20

3.7K 525 728
                                    

Bu gece hayatında ilk defa birini kaçıracaktı ve içinden bir ses bu gece bundan daha fazla şeylerin yaşanacağını söylüyordu.

—————————————————

Minho ve Seungmin ile birlikte masalardan bir tanesine geçtikleri sırada neredeyse yarı çıplak bir garson çocuk yanlarına gelip Minho'ya sırnaşmaya başladı.

"Tadına bakmalısınız." Dedi ağzını yaya yaya.

Jisung sinirden Minho'nun elini sıkınca Minho önüne dönüp çocuğu eliyle reddetti. Ancak çocuk bir türlü onları rahat bırakmazken Jisung, onlara uzatılan keki alıp hızlıca yedi. Daha sonra diğer ikiliyi şoka sokarak onlar için de birer kek alıp ağızlarına tıktı ve garsona ters ters baktı.

"Yedik. Şimdi defol." Dedi sert bir şekilde. Garson bozulmuş bir ifadeyle hızlıca uzaklaşırken Minho ve Seungmin'in sorgulayıcı bakışlarıyla daha çok öfkelendi.

"Ne var? Burada önemli bir görev için bulunuyoruz ve o dikkatimizi dağıtıyordu."

"Sakinleş." Dedi Seungmin kıkırdayarak.

"Elimi o kadar çok sıkıyorsun ki küçük parmakların kırılacak sincap." Dedi Minho gülerek.

Jisung ne yaptığını farkedince hemen parmaklarını gevşetti ve hiçbir şey söylemeden önüne döndü.

"Minhyuk birazdan orada olacak."

Changbin'in kulaklıktan gelen sesiyle bakışlarını kapıya çevirdiler. O sırada masadaki hareketlilikle dikkatleri masaya kaydı. Başkaları gelmeye başlamıştı.

"O senin mi?"

Jisung konuşan kişiye baktığında oldukça yakışıklı bir adamla karşılaştı. Sırıtarak kendisine ve Minho'ya bakıyordu.

"O bir oyuncu." Dedi Minho keskin bir sesle.

"Diğeri?" Dedi Seungmin'i işaret ederek. Seungmin'in yanında rahatsızca kıpırdandığını hisseden Jisung, uzanıp masanın altından onun elini tuttu.

"O da bir oyuncu." Dedi Minho sertçe.

Jisung onun sinirlendiğini hissedebiliyordu.

"İlginç. Masadaki oyuncu sayısının 6 olması gerekiyor ve masada altı kişiyiz. Tek eksik Minhyuk ise sizden biri yanlış masada olmalı."

"Ne?" Diye sordu Seungmin.

"Diyorum ki masada olmaması gereken bir kişi var ve o sizden biri. Buradaki herkesi tanıyorum. Siz hariç." Dedi adam bütün kelimelere vurgu yaparak.

Minho'nun eli sıkılaşırken Jisung, içindeki korkunun yüzüne yansımaması için çabaladı.

"Yanındaki çocuk senin mi değil mi?"

"Benim." Dedi Minho soğukça.

Adamın gözleri parladı. Sırıtarak Jisung'a baktı.

"Neden başta söylemedin? Onu alırım diye mi korktun?" Diyerek alay etti.

"Onu alabileceğini sana düşündüren nedir?" Dedi Minho öfkeyle.

The Eve | Minsung |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin