Anlaşılan Türkiye'den e-posta Londra'ya çabucak ulaşabiliyormuş. Başvuru formunu okula yollayalı bir hafta olmuştu. Bu sırada bizimkilerin istediği okullar başvuruları kabul etmişti. Şu anda da başvurunun belli olacağı gün Ecelerin evinde ben, Bora ve Ece oturuyorduk. Can ve Mete kabul edileceğimden çok emin oldukları için kutlama malzemeleri almaya gitmişlerdi. Ben ve Ece yatakta uzanırken Bora çalışma masasının yanındaki pufta oturuyordu. Telefonum titredi.
''Kim?'' diye sordum Bora'ya. Bora telefon ekranına baktı ve heyecanla dikleşti.
''Guildhall'dan!'' deyip telefonu bana attı. Telefonu havada tuttuğumda elim ayağım titriyordu. Mail'e girmeden önce yine koca çenemi açtım.
''Bir dakika. Bu tüm hayatımı belirleyebilir.''
''Ve oyuncu olarak geleceğini.'' diyerek devam ettirdi Ece.
''Belki de tüm var oluş sebebimi.'' diye bu sefer ben devam ettirdim.
''Aç hadi!'' diyerek araya girdi Bora.
Yeniden telefonuma döndüm ve mailde yazan İngilizce kelimeleri okumaya başladım ve çevirdim. Gözlerimi kocaman açıp büyük bir çığlık attım. Ardından koridorda ayak sesleri gelmeye başladı. Bir kişi değil, beş ya da altı kişinin ayak sesleri gibiydi. Koşuyorlardı.
Ece'nin annesi odaya daldı. ''Ne oluyor?!'' Arkasında Mete, Can ve benim annem vardı. Hepsinin kafasını görebiliyordum. Ama yüzümde gülümseme vardı. Garip olsa da gülümsemeydi.
Ayağa kalktım, anneme doğru ilerledim. Tam önünde durup yeniden konuştum. ''Anne, Londra'ya gidiyorum!'' diyerek anneme sarıldım. Annem şok olmuştu. Arkamda herkes mutlulukla bağırırken annem de bana aynı şekilde bağırarak sarıldı. Ayrıldığımızda annem yüzümü ellerinin arasına aldı, ''Güzelim, Londra'ya gidiyorsun!'' diyerek tekrar etti beni. Geri kalan herkese sarıldıktan sonra -Mete'den biraz kaçmış olabilirim- yeniden onlara döndüm ''Bir de kötü haberim var.'' herkes bana merakla baktı. ''İki hafta sonra tanıtım dersleri için orada olmam lazım.'' başımı öne eğmiştim.
''Ne yani? Hemen mi gideceksin?'' diye sordu Mete.
''Evet. Gitmek zorundayım.''
Bora ellerini birbirine vurdu. ''Negatif düşünmeyin. Bu büyük bir başarı. Hadi bunu kutlayalım.'' sonrasında herkesin yüzü güldü.
''Hadi siz hazırlayın. Ben geliyorum.'' onlar arkadan gidince ben yatağa oturdum. Biraz öylece durdum. Sonra telefonu elime aldım. Tek bir kişiden tek bir mesaj vardı.
Sarı Çıyan
''Tebrikler prenses:) Gidiyorsun. Bizi bırakıp.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tutulması (TAMAMLANDI)
RomanceHerkesin hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Sakın benim olmadı deme. Belki olmuştur, ama sen farkında değilsindir. Ya da gerçekten de dönüm noktanı yaşamamışsındır. O zaman benim dönüm noktamı görmeye hazır mısın? Hayatıma hoş geldin yeni dostum...