24.06.21
BÖLÜM 15*SORUNLAR
Perdenin Ardındakiler & Eliyahu - Uzaklara Savrulalım
İYİ OKUMALAR! 👻
İpek'in ağzından okuyoruz öncelikle, kafalar karışmasın.
***
İPEK
"Rana?" diye sorgu dolu bir sesle konuştuğumda onun yüzünde ki şaşkınlık beni de şaşırttı.
"İpek?" İçeri tamamen girdiğimde arkamdan kapıyı kapattım. Yanına doğru yürüdüm. "Neler oldu?" diye sordum yüzündeki ifadeyle beraber Sıla'nın garip tavrını bir araya getiremezken. Neler olmuştu? Uzanıp sarıldım ona ama onun tutuşu gevşekti. Geri çekildiğimde Rana'nın ruhsuz bakışlarıyla karşılaştım. Derin bir nefes aldı. "Ne zaman geldin?"
"Bu sabah geldik..."
Rana yatağa oturduğunda yanını işaret etti. "Otursana." Yanına oturduğumda yüzümü yüzüne doğru çevirdim.
"Ne duydun İpek?" Sorusunun içinde biraz korku sezdim. Kaşlarım havalandı. "Bir şey duymadım. Sıla'ya seni sorduğumda lafı geveleyip durdu." Ela gözlerine dikkatle baktım. Biraz zayıflamış mıydı? "Telefonum bozuldu, sonra da kartımı kaybettim. Numaran da ezberimde olmadığı için haber veremedim sana." Başını salladı. Omuzları rahatlamış gibi düştü.
"Ben nasıl anlatacağımı bilmiyorum bunu," dediğinde yüzüme bakmıyordu. "Anlatabilirsin, bana güvenebilirsin." Zaten illa öğrenecektim de neden söylemekten çekiniyordu.
"Çok kötü bir şey oldu İpek. Ben... Bana iftira attılar." Oturduğum yerde dikleştim. Ne demek iftira? "Nasıl bir iftira? Kim yaptı?"
Derin bir nefes verdi. "Bilmiyorum. Bende anlamadım tam olarak. Biri benim adıma Bedirhan Abi ile mesajlaşmış," dediğinde ağlayacak gibi oldu ama ağlamadı. Sadece ela gözleri sulanmıştı. "Mesajların içeriği de... Çok kötü, çıplak fotoğraflar falan varmış." Gözlerim dehşetle aralanmıştı şimdi.
Dudaklarımı konuimak için araladım ama ne diyeceğimi şaşırdığım için kapattım. "Anlamadım? Sen olmadığın ortada değil mi zaten?" Rana bunu duyunca gülecek gibi oldu.
"Bana sormadılar bile, kimse inanmadı!"
"NE?" Böyle bir şeyi öğrenmek o kadarda zor olamazdı. Rana'nın Bedirhan'ı sevdiğine kimse inandıramazdı beni. Her şeyi geçtim, bahsettiği türde konuşmalar yapacağına ihtimal bile vermiyordum.
"O salakların hiçbiri mi inanmadı?" diye sordum yüksek sesle. Daha sonra evdekileri hatırlayınca dudağımı dişledim.
"Kurtuluş'a söyledim ama o bile inanmadı..." Bile derken? Gözlerimi kıstım. Rana'nın yüzünde ki ifade daha çok hüzne boğulmuştu. Yoksa? Yoksa... Ah! Rana'nın yüreğine Kurt mu düşmüştü? Tek sorunu Kurtuluş'un inanmaması olduğuna göre bir şeyler hissettiği açıktı. Nemrut Kurtuluş bir de seni akıllı sanırdım.
Bunlarda kerizlik genetik galiba.
"Demek o bile inanmadı," dediğim bile'yi vurgulayarak. "Ne zaman oldu bu? Birkaç gün önce mi?"
Cevabı beni dehşete düşürdü. "İki hafta oldu..."
Sinirlenmemek için kendimi sıkıyordum. Yoksa katil falan olacaktım. İçimden sabır çektim. "İki haftadır onlardan biri bile gerçeği öğrenmedi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYİ KURTARMAK
ChickLitİlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dön...