13. Bölüm: Yolculuk

32 9 2
                                    

(1 Ay Sonra)

Şuan arabanın arka koltuğunda Ece'yle beraber ayaklarımızı uzatmış ben kitap okuyorum Ece telefonda alışveriş sitelerinde geziniyor. Birkaç gün önce yaz tatiline girdik ve dün Göcek'te 3 katlı bir villa tuttuk. Orada 2 hafta kalacağız. Şuan Ece ve ben bizim arabada, Eceler arkamızda, Meteler onların arkasında, Boralar onların arkasında ve Canlar en arkada olmak üzere gidiyoruz. 

''Rahat mısınız kızlar?'' dedi babam dikiz aynasından bakarak.

''Vallahi ben rahatım Metin abi'' dedi Ece.

''Bende çok rahatım babacım.''

Birden annemin telefonu çaldı. Birkaç şeyi onayladıktan sonra telefonu kapatıp babama döndü.

''Nilüferlerin arabasının benzini azalmış. Yakınlardaki bir benzin istasyonunda duralım hem atıştırmalık alırız diyor.''

''Tamam dururuz canım. Şurada bir tane var.''

Evet hemen benzin istasyonunda durduk ve biz fesatlar olarak babalarımızdan para alıp küçük markete daldık. Yolculuğun en sevdiğim kısmı burası. Hem markette sadece biz vardık. Bu yüzden her yeri talan edebiliyorduk. İnsan bir marketten başka ne istesin. Bildiğin bağıra çağıra alışveriş yapıyorduk.

''Kaç paket cips alayım?'' dedi Bora.

''5 paket. 1 paket ketçaplı olsun.'' dedim.

''Tamam.''

''Her zamanki içecekleri alıyorum.'' dedim.

''Tamam'' dediler hep bir ağızdan.

Ece için Soğuk çay, Mete ve Bora için Kola, Can ve benim için karamelli soğuk kahve aldım. Yolculuklarda genelde bunları içeriz. Geri kalanlar hep bağırış oldu. Jelibon, cips, içecek derken bize 100 lirayı kilitlediler. Sadece atıştırmalık için Ama her şeyden 4 tane aldığımız için bence uygundu. Hepimiz kendi arabalarımıza birer tane poşetle döndük ve Ece poşetleri kendi arabasına bırakıp bizim arabaya geldiğinde yolculuğa kaldığımız yerden devam etmeye başladık.

(3 Saat Sonra)

Evet. Yolculuk bitti ve evin önüne geldik. Ama büyük bir sorunumuz var sanırım. Demin evin sahipleri geldi ve evin kapısını açtı. Açmaz olaydı. Eve bir girdik ev leş. Ev ağlıyor. Bulaşıkları bir kadın daha yeni yeni yıkamaya başlamış, her yer toz duman, daha odalardaki yataklar düzelmemiş bide bize diyorlar parayı verin 2 hafta sizin olsun. Yok ya! Eve girer girmez bizim yüzümüz bir bozuldu bir bozuldu.

''Umarım bu ev kalacağımız ev değildir. Umarım bu evde bizim kalacağımız eve açılan bir boyut kapısı vardır da oradan geçip gideriz.'' dedim Can'ın kulağına.

''Umarım dişi hulk. Umarım.''

Sonra evin sahibi olan çift konuşmaya başladı.

''Evet ev burası. Temizliği tam bitmedi ama kısa sürede biter.'' dedi adam. Babam tam ağzını açacakken Can atladı lafa.

''Abi sen bizinle dalga mı geçiyorsun. Tam bitmedi değil burası yeni temizlenmeye başlamış.'' derken birkaç şey oldu ve bağrışmalar başladı.

''Tamam kardeşim gidin o zaman başka yere. Ne güzel ev işte. Siz kaybedersiniz.'' dedi evin sahibi olan kadın. Bende birden cici kız modelimi bozdum ve ağzıma ne geliyorsa söylemeye başladım.

''Kör müsün be kadın! Neresi güzel şuan bu evin? Biz burayı tutup 2 hafta sonra giderken daha temiz bırakırdık. Ne oldu bu evde?! Üzerinden antilop sürüsü falan mı geçti?!''

Bu laflarımın karşısında herkes bana şaşkınlıkla baktı ve kadın içeri girdi. Yaklaşık 2 dakika daha tartıştıktan sonra kadın evin içinde bağıra bağıra konuşmaya başladı.

''Ne bağırıyorsun orda?! Şimdi ben senin kafana yapıştırırım tekmeyi acıdan bağırırsın!'' diye bağırdım içeri doğru. Sonra kadın bir küfür etti. Vallahi herkesin tuttuğu ilk kişi ben oldum. Bizimkiler benim önüme geçti. Ece benim o küfürleri duyup içeri dalmamam için kulaklarımı kapattı. Ama ben her şeyi duydum. Kadın dünya üzerinde yeni küfürler keşfetti o derece yani. Sonra bizimkiler biraz küfür ettikten sonra herkes arabalarına bindi.

''Güneş senin içinden ne çıktı öyle?!'' dedi Ece şok içinde.

''Ee kimin kızı. Çak bakalım.'' deyip elini uzattı babam. Bende çaktım.

''Vallahi sinirlendim ya! Bu nasıl kadın?! Allah adama hem akıl hem sabır versin.''

''Niye akıl versin?'' dedi annem.

''Bu kadınla evlendiğine göre beyin fonksiyonlarında büyük bir hasar var demektir!'' dediğimde herkes gülmeye başladı. Sonra herkes yine yaptığı şeylere odaklandı. Ece hala alışveriş sitelerinde gezinirken bende internette dolaşıyordum. Birden gruptan bildirim geldi.

*Fesatlar*

Metekuş: Güneş sen ne yaptın öyle ya?!

Ne yapmışım? :)

Canım: Güneş kadının içinden geçtin.

Geçerim ben!

Yemek Borusu: Mutluyuz bakıyorum.

Hem de ÇOK:)

Ecoşum: Şuan bir görseniz. Bir yerde dursak göbek atacak!

Evet Ecoşum. Atacağım!

Canım: Bende seni videoya çekip İnstagram'a atacağım:)

At Canitom at! Elalem görsün mutuluğumu.

Yazıp telefonu kapattım ve yolu izlemeye devam ettim.

(1 Saat Sonra)

Evet yeni bir ev bulduk. Ve bu ev daha müthiş. Evin havuzu kocaman. Ve bahçesi de. Hemen eve girdik. Bu ev de 3 katlıydı. Herkes sıra sıra mayolarını giydi ve daha eve bile yerleşmeden ilk önce bütün fesatlar olmak üzere biz havuza atladık. Umarım bu ev hepimize iyi gelir derken birden hepimizin babası suya atlamak için hazırlanınca öleceğimizi anladık. Ben bağırmaya başladım.

''Kaçın kaçın geliyor! Nükleer bomba geliyor!''

Sende ne duruyorsun?! Kaçsana. KAÇ!

Güneş Tutulması (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin