(7 yıl sonra)
''Hazır mısın?'' dedi Ece heyecanla.
''Hadi kızım be! Göster artık. Görmüyorum zaten bir şey.'' Sabırsızdım. Aylardır Ece'nin emeği olan hediyeyi görmek istiyordum.
Ece ''Tadaa!'' diyerek gözlerimi açtığında karşımda elbise durmuyordu. Karşımda duran şey... Gelinlikti! Benim gelinliğimdi.
''Ece, bu...'' Şoktan konuşamadım.
''Tatlım ben varken pahalı gelinlikçilere gidip uyduruk uyduruk şeyler mi almayı düşünüyordun yoksa? Asla.'' dedi gelinliğe bakarken.
''Ece.'' diyerek ona döndüm. ''Zaten bütün gala kıyafetlerimi sen tasarlıyorsun hayatım. Ne gerek vardı.''
Ellerimi kendi ellerinin arasına aldı. ''En yakın arkadaşım evleniyor. Hem de diğer en yakın arkadaşımla. Tabii ki yapacağım. Hem sen de o zaman yorulmamı istemiyorsan bu kadar ödül alma be kızım. Valla gına geldi be.'' dedi gülerek. Ben de gülerek ona karşılık verdim. Sonra devam etti. ''Hadi dene sen. Ben de bizimkilere haber vereyim. Dışarıdalar zaten.''
''Tamam.'' dedim ve lüks atölyedeki büyük kabine girdim. Ece artık en çok tanınan tasarımcılardan biriydi. Baya para kazandığı zamanlar kendine bu atölyeyi açmıştı. Ben mi? Ben de en çok izlenilen dizilerde oynuyordum. Sürekli galalara gidip geldiğim için genellikle nefes alacak vaktim olmuyordu neredeyse.
Gelinlik üzerime cuk oturmuştu. Hiç abartılı olmayan gelinliğin hafif bir göğüs dekoltesi vardı. Tülden olan askıları omuzumda değil omuzumun aşağısında şekilli bir durumdaydı. Kabarıklığı yok denebilecek kadar azdı. Uzun, tül eteğin içinde diz boyu, kumaştan başka bir etek daha vardı. Ne için olduğunu anlamamıştım ama kafama da takmamıştım. Bizimkilerin geldiğini duyunca seslendim.
''Hazır mıyız gençlik?'' Sesim heyecanlı çıkıyordu.
''Genç halimiz mi kaldı bizim bacımsu ya? 26 yaşındayız kızım biz. Uyan artık 21. yüzyıldayız. Oklar, taklar, tüfekler yok artık hani. Sen de evleniyorsun bir hafta sonra falan.'' dedi Bora.
''Lan sussana.'' dedi Can. ''Hazırız hayatım. Çık sen.''
Çıktığımda, karşıdaki koltuğa yayılan Bora ve Can dikleştiler. Mete hayranlıkla bana bakıyordu. Amir şoktaydı. Ece ise şaheserini izliyordu.
''Vay vay vay vay.'' diyerek ayağa kalktı Can. Elimden tutup beni kendi çevremde döndürdü. ''Kimsin sen?'' dedi sırıtarak.
''Bu görüntüden sonra bu psikoloğun başka bir psikoloğa gitmesi gerekecek.'' dedi Bora kendini kastederek. Mete yanıma geldi. Gözlerime hayranlıkla bakıyordu. Belimden tutup beni kendine doğru çekti ve yanağıma yumuşak bir öpücük bıraktıktan sonra Ece'ye döndü.
''Bu kadın, benim hayran olduğum kadınsa eğer,'' dedi ve gözlerime bakarak devam etti. ''Ona daha da hayran oluyorum.'' Ona gülümsedim. Bana iltifat ettiğinde ne yapacağımı şaşırıyordum. Yanaklarımın kızardığını tam şuan hissedebiliyorum.
''Şaka maka,'' diye araya girdi Amir. ''Eğer öpüşürseniz kusarım.''
Mete göz kırpıp yerine geçtiğinde Ece yanıma geldi ve genel olarak konuştu.
''İzle şimdi mucizeyi.'' dediğinde eteğin başlangıç kısmından bir çıt sesi geldi. Ece ağır eteği aldığında altımda kumaş etek kaldı. ''Eğer fazla ağır gelirse haftaya düğünde çıkartırız.''
Ağzım açık kalmıştı. Gelinlik çok güzeldi ve benimdi.
Şuan gelinlik giyiyordum ve haftaya ilk aşkımla evlenecektim. Rüyada gibiydim. Sevdiğim herkes yanımdaydı. Tüm magazin sayfalarında adımız ve evlilik hazırlıklarımız yazıyordu. Gece nedimem olacaktı, Ece nikah şahidim. Belki de Bora sarhoş olacaktı-ki bu çok olası- ve biz onu ayıltmaya çalışacaktık. Hayallerim teker teker gerçekleşiyordu ve beni daha fazla mutlu eden bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Tutulması (TAMAMLANDI)
RomanceHerkesin hayatında bir dönüm noktası olmuştur. Sakın benim olmadı deme. Belki olmuştur, ama sen farkında değilsindir. Ya da gerçekten de dönüm noktanı yaşamamışsındır. O zaman benim dönüm noktamı görmeye hazır mısın? Hayatıma hoş geldin yeni dostum...