14. Bölüm: Tatil Alışverişi

27 8 0
                                    

                                                                                   -Ece-

''Pişt Güneş. Baksana, hala uyuyorlar.'' dediğimde saat 12'yi geçmişti bile. Bende erkeklerin yataklarının ayak ucunda durmuş onları hangi işkence türüyle uyandırsam onu düşünüyordum.

''Hemen geliyorum.''

''Acele et!'' fısıltıyla sesimizi ne kadar duyurabilirsek o kadar konuşuyorduk.

''Aaa ne tatlı uyuyorlar. Hangi işkenceyle kaldıralım!'' dedi Güneş. Son cümleyi şeytani bir ses tonuyla söylemişti.

''Bilmem. Sence su olur mu?''

''Hayır olmaz. Bu onlara bu sıcakta anca ödül olur.''

''Haklısın.'' deyip düşünmeye başladım. Biraz düşündükten sonra Güneş konuştu.

''Buldum!'' dedi ve gitti. Birkaç dakika sonra elinde 3 tane uzun ve büyük kova ve büyük bir paket buzla geri geldi. 

''Ne yapacağız?'' dedim.

''Şimdi bizim çakma adamların en korktuğu hayvan ne?''

''Hayvanat bahçesinde kendilerini yanlışlıkla yılan kafesine kilitledikten sonra tabii ki yılan.''

''Doğru. Şimdi yılana benzeyen kalın bir ip bulup onu Bora'nın üzerine koyacağız ve 'YILAN VAR!' diye bağıracağız. Zaten bunlar direk sıçrarlar. Bu kovalara da buzları doldurup yataklarının yan tarafına koyacağız. Artık içine mi düşerler yada ayaklarını içine mi sokarlar bilemem. Ama bunun koca uykucuları ayıltacağı kesin. Şimdi yukarı çıkıp bizimkileri uyaralım ki onlarda panik yapmasın.'' dedi. Tanrım bu kızdan korkmaya başladım. Kızın kafa zehir.

Hemen yukarı çıkıp bizimkileri uyardık ve onların yaptığı tek şey gülmek oldu. Ve hatta bizimle gelmek istediler. Bizde tabii ki reddetmedik. Herkes bizimle aşağı geldi ve telefonlarını çıkartıp video çekmeye başladılar. Bizde Güneş'le birlikte buzları kovalara döküyorduk. Sonunda bitirdik. Kovaları yataklarının yanına koyduk ve yılana benzettiğimiz yeşil halatı Bora'nın karnının üzerine yerleştirdik.

''Biraz ağır olmadı mı?'' dedi Can'ın babası.

''Hak ettiler!'' dedik hep bir ağızdan.

Sonra bağırmaya başladık. ''YILAAAN! EVDE YILAN VAAR!'' Annelerimiz de bağırarak şakanın etkisini arttırdı. Ve her şey Güneş'in dediği gibi oldu. Bizimkiler hemen yataktan zıpladı. Bora üzerindeki halatı yılan sanıp yere ittirdi ve buz dolu kovanın içine düştü. Diğerleri hemen ayaklandığı için onların da ayakları buza gömüldü. Bu çok güzel bir sabahtı. Bizim gülmemiz bittiğinde üçü birden bize dik dik bakmaya başladı. Sonra sadece Güneş'e bakmaya başladılar. Herkes bu şakanın onun başının altından çıktığını tahmin edebiliyordu. Bizimkilerin hepsi yukarı çıktı ve odada sadece 5 kişi kaldık. Hala bize dik dik bakıyorlardı. Güneş bana bakarak 'gidelim buradan.' dedi ve bende onayladım. Yukarıya çıktığımızda Güneş seslendi.

''Geç uyanırsanız sonuçları böyle olur!''

''Evet. Kahvaltı için kaç saattir sizi bekliyoruz.'' dedim.

''Kahvaltıya da gelmezseniz bir sonraki aşamada eve gerçek yılan sokmayı düşünüyorum.'' dedi Güneş sakin bir tavırla. 

Tabii Güneş bunu der demez aşağıdan hemen koşuşturma sesleri gelmeye başladı. Kısa süre sonra koşuşturma seslerinin arasına vurma ve bağırma sesleri karıştı. Ve beş saniye sonra merdivende itişip kakışan üç silahşörler belirdi. Biz Güneş'le birbirimize bakarak gülme krizine girmeye başladık.

Güneş Tutulması (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin