Şaşkınlığımı üzerimden atıp sinirle gürledim.
-ZAAACK!!
Bağırmamla kalabalığın arasından biri sıyrıldı.
-Buyrun. Zack benim.
Sakin konuşması sinirlerimi bozmuştu.
-Senin ne işin var burda. Ayrıca buz sarkıtlarını düşürmek ne demek. Delirdin mi?
-Yapma Aaron senin içeride olduğunu biliyordum. Ayrıca Eric sana saldırdığında gülüyordun. Ben yaptım diye neden kızıyorsun?
-Aynı şey değil Zack. Fark etmeyebilirdim.
-Saldırıyı görmeden savunmaya geçebiliyorsun Aaron. Kendini kandırma. Sana merhaba demek istemiştim.
Gözlerimi kapattım. Sakinleşmem gerekiyordu. Haklı sayılırdı. Zack en fazla bu kadar iyi olabiliyordu. Şaka olsun diye binayı da patlatabilirdi.
-Bi dahaki sefere ben yalnızken merhaba de bana Zack.
Müdür Chris kalabalığı açarak geliyordu. Yanımıza ulaştığında kesinlikle çok sinirliydi.
-Zack yardımcı öğretmen olarak burdasın her an seni gönderebilirim. Böyle bir felaket bir daha yaşanmayacak.
Zack sadece sırıtıyordu. Müdür herkesi sakinleştirirken uzaklaşan Zack'i durdurdum.
-Jones nerde?
-Uyuyor. O gitmek istemedi akademiden. O yüzden burda. Ögretmen değil yani.
-Siz uzun zamandır mı burdasınız?
-Savaştan sonra hiç ayrılmadık.
-Peki tanıdık başka öğretmen var mı?
Bir süre düşündü.
-Martin burda. O olmadan olmaz adam en güçlü element kontrolcülerinden.
Başımı olumlu mânâda salladım.
-Başka kimse yok mu?
-Yok. Herkes gitti. Öğretmenler bile. Çok fazla ölüm oldu Aaron. Çoğu kişi kaldıramadı, kabullenemedi.
Başımı öne eğdim. Yanlış insanlara olan güvenimden dolayı çok kayıp vermiştik.
-Benim yüzümden.
Zack derin bir nefes aldı.
-Geçmişi unut artık. Geçmişte takılı kalmak sana hiç bir kazanç sağlamaz.
-Farkındayım. Ama kolay değil.
-Neyse. Yine birlikteyiz Aaron, kendini kolla. Her an seni alt etmeye çalışabilirim.
Zack göz kırpıp uzaklaşırken hafifçe sırıttım. Seth ise elinde bir tabak tavukla yere oturmuş yemek yiyordu. Nerden bulduğunu sormayacaktım. Et kokusunu kilometreden alırdı.
-Aaron sana bir şey söyleyeceğim.
-Ne oldu Seth?
-Ben senin baklavalarına sekiz diyordum ya o alttakiler sayılamıyormuş altıymış o. Ama üzülme herkeste altı.
Çok ciddi bir iş yapmış gibi konuştuktan sonra yemek yemeye devam etti. Bir an karnıma baktım. Tişört vardı gerçi. Hakikaten altı mıydı?
Öğrenciler dağılmaya başladığında bir an danışmanla göz göze geldim. Sormak istediğim şeyler vardı ama bu gün doğru gün müydü emin değildim.
Öğrenciler konuşan Müdür'ü dikkatle dinliyorlardı. Ben de Seth'in yanına oturdum. İştahla tavuk yiyordu hâlâ.
-Kütüphane'ye gidelim. Ejderha ve Anka kuşuyla ilgili bir kitap var mı bakalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜHRÜN VÂRİSİ
FantasyOPAL MÜHRÜ KİTABI'NIN DEVAMIDIR. Özel güçleri olan bir bebek hayal edin. Ona bakmak ne kadar eğlenceli olur öyle değil mi? Yada olmaz mı? Genç bir baba ve çatlak bir oğlan ve yaramaz bir bebek. Değişik bir fantastik dünya arıyorsanız doğru adrestesi...