The Eve | Minsung |

1

20 Şubat 2150

RUBRIGARD

—————————————————

Genç adam odasının penceresinden yüzüne vuran gün ışığıyla gözlerini açtı. Derince bir nefes aldı ve bugün yapacaklarını düşünüp banyoya adımladı.

Uzun bir duş keyfinden sonra giyinme odasına yöneldi ve pahalı takımlarına bir bakış attı. Sonunda onları es geçip düz siyah bir t shirt ile siyah bir kot seçip hızlıca giyindi.

Aynadan kendisini inceleyip sarı saçlarını eliyle karıştırdı.

"Bu şekilde mi gideceksiniz efendim?" Genç adam aniden gelen sesle sıçradı.

"Beni korkuttun Clara."

"Kusura bakmayın efendim. Erken gel demiştiniz."

Genç adam hafifçe başını sallayıp tekrar kendisini inceledi.

"Babamı rezil ederim diye mi korkuyorsun Clara?"

"Elbette hayır efendim. Ancak babanızı biliyorsunuz-"

"Benim istediğim de bu Clara. Onunla uğraşmayı seviyorum."

Genç adam robota göz kırpıp yanından geçerken duraksadı.

"Ben gelene kadar çıkmış olursan iyi olur."

"Elbette efendim." Clara başını eğerek konuştuğunda genç adam yürümeye devam etti.

Arabasının amahtarlarını alıp hızlıca dışarı çıktığında gökyüzüne bir bakış attı.

"Lanet hava yine kapalı."

Söylenerek arabasına bindiğinde koltuğuna yaslandı ve gözlerini kapattı.

"Hoş geldiniz efendim. Şirkete mi gideceksiniz?"

"Evet Jiho."

"Trafik oldukça yoğun. Hava gün boyunca yağışlı olacak. Geleneksel atletizm yarışması-"

"Bu kadar yeter. Lanet arabayı sür artık." Diye çıkıştı genç adam.

"Elbette efendim."

Araba hareketlenince genç adam iç çekti ve yol boyunca kasvetli gökyüzünü inceledi.

Güneş dünyaya uzun zamandır uğramıyordu.

•
•
•
•

"Geldik efendim."

Genç adam arabadan inip sahibi olduğu şirkete uzunca baktı. Neredeyse dalıp gitmişken arkasından gelen sesle irkildi.

"Biraz daha dikilirsen başkanla aynı anda içeri gireceksin."

Omzuna konan el ile göz devirip şirkete girdi.

"Sana da günaydın Jennie."

"Bugün neden bu kadar dalgınsın Han Jisung?"

"Hoş geldiniz efendim."

Jisung onlara selam veren robotu görmezden gelip Jennie'yi inceledi. Üzerine giydiği beyaz elbise ve dalgalı saçlarıyla tanrıça gibi görünüyordu.

"Bugün neden bu kadar güzelsin Jennie?"

Jennie kıkırdadı.

"Ben hep güzelim."

Asansöre bindiklerinde Jennie ona bir bakış attı.

"Gerçekten, neden bu kadar dalgınsın? Neyin var?"