"Ben de kendimi dramatik sanırdım."
——————————————————
Jisung gelen tanıdık sesle yerinden sıçradı. Kapıya baktığında kimseyi göremedi. Bakışları büyük, dikdörtgen şeklindeki cama çevrildiğinde siyahlar içinde silahlı birini gördü.
Maskesinden dolayı kim olduğu görülmüyordu ama Jisung onun Hyunjin olduğuna emindi.
Hyunjin parmağını ağzına götürüp sessiz olması için işaret ettiğinde Jisung yutkunarak bakışlarını kameraya çevirdi.
"Sesimizi şu anda duyamıyor ama bizi görüyor. Seni buradan çıkaracağız. Dediğim her şeye harfiyen uymak zorundasın."
Jisung bakışlarını kameradan çekip hiçbir şey olmamış gibi yere indirdi.
"Senden istediğim panik atak geçiriyormuş gibi yapıp etrafı dağıtman." Dedi Hyunjin.
Camın arkasında olmasına rağmen sesi içeride net bir şekilde duyuluyordu. Jisung onun dediğini yapıp kameraya baktı ve bağırmaya başladı.
"Yalan söylüyorsun!"
Daha sonra yatağın çarşaflarını çıkarıp fırlattı.
"Yalancı! Sana inanmıyorum! Çıkar beni buradan!" Jisung oyunculuk yeteneklerini kullanarak deli gibi bağırıp ortalığı dağıtmaya başladı.
Daha sonra Hyunjin kapıyı açıp hızlıca içeri girdi ve silahı omzuna atıp Jisung'u tuttu.
"Role devam et. Sakın durma." Diye fısıldadı.
Jisung kollarının arasında çırpınırken Hyunjin onu odadan dışarı çıkardı. İki asker bir sedyeyle yanlarına koştuğunda Hyunjin onu zorla sedyeye yatırdı.
"Kollarını tutun. Atak geçiriyor olmalı. İğne getirdim. Ben yapmayı bilmiyorum. İşe yeni alındım. Siz yapın." Dedi ve iğneyi diğer askerlere uzattı.
Adamlardan biri Jisung'u tutarken diğeri Hyunjinin elinden iğneyi almak için uzandı. Hyunjin hızlıca o iğneyi alamadan adamın gözüne sapladı ve karnına bir tekme savurdu. Jisung ise kendisini tutan adamın elini ısırıp onu hızlıca itti ve suratına bir yumruk geçirdi. Hyunjin iki adamı bacağından vurup Jisung'un kolunu tuttu ve ikili koşmaya başladı.
"Koridordaki kameraları devre dışı bıraktık ama fazla zamanımız yok. Burada çok fazla adam var. Hepsini alt edemeyebiliriz. Joo birkaç adamıyla birlikte bize yardım edecek. Minho Hyunsoo'yu almaya gidecek. Felix şu anda dışarıda ve kameralarla o ilgileniyor. Seni diğerlerine götürüyorum. Eğer bana bir şey olursa sakın durma ve kaç Jisung. Ne olursa olsun buradan çıkmalısın. Anladın mı beni?" Diye hızlıca konuştu Hyunjin.
Jisung hızlıca çarpan kalbiyle Hyunjin'in elini tutmuş nereye olduğunu bilmeden koşuyordu. Hyunjin'in dediklerini zar zor anlamıştı.
"Jisung!"
"Anladım!" Dedi Jisung hızlıca. Daha sonra karşılarına çıkan iki askerle aniden durdular. Askerler ateş etmeye başladığında Hyunjin Jisung'u hızlıca duvarın karşı tarafına itti. Ardından yaraladıkları askerden aldıkları silahı Jisung'a attı. İkili duvara sırtlarını dayamış gelen ateşlerden korunmaya çalışıyorlardı. Jisung korkuyla karşıya baktı. Hyunjin diğer adamlarla çatışırken birkaç saniye nefeslendi. Ardından hızlıca tıpkı Hyunjin gibi diğer adamlara ateş açtı. Çoğalmışlardı. Şu anda beş kişilerdi. Hyunjin ikisini öldürünce geriye üç adam kaldı. Jisung birini öldürmeyi başardığında yutkunarak duvarın arkasına saklandı. Birini öldürmüştü! Jisung hayatında ilk defa birini öldürmüştü!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Eve | Minsung |
Bilim Kurgu2150 yılında robotların hakim olduğu bir sisteme isyan eden 7 genç, başkanın oğlunu kaçırırsa ne olur? minsung✨ 08.07.2021