29

3.4K 489 342
                                    

"Patlatın."

—————————————————

Jisung, gözlerinin önünde büyük bir patlamayla havaya uçan yere bakakaldı. Titreyen elleri camı buldu.

"Hayır!"

Başını cama yasladı ve gözlerini yavaşça kapattı. Bir damla yaş gözlerinden süzülürken hıçkırdı.

"Benim yüzümden.."

Cama hali kalmamış gibi yumruğuyla hafifçe vurdu. Diğer eli kalbine gitti. Sanki biri kalbini avuçlarının içine almış sıkıyordu.

"Ben olmasaydım onlara bir şey olmayacaktı.."

Arabanın kapısını açtı ve dışarı adımladı. Önündeki yerle bir olmuş yere bakıp kollarını birbirine sardı. Yavaşça, sarsak bir iki adım atıp oraya yaklaştı. Daha sonra dayanamayıp dizlerinin üstüne çöktü. Gözünden yaşlar akarken önündeki yıkıntıyı izledi. Sonrasında dayanamayıp bakışlarını yere indirdi. Elleriyle yüzünü kapatıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Ağladıkça sarsılan omuzlarına konan elle başını yavaşça kaldırdı.

Joo üzgün gözlerle ona bakıyordu.

"Üzgünüm ama gitmemiz gerekiyor. Birazdan buraya bir sürü asker gelecek."

Jisung onun elini sertçe itti.

"Artık hiçbir şey umrumda değil." Dedi sessizce.

"Jisung, kazanmamız gereken bir savaş var."

"Savaşı sikeyim!" Diye bağırdı ayağa kalkarken.

"Sakin olmalısın. Acını anlıyorum. Ben de çok üzgünüm-"

"Üzgünsün, öyle mi? Üzgünsün! Seni pislik! Onlar içerideyken orayı havaya uçurdun sen!" Dedi Jisung onu iterken.

Yanlarına gelen Jeongin kızarmış gözleriyle Jisung'a baktı. Jisung ona bakınca kendisinden bir kez daha nefret etti. Ailesini çalmıştı. Onların ölümüne sebep olmuştu. İçi suçluluk duygusuyla kaplanırken Jeongin bir anda ona sarıldı. İkisi birlikte ağlarken Joo onları yalnız bıraktı.

Bir süre sonra Jeongin geri çekilip Jisung'un elinden tuttu ve onu arabaya geri götürdü. Jisung başını Jeongin'in bacağına yaslarken karşısındaki dağılmış üç çocuğa baktı. Hepsi yıkılmışlardı.

Jeongin, Jisung'un saçlarını okşarken Jisung'un tek düşünebildiği suçluluk duygusuydu.

Gözlerini yavaşça kapatıp bunun bir kâbus olmasını diledi.




Eve geldiklerinde Jisung tıpkı bir ölü gibi ruhsuz bir şekilde odasına çıktı. Banyoya girip kapısını kilitledi. Kıyafetlerini bile çıkarmadan suyun altına girip yere çöktü. Soğuk su başından aşağı akarken dizlerini kendisine çekti.

Canı yanıyordu. Canı çok yanıyordu. Bu hissi en son yıllar önce annesini kaybettiğinde hissetmişti. Tanıdığı herkese zarar veriyordu. Herkes onun yüzünden zarar görüyordu. Eğer oraya gitmekte ısrar etmeseydi hayatta olacaklardı. Minho onu uyarmıştı. Defalarca gitmemesi gerektiğini söylemişti. Jisung onu dinlememişti. Şimdi ise..

The Eve | Minsung |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin