03.08.21 (MUTLU YILLAR PAMUK ŞEKER ❤️ )
Yedinci Ev - Dolunay
BÖLÜM 22*KADER
Uzun ve olaylı bir bölüm... İYİ OKUMALAR! 👻
***
İPEK
Bazı şeylerden bile isteye vazgeçmek kolay değil. Özellikle derin hisleler bağlı olduğun bir kalpten vazgeçmek hiç kolay değil. Fakat ben vazgeçebildim. Kendim için yapmak zorunda kaldım.
Bedirhan benim buradaki çocukluğumun en güzel kısımlarından biriydi. Ona olan hislerimin değişimi ise lisede başladı. Lisedeyken sürekli aramızda bir laf dalaşı olurdu. Onun hoşlandığı, sevdiği ve birlikte olduğu kızları izledim. Yetmedi, başkasına aşık olduğunu ve neredeyse evlendiğini gördüm.
Ama vazgeçmem için sebep bunlar değildi. Ben kendime zarar verdiğimi fark ettiğimde istemsiz bir şekilde, annemin nasihatlerle dolu anılarımı olduğu yerlerinden çıkarmıştım. Annem, babama aşık bir kadın olarak evlenmişti onunla. Bu yüzden benimde onun gibi mutlu bir evlilik yaşamamı istemesi normaldi. Her ilgili anne gibi çocuğunu, canının parçasını düşünüyordu.
Annem öleli, üç sene oluyor. Onu pek özlüyorum. Eğer şimdi burada olsaydı, Bedirhan'ın bana yaptıklarını anlatır, anneme şikayet ederdim onu. Ama annem yok. Ve artık ona şikayet etmek istediğim Bedirhan da yok. En azından içimdeki varlığını sürdürmeyi bıraktı.
Bedirhan iyi bir adam, güzel seven bir adam. Hiçbir zaman beni neden sevmedi diye kızmadım ona, ya da neden Nilay gibi birini seviyor diye. Seveceğimiz kişiyi seçme şansına hep sahip olamıyoruz. Bazen bir anda oluveriyor ve geçmiyor.
Geçti.
Bedirhan ne kadar sıradan bir insan sıfatı kazanabilirse o kadar sıradan biri artık. Hoş, pek gördüğüm söylenemez. Sanırım içindeki çelişkiye anlam kazandırmak için uzak duruyor buralardan. Onu iyi anlıyorum çünkü bir sene önce bunu yapan ve yapmaya devam eden bendim. Kendimi dünyadan soyutlayınca her şey hallolacak sanıyordum. Oysa durup savaşmaktan, acıyı zamanında çekmekten daha iyisi mi vardı?
Zaman iyileştirmiyordu sadece alışıyorduk.
Annemin mezarındaki çiçekleri sularken Rana'dan bahsediyordum, Kurtuluştan bahsediyordum. Komik anılar annemi neşelendirebilirdi. Ben artık daha iyi hissediyordum en azından aşk acımı çekmiştim. Geriye masum bir genlik aşkının külleri kalmıştı yalnızca.
Annemin yanından ayrılmış eve gelmiştim. Kapıdan girmeden evvel, "Abla, babam çağırıyor?" diye böğüren kardeşimin poposuna vurdum bir tane. Ergen sinirlenip suratını ekşitti. "Yapma diyorum abla ya!"
"Sus bebe, git okuluna haydi. Saat kaç olmuş hala buradasın. Ne biçim öğrencisin sen? Biraz Mert'i örnek al," dediğimde ağzının içinde homurdandı.
"Git Mert'e ablalık yap o zaman. Hem Rana abla da senden daha iyi," dediğinde parmak ucuma çıkıp vurdum bir tane. "Abla!" Yavaş vurmuştum. Canı tatlı bunun.
"Sus len! Anneme kaç kere dedim seni doğurmasın diye ama olan olmuştu artık, sevabına bakıyoruz sana zaten." Erkek olmasaydı ne güzel olurdu. İki kız kardeş. Kafayı yerdik.
"Seninle akraba olduğuma ne kadar üzülüyorum abla haberin var mı?" Benim gibi abla nerede görmüş acaba? Nankör.
"He he," dedim yüzümü şekilden şekilde sokarak. "Kahvaltıyı hazırladın mı onu söyle sen?" Evin işlerini ona yaptırıyorum diye deliriyordu. Karizmasına çizik gelmesin diye de kimsenin bilmemesi için uğraşıyordu. Ama ben onu bilerek böyle yetiştirdim yoksa mutfağa girmekten nefret etmemle alakası yok. Modern bir erkek olsun diye uğraşıyorum ama kıroluk kanında var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYİ KURTARMAK
Literatura Femininaİlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dön...