9.Bölüm

490 53 62
                                    

Uzun bir bölüm geldi.
_________

Bütün neşemiz kaçmıştı. Kimlerin yakalandığını bulmamız gerekiyordu. Daha önemlisi kimlerin yakaladığını... Biz normal değildik. Yakalanmak ve kaçamamak için ileri düzeyde aptal olmak gerekliydi. Tabiki bizi yakalamaya çalışanlar normal değillerse o zaman yine uğraşmamız gerekecekti.

Oflayarak arkama yaslandım. Gözlerimi ovuştururken Seth'in stresle yere vurduğu ayağı gittikçe sinirlerimi bozuyordu.

-Kes şunu.

Bağırmamla irkilmişti. Ayağını vurmayı bırakmıştı ama hâlâ gergin olduğu yüzünden anlaşılabiliyordu.

-Aaron bütün durumları değerlendirdik. Ama.... Yakalanan kişi ya yetişkin değilse.

Hızlıca doğruldum. Bu hiç aklıma gelmemişti. Bir çocuğu korkutmak kolaydı. Tehditle onu kontrol altında tutuyor olabilirlerdi.

-Ama çocuğun güçleri varsa ailesinin de vardır. Bir şekilde kurtarmazlar mıydı? Belki de bize atılan bir yemdir. Güçleri olan insanlar yakalananları kurtarmaya gidecek. Onlarda kafalarındaki şüphelerden kurtulacaklar. Olamaz mı?

-Aaron kafayı sıyırmak üzereyiz ikimiz de. Ne doğru ne yanlış hiç fikrim yok açıkcası.

-Beklemeliyiz o halde. Böyle bir haber öylece kalmaz aslı varsa mutlaka başka haberler de çıkacaktır.

Seth onaylarcasına kafasını salladı ama fikrin ona çokta doğru gelmediği her halinden belli oluyordu. Koltukta uyuyakalan Ash'i kucağına aldı.

-Ben yatırırım. Çok yoruldum biraz dinlenmeye ihtiyacım var.

Onaylarcasına kafamı salladım. Ash ile üst kata çıkarken oldukça yavaştı. Telefonuma gelen bildirim sesiyle biraz olsun rahatlayabilmek için telefonumu elime aldım. Sosyal medyadan gelen bir bildirim olduğunu düşünsem de mesaj gelmişti. Mesajı açıp okuduğumda Müdür Chris'den geldiğini anlamak çok da zor olmamıştı.

Adam mesajı bile konuşma şekliyle atıyordu. Zaten gelen ikinci mesajda kim olduğunu da eklemişti sonuna. Haberle ilgili bilgim olup olmadığını soruyordu. Kısaca düşüncelerimi aktarıp Caroline'ın attığı fotoğraflara baktım.

Telefonu kapattığımda başıma bir de ağrı eklenmişti. Telefonu sehpaya bırakıp koltuğa uzandım. Gözlerimi kapattığımda bile gözlerimde sanki ışıklar yanıp sönüyordu. Biraz dinlenebilmek için uyumaya çalıştım.
___________
2 ay sonra:

İki aydır olaylarla ilgili başka hiç haber çıkmamıştı. Bu normaldi çünkü Çin'den çıkan bir virüs bütün dünyanın dengesini bozmuştu. Hava kirliliği azalsa da bir çok kişi paranoyak olmuştu. Evden çıkmayan insanlar ve virüsü umursamayarak diğer insanların sosyal izalosyanlarını hiçe sayaran, virüse adeta kargo görevi yapan diğer insanlar. Bizde evden çıkmıyorduk. En yakın komşu yarım kilometre ötede olduğu için bahçemizi rahatça kullanabiliyorduk.

Seth elindeki telefonu koltuğa attı.

-Virüsün Çin'den çıkmasına şaşmamalı. Yemedikleri bir yiyecek bulabilmek için kaç gündür kafayı yiyeceğim. Ama yok. Kendi türünü bile yiyen modern yamyamlar sürüsü.

Bir kahkaha patlattım. Günlerdir Çinlilere o kadar çok küfür etmişti ki. Kelime haznem oldukça genişlemişti. Başka dillerden de küfürler buluyordu.

-Aaron bu arada kedilerin yüzünden her yer kıl oldu. Yakında kıl yumağı çıkartacağım.

Sessizce güldüm. Gerçekten ne yaparsak yapalım kediler çok fazla tüy döküyordu. Seth bu kedileri verip yerlerine sfenks kedisi almayı bile önermişti. Ama bu ısrarı çok uzun sürmemişti.

MÜHRÜN VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin