29. Bölüm: Yılbaşı Günü

138 4 0
                                    

''Evet sevgili okurlarım. En son verdiğim haber okulumuzun gündemine düşmüştü. Ama heveslenenlere kötü haberlerim var. Üzgünüm, haber yalan habermiş çocuklar. Elime geçen bir ses kaydına göre hepimizin tanıdığı Gizem Hendek bu haberi isimsiz olarak böyle bir şey olmadığını bilerek bana fotoğrafı aktarmış. Ses kaydını dinlemek isteyenler aşağıdaki linkten kayıta ulaşabilirler. Mutlu yılbaşı dilerim canlarım.''

Keşke her sabah bunun gibi haberlerle uyansam. Belki gün boyu daha enerjik olurum.

Haberi okuduğum zaman yatağımdan büyük bir zevkle kalkıp Su ve Alev ile ne giyeceğimizi seçtik. Benim için kırmızı boğazlı bir kazak ve siyah askılı bir kot tulum seçtik. Takı olarak siyah halka küpeler taktım ve saçımı düzleştirip salık bıraktım. Yılbaşı olsa bile siyahtan vaz geçeceğimi düşünmedin umarım.

Su üzerine yeşil bir kazak altına siyah deri görünümlü bir etek giydi. Saçlarını sağdan güzel bir örgü yapıp birkaç tutamını dağıttı. Takı takmayı tercih etmedi ve odadan çıktı.

Alev düz kırmızı, diz boyu bir elbise giydi. Takı olarak üzerinde yılbaşı ağacı olan küpeler taktı ve saçına maşayla doğal dalgalar verip odadan çıktı. Allah'ım kışın ortasındayız. Neden etek elbise giyersin ki?

Odadan çıkıp mutfağa gittiğimde karşımda Toprağı görünce yalandan şaşırıp ağzımı kocaman açtım. O da bana bakıp aynı şeyi yapmıştı çünkü şuan acayip benziyorduk. O siyah kot ve kırmızı boğazlı kazak giymişti.

''Çabuk kombinimi geri ver yoksa seni parça pinçik ederim.'' dedi bana yalandan kızgın bakarak.

''Asıl sen git çabuk üzerini değiştir.''

''Hadi ya!'' deyip beni evin içinde kovalamaya başladı. Bense ufak hareketlerle kollarından kaçmayı başarıyordum.

''Gel buraya kaçma!''

''Çocuklar bırakın koşturmayı.'' diye seslendi arkamızdan Canan teyzem.

''Senin ikizin Su, git onunla aynı giyin! Hem çekil ben Canan teyzemle konuşacağım.'' deyip koşarak Canan teyzemin yanına gidip durdum. Durduğum an Toprak bana arkadan sarılıp sol omzumu ısırdı. Teyzem tam bir şey demek için ağzını açtığımda boş ver anlamında elimi salladım.

''Canın acımıyor mu ya?'' diye sordu Toprak.

''Köpek dişlerin sandığın kadar sivri değil.'' deyip sanki bir vampir dişlerini gösteriyormuş gibi ağzımı açıp kendiminkileri gösterdim. Benimkiler onun dişlerinden oldukça daha sivri. Sonra Toprak hevesi kaçmış bir şekilde beni bırakıp kızların yanına masaya oturdu. Bende teyzemle konuşmaya başladım.

''Teyze ben tam anlamadım.''

''Neyi kuzum?''

''Şimdi bana ajansta mı eğitim verecekler?''

''Evet tatlım. Ajansta eğitimini alırsan eğitim bittiğinde bir dizide yada filmde rol alma olasılığın daha yüksek olur.''

''Çok mutluyum. Çok küçüklükten beri hayalim.''

''Hani oyunculuk senin için gerçek bir iş değildi?'' diye araya girdi Toprak.

''Olabilir de olmaya bilir de. Hem eğitimini alıp hem okulunu okuyabilir. Aynı benim gibi. Bak hem psikoloğum hem oyuncuyum. Ama Güneş seçimlerinde dikkatli olmalısın. Eğer oyunculuğun yanında bir meslek yapacaksan çok yoğun olmayan ama severek yapacağın bir meslek seçmelisin.'' diyerek cevap verdi Canan teyzem.

