33

3.3K 473 287
                                    

"Tek yapmamız gereken şey geçmişe kimin gideceğini seçmek."

—————————————————

Jisung kafasına takılan kaska benzer aletle gerilmeden edemedi. Birazdan resmen geçmişe gidecekti.

"Ne yapacağını biliyorsun değil mi?"

"Mark ve Haechan'ın okuluna girip onlara her şeyi anlatacağım."

"Evet aynen öyle."

"Peki ya bana inanmazlarsa?"

"İnanacaklar." Dedi Seungmin kararlı bir sesle.

"Geri dönmek istediğinde buna basmalısın." Dedi Seungmin ona küçük bir cihaz verirken.

"Peki onlara her şeyi anlattığımda geçmişi değiştirmiş mi olacağız?"

"Geçmişi değiştiremezsin Jisung. Onlar olacakları öğrense bile o savaş yaşanacak. Ne yazık ki buna engel olamayız."

Jisung başını salladığında Minho ortalarda yoktu.

"Minho nerede?"

"Yapması gereken önemli bir şey vardı. Sen geri döndüğünde gelmiş olur." Dedi Seungmin.

"İyi şanslar Sungie." Dedi Jeongin odadan çıkarken.

Şimdi Seungmin ile ikisi kalmıştı.

"Orijinal hallerinize görünmemeye çalış. Şapkanı çıkarma ve kimsenin seni tanımasına izin verme."

"Tamam." Dedi Jisung yutkunarak.

"Hazır mısın?"

"Evet." Dedi Jisung derince bir nefes alıp.

Seungmin bazı düğmelere basarken Jisung gözlerini kapattı.

"İyi şanslar Jisung."

Bu, Jisung'un duyduğu son ses olmuştu. Çünkü aniden başına giren ağrıyla iki büklüm olurken kendini bir anda dizlerinin üstüne çökerken buldu. Gözlerini ovalayarak etrafına baktığında bir okul bahçesinde olduğunu gördü.

"Siktir, gerçekten geçmişte miyim?" Diye fısıldadı kendi kendine.

Yavaşça ayağa kalkarken etrafını inceledi. Daha sonra şapkasıyla yüzünü iyice gizleyip okula doğru yürümeye başladı. Dışarıda birkaç öğrenci dışında kimse yoktu. Büyük kapıdan içeri girdiğinde karşısına çıkan kadınla yerinden sıçradı.

"Merhaba bay Han. Hoş geldiniz."

Jisung gözlerini büyüterek kadına baktığında dikkat çekmemek için yutkundu ve kendini toparladı.

"Mark ve Haechan'ı arıyorum." Dedi Jisung sessizce.

"Mark odasında. Haechan ise derste. İsterseniz sizi odasına götürebilirim?"

"Harika olur." Dedi Jisung gülümserken.

Kadın onu bir koridora yönlendirdiğinde kalbi çıkacak kadar hızlı atıyordu. Ne diyecekti?

Şey ben yaklaşık 125 yıl sonrasından geliyorum. Yıllar sonra büyük bir savaş çıkacak ve hepiniz öleceksiniz. Ancak merak etmeyin. 2150 yılında her şeyi düzelteceğiz.

Jisung stresten dudaklarını ısırırken merdivenlerden çıktılar. Sonunda bir odanın önüne geldiklerinde kadın önden girdi. Daha sonra girmesi için Jisung'u işaret etti. Jisung içeri girdiğinde oldukça yakışıklı bir çocuğun kendisine gülümsediğini gördü.

The Eve | Minsung |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin