10.10.21Göksel - Dudaklarında Arzu ( Bölümü anlatan şarkı... Hehe...)
BÖLÜM 28• İKİ KALP
***
Siz ne zaman panoya 'bölüm nerede' diye sorsanız benim içim gidiyor arkadaşlar. Olmayan anksiyete krizim başlıyor. İşin şakası falan filan ama doğru sayılır yetiştiremeyeceğim diye ödüm kopuyo... 😢
Zaten yetişemedi, aslında çok uzun bir bölümdü bu, sonu gelemeyecek diye kestim bir yerden mecburen. 😪
Gelecek bölümü çok daha uzun tutacağım sözüm olsun. ☺️
İyi okumalar!!👻
***
Aşk, muhtaçlık hissini beraberinde getirtiyor olmalı. Yoksa Kurtuluş'a bu kadar yakın olmak, ona karışmak istememin başka bir açıklaması olamaz.
Sıcak, ıslak dudakları, dudaklarımı talan ederken kalbimin çırpınışlarını görmezden geliyordum. Çünkü doyamıyordum. Daha fazlasını istiyordum. Benim için birkaç saliselik andıran öpüşmemizi Kurtuluş, dudaklarını uzaklaştırarak bitirdiğinde nefes nefese soluklanmaya başladım.
Evet, nefesimi kesmişti. Ve sanırım başım da dönüyordu, onun sırtımdan destek veren eli olmasa yere düşecek gibiydim. Dudakları, birkaç milim uzağımdayken alnını alnıma yasladı ve yakıcı bir nefesi dudaklarıma emanet bıraktı, tüylerim ürperdi. "Mahvoldum," dedi kısık bir sesle. "Mahvettin beni, kalbime zararsın."
Duygu yoğunluğum had safhaya ulaşmış olsa da munzur yanımı derinlerden çıkartarak sırıttım. "Bu iyi mi, kötü mü?" Sorumla beraber gözlerini araladı ve kızıl hareleri parladı. Onun da yüzünde bir tebessüm vardı. "Bir kez daha tadarsam karar verebilirim," dediğinde yanaklarım cayır cayır yanmaya başladı. Yoksa yanan direk ben miydim? Olabilir.
Dudaklarımı gayri ihtiyarı bir tavırla dişlerimin arasına aldığımda amacım utancımı gizlemekti ama ela gözleri daha da koyulaşarak dudaklarıma takıldı ve hemen ardından gözlerimin içine baktı. "Ateşle oyunuyorsun ve geri dönüşün de yok."
Ne demek istediğini anlıyordum. Bundan sonrası için beni uyarıyor olmalıydı ama ben çoktan göze almıştım olacakları. Şu bir haftada özellikle bu fikrimin temelini sağlam atmıştım. "Biliyorum," dedim duraksamadan. "Bilerek geldim."
"Geldin," dedi yüzünde umutlu bir tebessümle. "Bana geldin." Elleriyle yanaklarımı kavradı ve alnımın köşesine bir öpücük kondurdu aynı anda kalbimin ritmiyle yeniden oynadı. "İyi ki geldin," derken sesinde minnet vardı.
"Sende iyi ki geldin," dedim bir haftalık özlemimi hatırlayarak. "Neredeydin? Neden gittin?" Diye sorduğumda neşesi kaybolur gibi oldu ama hemen toparladı ifadesini. Derin bir nefesle çizerlerini doldurdu. Üzerindeki takım elbisenin kırışmış gömleğine rağmen hala yakışıklılığın koruyordu.
Aldığı nefesi sıkıntıyla verirken benden biraz uzaklaştı ama elleri hala benden kopmamıştı. Omuzlarımdan başlayarak kollarımı usulca okşadı ve elimi tutarak beni peşine taktı.
Onu adımlarına ayak uydurarak beni götürdüğü yere gittim. Sandalyelerden birini eliyle kaldırarak başka bir sandalyenin yanına koydu. Ardından sandalyeye oturdu ve beni yanına çekti. İtiraz etmeden oturdum. Masanın üzerindeki alkol şişesini görünce ona bakmadan edemedim. "Sarhoş olmayı mı planlıyordun?"
![](https://img.wattpad.com/cover/252537720-288-k223641.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYİ KURTARMAK
Romanzi rosa / ChickLitİlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dön...