''Aslında sadece oyunculuk da yapabilirsin. Zaten eğitim ve belki de setlerle çok yoğun olacaksın. Derslerinde başarılı olamayabilirsin.'' dedi annem.

''Aslında haklısın. Şu anda aklımı sadece oyunculuğa yöneltmiş durumdayım.''

''Bu arada akşama bütün apartman bizim evimizde. Güzel bir temizlik yapacağız.'' dedi annem.

''Kusura bakma anneciğim eniştem doğum yapmış, ben temizliğe gelemem.'' diye annemle kafa buldum.

 Herkes kahvaltısını yapıp masadan kalktı ve temizliğe koyulduk. Babalarımız akşam için atıştırmalık şeyler ve pasta almaya gitti. Biz kızlarla yatak odamı ve salonu temizledik. Annelerimiz mutfağı ve oturma odasını toplayıp süpürdü. Toprak ise güya bize yardım ediyordu ama her zaman bir yerlere oturup 'Ay!, yoruldum, bunaldım'' tarzı şeyler söylendi. Biz temizliği bitirdiğimizde saat beş buçuktu. Biz bendimize yenide çekidüzen verdikten sonra herkes geldi. Evet, Amir dahil. 

Hepimiz oturup topluca yemeklerimizi yiyip sohbet ettik. Kimi zaman Amir'le, Kimi zaman Mete'yle göz göze geldik. Kızlar da bunları görüp bana göz kırpıp durdular. İma, ima, ima... Bundan sonra maruz kalacağım tek şey bu.

Yemekten sonra bir süre balkona çıkıp biraz oturdum. O zaman da yanıma Bora gelip oturdu.

''Ne oluyor bacımsu?''

''Nasıl ne oluyor?''

''Amir ile diyorum. Ne oluyor?''

''Ne olacak yemek borusu?''

''Göz göze gelmeler falan diyorum kızım.''

''Ne olmuş? Mete'yle de oluyor.'' dediğimde Bora sessiz kaldı.

''İnan bana Amir ile aramda hiçbir şey yok. Olmasın da zaten. Allah korusun.''

''Tamam koca bebek. Sadece merak ettim. İçeri girelim mi? Geri sayım başlayana kadar boş boş oturacağız ama olsun.''

''Olur. Hava buz gibi zaten.''

Ve ikimiz içeri girdik.

                                                                                -Amir-

Geldiğimden beri Güneşten gözlerimi alamıyorum. Bugün nedense daha güzel gözüktü gözüme. Güzellik bir silahsa, Güneş Yılmaz her zaman dolu ve hazırdır ama başka bir şey var sanki.

''Çocuklar hadi gelin. Geri sayım başlamak üzere.'' diye seslendi annem. Hepimiz ayağa kalktık ve oturma odasından salona doğru yürüdük. Geldiğimizde geri sayıma son bir dakika kaldığını gördüm. Son hız Güneş'in yanına gittim.

''Güneş yeni yıla girmeden önce sana bir şey söylemek istiyorum.''

''Söyle Amir. Çabuk ol.''

''Bu yıl aramızda gerginlikler yaşandı biliyorum. Ama yeni yılda bunları unutmak istiyorum. İzin verirsen, seninle aramı düzeltmek istiyorum. Yeni yıla arkadaş olarak girebilir miyiz?''

Güneş biraz durdu.

''Tamam. Olur. Ama ters bir şey yaparsan onayımı bozarım.''

''Peki prenses.'' deyip yanından uzaklaştım.

Yeni yıla son on saniye kala Bora bağırdı.

''Hepinizle seneye görüşürüz!'' Herkes güldü ve hep bir ağızdan bağırmaya başladı.

''5!''

''4!''

''3!'' Güneş'e döndüm.

''2!'' Güneş bana döndü.

''1!'' birbirimize bakarak bağırdık.

''0!'' bakışmayı kestik.

Yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş derler. Umarım yeni yılda hep bana bakarsın prenses...

Güneş Tutulması (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin