Hena anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Açıklama ihtiyacı hissettim.
-Zehir birden ortaya çıktı. Çocuklar kaçırıldı. Duymuşsunuzdur. Aileleri senin yaptığın zehir ile öldürülüp çocuklar kaçırıldı.
İrkilmişti.
-Ben çok özür dilerim. Benimle ilgili olduğunu hiç düşünmemiştim.
Derin bir nefes aldım.
-Seninle ilgili değil Hena. Zehri tekrardan ortaya çıkaran kim onu bulmalıyız. Senden başka zehrin yapılışını bilen var mı?
-Sadece yardımcım biliyordu. Ama savaşta öldüğünü duydum.
-Ondan başka bilen var mıydı peki?
-Hayır Ivan'dan başka kimse bilmiyordu. Belki de ölmemiştir.
İç çektim.
-Onu bulmamız gerekiyor Hena. Bu teklikeli. Onu nerede bulabileceğimi biliyor musun?
-Bizim burda da Akademimiz vardı. Sen Bizim kapımızı yıktığında hepimiz orda kaldık. Buradaki Akademiden başka gittiğimiz hiç bir yer yok.
________________Akademinin nerde olduğunu öğrenip ordan ayrıldık. Kevin bir aile istemişti hep. Şimdi bir ailesi vardı ama onların yanında olmak için zamanı yoktu. İlahi adalet gerçekten vardı.
Hena'nın akademisi güney kutbundaydı. Şimdilik. Bizim akademi gibi sabit bir yerleri yoktu. Kadın gerçekten deliydi.
-Hena kesinlikle deli Aaron. Saydığı yerleri duydun değil mi? Dünyadaki yaşanmayacak her yere taşımış akademiyi.
Güldüm.
-Ya deli, ya manyak.
Seth kahkaha atmaya başladı.
-Akademinin yeri değişmeden gidelim mi?
Seth başını olumlu mânâda sallayınca yanına gittim. Elimi omzuna koyduğumda diğer elimle kızımı tutuyordum.
-Hayır Aaron hemen demed.....
Lafını bitiremeden güney kutbundaydık. Soğuk bir anda beynime vurmuştu. Hızlıca etrafımızda havadan bir küre oluşturup kürenin içindeki sıcaklığı ateş elementi ile ısıttım. Biz yürümeden toprak önümüzde bize yol oluşturuyordu.
-Aaron sen böyle şeyler yapınca kendimi çok özel hissediyorum.
-Öyle olduğun içindir.
Kahkaha atarken gözünden yaş gelmişti.
-Şimdi nereye gidiyoruz.
-Hena'nın söylediğine göre az sonra kapıya ulaşacağız.
Seth başka soru sormadı. Ve hiç de kısa olmayan bir sürenin sonunda kapıya ulaştık. Burada hâlâ öğrenciler olmalıydı. Kapıyı özel gücü olan herkes açabiliyordu. Hena zamanında kendine çok güveniyor olmalıydı.
Kapıdan geçtiğimizde kutuplardan ekvatoral bir bölgeye geçmiştik sanki. Nedense buranın kutup olmasa da tundra iklimine sahip karanlık bir yer olduğunu hayal etmiştim. Okul oldukça normal görünüyordu.
Üçümüzde emin adımlarla okula doğru ilerlerken bir kaç çocuk önümüzü kesmişti. Hepsinin benden büyük olduğuna emindim. Ama hiç biri benim kadar güçlü değildi.
-Birileri yolunu kaybetti galiba.
Bunu söyleyen uzun boylu albino bir çocuktu.
-Önümüzden çekilin kimse zarar görmesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHRÜN VÂRİSİ
FantasiaOPAL MÜHRÜ KİTABI'NIN DEVAMIDIR. Özel güçleri olan bir bebek hayal edin. Ona bakmak ne kadar eğlenceli olur öyle değil mi? Yada olmaz mı? Genç bir baba ve çatlak bir oğlan ve yaramaz bir bebek. Değişik bir fantastik dünya arıyorsanız doğru adrestesi...