29.Bölüm

147 16 61
                                    

@İhanAydn8
Kişisine ithaf edilmiştir.
(Bunu site üzerinden yapmayı beceremedim yine çok hamaratım.)

Gözlerimi koyu bir karanlığa açtım. Gözlerimi açmamış gibi hissederken kontrol etme gereği hissettim. Ellerimi hareket ettiremediğimde panikle hareket etmeye çalıştım ama bir yararı yoktu. Ilık bir suda bir yere sürükleniyormuş gibi hissediyordum.

Ama ne sesim çıkıyordu ne de hareket edebiliyordum. Sebebini anlayamasam da bir şeyler de hissedemiyordum. Ses yoktu. Koku yoktu. En ufak bir esinti bile yoktu. Sanki bütün duyu organlarım aynı anda çalışmayı bırakmış gibiydi.
________

Bana çok uzun gelen bir sürenin ardından duyduğum bir ses ile dikkat kesildim. Biri yürüyordu. Topuk sesleri cok uzaktan gelse de birinin yürüdüğüne emindim. Etraf yeniden sessizliğe büründüğünde yeniden bir ses duyabilmek için uğraştım ama sanki beni engelleyen bir duvar vardı. Biliyordum birileri vardı. Konuşuyorlardı. Hissediyordum ama bir türlü onları duyamıyordum.

Sonrasında birden gelen düşme hissiyle tutunacak bir yer aradım ama yere çok sert bir şekilde çakılmaktan kurtulamadım. Acıyla bağırmak isterken sesimin çıkmaması oldukça sinir bozucuydu. Düşmüştüm ama yere düşerken herhangi bir ses oluşmamıştı. Elimle yeri yoklarken bir anda gelen aydınlanma hissiyle diğer elimle elimi kavradım. Hareket edebiliyordum. Acıyı da hissetmiştim. Her ne olduysa iyileşmeye başlıyordum.

Sevinçle sırıtırken duyduğum küçük bir sesle hemen durdum. Tüm dikkatimi sese verirken hâlâ göremediğim için kendimi oldukça eksik hissediyordum. Sesler net değildi. İki kişi konuşuyordu. Sesler çok uzaktan ve boğuk geliyordu ama başka ses olmaması işimi kolaylaştırıyordu. Konuşanlardan biri birden bağırdığında sesini tanımıştım. Bu Danışman'dı.

-Lanet herifi mumya gibi mühürlemiş elementleri! Zihnine giremiyorum!

-Ruhunun bir kısmı parçalandı. Elementler onu korumaya aldıysa bunu Aaron yapmadı demek oluyor.

-Bunun farkındayım! Ama başkasının ruhunu parçalayacak kadar güçlü biri yok. Hem de uzaktan!

Diğer adam bir şeyler söyledikten sonra Danışmanın sesini tekrar duydum.

-Bu mümkün değil. Eğer öyleyse onu öldürmeden durmayacaklar.

Adam ne demişti de Danışman böylesine bir tepki vermişti. Neler oluyordu?

-Sana elementimden falan vermeyeceğim! Siktir git Kevin!

Demek ki karşısındaki kişi Kevin'dı.

-Elementleri beni tanıyor aylarca zihnindeydim onun! Ruhunu toplayamazsa ölecek! O ölürse kehaneti yerine getirecek kimse kalmaz!

Birden kulağıma dolan siren sesine benzer bir sesle kulaklarımı kapattım. Ses o kadar yüksekti ki bir an kulak zarım patladı zannettim. Ama kısa bir süreden sonra ses yok oldu. O karanlıkta bir süre bekledikten sonra yavaşça ayağa kalktım. Ruhum parçalandıysa ben nerdeydim?

Elimi önüme siper ederek bir süre yürüdüm ama sanki sonsuz bir boşlukta yürüyordum. Ama en azından kapı yoktu.
_______________

Günler geçmiş olmalıydı. Ne kadar zamandır bu karanlıktaydım. Zeminden başka bir şey yoktu. Zemini yumruklarken çıkmayan sesime ve görmeyen gözlerime sövüyordum. Şu lanet yerde 1 tane bile kapı yoktu. Bir tane kapı olması için her şeyi yapardım sanırım.

-Durumu nasıl?

Tanıdığım ama kim olduğunu hatırlayamadığım bir sesti. Karşısındaki kişinin söyledikleri anlaşılmıyordu. Kısa bir konuşmanın ardından yine sessizlik çöktü.

MÜHRÜN VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin