biraz havaya kaldırıp konuştum.
-Bu ufaklıkları harabe bi yerde buldum. Bunlara bakmak beni aşar. Yani bekar bi babayım kedilere ayıracak vaktim yok.
Mahcup bir şekilde gülümseyip ensemi kaşıdım. Çocuk da benimle birlikte gülümsedi.
-Tabiki anlıyorum.
Kedileri alırken sanki anlayacaklar gibi yüzüyle değişik şekiller yapıyordu. Kedileri sedyenin üzerine bıraktığında onu izlemeye devam ettim. İlgiyle hepsini muayene etti.
-Çok ilginç tamamen sağlıklılar. Bu kadar küçük olup sağlıklı olmaları ilginç.
Yandan bir gülüş gönderdim sadece.
-Bilemiyorum.
Arkamı döndüm. Biliyordum. Ama o her şeyi bilmek zorunda değildi, değil mi? Dükkandan çıkıp yavaşça arabama yürürken acı bir fren sesi duyuldu... Sonra çarpma sesi.... Ardından tiz bir kadın çığlığı.... Tekerlerden gelen zorlama sesi....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHRÜN VÂRİSİ
FantasyOPAL MÜHRÜ KİTABI'NIN DEVAMIDIR. Özel güçleri olan bir bebek hayal edin. Ona bakmak ne kadar eğlenceli olur öyle değil mi? Yada olmaz mı? Genç bir baba ve çatlak bir oğlan ve yaramaz bir bebek. Değişik bir fantastik dünya arıyorsanız doğru adrestesi...